İsviçre'de minare inşasını 29 Kasım'da gerçekleştirilen halkoylamasıyla yüzde 57,5 oranındaki oylarla reddedilmesi Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) toplantıları için Atina'da bulunduğu sırada Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun İsviçreli meslektaşı Michelle Calmy-Rey ile görüşmesinin de konusu oldu.
Görüşmeyle ilgili gazetecileri bilgilendiren Davutoğlu, "Ben de Avrupa'nın İslam dünyasına dini tolerans için güçlü mesajlar vermesi gerektiği, bu konunun referandum haline getirilmesinin bile Avrupa ilkeleri ve insan hakları açısından doğru olmadığını anlattım" dedi; İsviçreli bakanın hükümetinin bu referanduma karşı çıktığını ve uygun bir politika izleyeceklerini söylediğini kaydetti.
Sağcı muhafazakar UDC Partisi ile Federal Demokratik Birliğin (UDF) Temmuz 2008'de başlatılan girişim, İsviçrelilerin yüzde 53'ünün katıldığı bir referandumla sürdü; şimdiyse Avrupa kamuoyunda tartışma yarattı.
Le Monde: Ya Fransızlar ne düşünüyor?
Le Monde gazetesi, "Acaba İsviçreliler, Fransızların sessizce düşündüklerini yüksek sesle mi oyladılar?" sorusunu ortaya attı. Gazete, Fransa Hıristiyan Demokrat Partisi başkanı Christine Boudin'in, "Minareler İslam topraklarının simgeler. Fransa ise bir İslam toprağı değildir. Minare inşasının genelleşmesi beraberinde Fransa'nın kendi tarih ve değerlerinin savunmayı bıraktığını düşündürtür" sözlerini sayfalarına taşıdı.
Le Figaro gazetesinin anketine katılan 49 bin kişiden yüzde 73'ü, Fransa'da minare inşa edilmesine karşı oy kullandı. L'Express gazetesi araştırmasında da, 19 bin kişiden yüzde 86'i buna karşı.
İspanya'da yayımlanan El Mundo gazetesi sitesine, "minareye hayır" diyenlerin oranı yüzde 80 idi. Almanya'da çıkan Die Welt gazetesininkinde "hayır" diyenlerin oranı da yüzde 86.
Le Temps: AİHM ve İsviçre zor durumda kaldı
Fransa'nın kuzeyinde çıkan La Voix du Nord (Kuzeyin Sesi) gazetesi, cami yapımının minare inşasından dolayı Fransa'da da, yerel yönetimleriyle cami dernek temsilcilerini karşı karşıya getirebileceğini belirtti; sorunun oy endişesi taşıyan belediye başkanlarının ikna edilmesiyle çözülebileceğini yazdı.
İsviçre'de çıkan Le Temps (Zaman) gazetesi de, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin dönüşümlü başkanlığını üstlenen İsviçre'nin, 18-19 Şubat 2010 günlerinde İnterlaken'de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kurumsal reformunu tartışmak amacıyla düzenleyeceği konferansın öncesinde oldukça güç durumda kaldığını bildirdi.
Costa: AİHM sihirli bir ilaç değil
Gazete, AİHM'in Fransız yargıcı Jean-Paul Costa'nın, "Minare referandumu, mahkememizin önünde daha önce hiç olduğu ağırlıkta bir yük getirdi. Bugüne kadar AİHM, bir hak oylamasıyla ilgili ilk kez karar vermek durumunda kalacak. Üstelik, dini özgürlük şikayetleriyle gittikçe daha sık karşılaşan mahkeme, sihirli bir ilaç da olamaz" sözlerini de yansıttı.
Costa, iki senaryodan söz ederek, ilkinde, İsviçre Anayasası'nın minare inşasının yasaklayarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "inanç özgürlüğü"ne dair 9. maddesini ihlal ettiğine dair bir tespit getirilebileceğini; İsviçreli bir şahıs veya dernek başvuru yaparsa da, "İç hukuk yolları tükenmedi. Kanton veya federal düzeyde karara itiraz edilmedi" kararı çıkabileceğini açıkladı. (EÖ)