Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 1974 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Kıbrıs'a hareket düzenlediği dönemde kaybolan dokuz Kıbrıslı Rumun yakınlarının yaptığı başvuruda Türkiye'yi, mahkeme gideri dahil 180 bin avro (396 bin TL) ödemeye mahkum etti.
Dokuz Rum vatandaşın 18 yakının başvurusunu iki ana dava olarak bugün karara bağlayan AİHM'in temyiz niteliğindeki Büyük Dairesi, Türkiye'nin yaşam hakkını ihlal ettiğine ve kayıpları etkin soruşturmadığına oyçokluğuyla karar verdi.
AİHM: Türkiye hiçbir somut bilgi vermedi
AİHM, söz konusu kayıplar, ölü olarak bulunan veya çatışma bölgesinde öldürülenler konusunda hiçbir somut bilgi vermediği gerekçesiyle Türkiye hükümetini eleştirdi.
"Dokuz kişinin tamamen Türkiye hükümetinin kontrolündeki bölgede kaybolduklarına dair başvuru sahiplerinin ileri sürdükleri iddiaları çürütebilecek nitelikte başka hiçbir açıklama mevcut değil. İki devleti de kapsayan ve tartışmaya neden olan dördüncü davayla ilgili olarak da, askeri operasyonların tutuklama ve cinayetler eşliğinde gerçekleştirilmiş olması nedeniyle kayıpların da başvuru sahiplerinin yaşamlarını tehlike altına koyacak koşullarda geliştiğini düşünüyoruz."
"TSK'nın kontrolündeki bölgede kayboldular"
Başvurular, esir düzen sekiz Rum askeri ile TSK'ya bağlı askerlerce 19 Ağustos 1974'te gözaltına alınıp sorgulandıktan sonra kaybolan, cesedine de Birleşmiş Milletler'in (BM) kurduğu Kıbrıs Kayıplar Komitesi'nin (CMP) çalışmalarıyla 2007'de ulaşılan M. Hadjipanteli ile ilgili olduğu açıklandı.
Türkiye hükümeti, kayıp olarak gösterilen sekiz askerin çatışmada öldükleri ve dokuzunca kişinin de tarif edilen bölgeye ilişkin düzenlenen Kızılaç'ın denetimindeki esir listesinde adı geçmediğini savunmuştu. Rum hükümetiyse, söz konusu dokuz kişinin de TSK'nın kontrolündeki bölgede kaybolduğu yönünde görüş bildirmişti.
Başvurular, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) "yaşam hakkının ihlali", "insanlık dışı muamele yasağı", "zorla çalıştırma yasağı", "güvenlik ve özgürlük hakkı", "adil yargılanma hakkı", "özel yaşama saygı", "ifade özgürlüğü hakkı", "evlilik hakkı", "yargıya etkin başvuru hakkı", ve "ayrımcılık yasağı"na ilişkin 2, 3, 4, 5, 6, 8, 10, 12, 13 ve 14. maddelere dayandırılmıştı.
25 Ocak 1990'da yapılan başvurular, 14 Nisan 1998'de kabul edilebilir bulunmuştu. Sonuçta AİHM, dokuz kişinin yaşam haklarının ihlal edildiğine, insanlık dışı muamelede bulunulduğuna, Eleftherios Thoma ve Savvas Hadjipanteli'nin başvurusuyla ilgili olarak da "güvenlik ve özgürlük hakkının" ihlal edildiğine hükmetti. (EÖ)