Haberin İngilizcesi için tıklayın
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun başvurusunu sonuçlandırdı.
AİHM, Erdoğan'ın açtığı davalar yüzünden Türkiye'de para cezasına mahkum olan CHP liderinin başvurusunda, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ifade özgürlüğü hakkının korunmasıyla ilgili 10. maddesinin ihlal ettiğine hükmetti.
Kıkıçdaroğlu’na 13 bin Euro tazminat ödenecek.
Kılıçdaroğlu’na başka bir tazminat kararı
Ancak bugün verilen başka bir kararla, Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Ahmet Özel'e yönelik ifadeleri nedeniyle 20 bin lira manevi tazminat ödemeye mahkum edildi.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi, Ahmet Özel'in kendisi hakkında kullandığı ifadeler nedeniyle Kılıçdaroğlu aleyhine açtığı manevi tazminat talebine ilişkin Bakırköy 8. Hukuk Mahkemesince verilen hükme karşı yapılan istinaf başvurularını karara bağladı.
Davacı Ahmet Özel'in açtığı davanın dilekçesinde, Kılıçdaroğlu'nun 21 Kasım 2017 tarihinde düzenlenen partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasında Erdoğan ve yakınlarının yurt dışına para transfer ettiğini, daha sonra yaptığı bir konuşmasında ise bu para transferini ispat ettiğini iddia ederek müvekkilleri hakkında suç isnadında bulunduğu ileri sürülüyordu.
Dairenin kararında, Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı konuşmalardaki sözleri ile davacı Ahmet Özel'in kişilik haklarına zarar vererek, ifade özgürlüğü sınırlarını aştığı kaydedildi.
“Ceza, eleştiriyi caydırmaya yönelik”
Euronews’in haberine göre AİHM’in gerekçeli kararında, Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının güncel konulara ilişkin olduğu ve Erdoğan’ın doğrudan özel yaşamını hedef almadığı bildirildi.
Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamaları TBMM üyesi olarak ve TBMM çatısı altında yaptığı ifade edilen gerekçeli kararda, “ifade özgürlüğünün herkes için önemli olmakla birlikte halkın oylarıyla seçilmiş bir üye için daha önemli olduğu” hatırlatıldı.
CHP liderinin dönemin başbakanı aleyhine sarf ettiği ifadelerin sert ve saldırgan göründüğü kabul edilen gerekçeli kararda buna rağmen bunların dönemin başbakanının savunduğu siyasi tavırla ilgili tartışmaları teşvik etmeyi hedeflediği ve ayrıca bunların siyasetçilerin tartışma sırasında kullandığı siyasi saldırı olarak görülebileceği yorumu yapıldı.
AİHM, yerel mahkemelerin rolünün, siyasetçilere eleştiri hakkını kullanırken hangi stili tercih etmesi gerektiğini söylemek olmadığını yazdı.
Kararda, kamu çıkarı gözeterek, siyasetçinin bir dereceye kadar tahrik ve abartı hakkını kullanabileceği ifade edildi ve son olarak yerel mahkemenin verdiği maddi tazminat cezasının miktarının, diğer siyasetçilerin eleştiri yapma haklarını caydırmaya yönelik olabileceği uyarısında bulunuldu.
AİHM, Türkiye’deki yerel mahkemenin, özel yaşam ve ifade özgürlüğü arasındaki dengeyle ilgili içtihatlarını göz ardı ettiğine karar verdi.
Ne olmuştu?
Kılıçdaroğlu, 2018 yılında yaptığı başvuruda, 2012 yılında dönemin Başbakanı Erdoğan’ın aleyhine yaptığı iki konuşma nedeniyle para cezasına çarptırılmasıyla, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ifade özgürlüğü hakkının korunmasıyla ilgili 10. maddesinin ihlal edildiği şikayetinde bulunmuştu.
Kılıçdaroğlu, 31 Ocak ve 7 Şubat 2012 tarihlerinde partisinin TBMM’deki grup toplantısında Tortum hidroelektrik santralini protesto edenlerle ilgili mahkeme kararı, Deniz Feneri davası ve Uludere ile ilgili yaptığı konuşmalarda Erdoğan’ı eleştirmişti.
Mahkemeler, Erdoğan’ın “kişilik haklarına yönelik saldırı yapıldığı” gerekçesiyle CHP lideri maddi tazminat ödemeye mahkum etmişti. (AS)