Fotoğraf: Mezopotamya Ajansı
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Daire, Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile ilgili hükmünü 22 Aralık Salı günü açıkladı.
AİHM Büyük Daire, AİHM’in daha önce verdiği Demirtaş’ın hapsedilmesinin siyasi gerekçelere dayandığı kararını tekrarladı ve Demirtaş'ın ‘derhal serbest bırakılması’ gerektiğini söyledi.
AİHM, Demirtaş’ın ‘derhal serbest bırakılması’ gerektiğini söyledi, ancak Türkiye’nin karara tepkisi gecikmedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kararın bağlayıcı olmadığını belirtti ve "AİHM bizim mahkemelerimizin yerine geçecek şekilde karar veremez" dedi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise, "AİHM’in aldığı karar boşlukta bir karardır. Hiçbir anlamı yoktur" açıklamasında bulundu.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi Eş Genel Başkanı Canan Yüce ve Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren, AİHM kararını, Türkiye’nin tutumunu ve kararın uygulanmaması halinde Türkiye siyasetine yansımalarını bianet’e değerlendirler.
Gümüş, Akdeniz, Yüce, Öneren, Türkiye’nin AİHM kararını uygulaması için tüm muhaliflerin iktidara karşı birleşmesi ve baskı oluşturması gerektiğini vurguladılar.
TIKLAYIN-AİHM Büyük Daire: Demirtaş'ı derhal tahliye edin
"Siyasetçilerin tahliyesine kapı aralıyor"
Özlem Gümüştaş: AİHM Demirtaş kararı iktidarın bu dönem stratejisi içinde ciddi bir diplomatik basınca tekabül ediyor. Oluşturulan ez-çöz politikasına; ‘DTK meşrudur, HDP meşrudur, seçilmiş siyasetçileri bırak, siyasi iktidarı muhalif kesimleri bastırmak üzerine kurma’ diyor. Bu karar; başta Demirtaş ve Yüksekdağ olmak üzere seçilmiş siyasetçilerin, Leyla Güven’in ve birçok politik tutsağın tahliyesine kapı aralayacak bir karar.
"Yanı sıra; iç hukuk bakımından, çöktürme planının uygulamada olduğu 5 yıl boyunca Suruç, Ankara, Cizre gibi insanlığa karşı işlenmiş suçların, kayyum atamaları, KHK ile kapatmaların yani şeflik rejiminin dayandırıldığı hukuki-siyasi saldırganlık ve tasfiye alanlarının yeniden tartışmaya açılacağı bir sonuç üretir.
"Siyasi iktidarın tepkileri bu durum nedeniyle cepheden ve net. Önümüzdeki üç aylık inceleme döneminde de Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi ve AB’den karşısına çıkabilecek her türlü diplomatik basıncı göze almak pahasına AİHM kararı uygulamakta ayak direyecektir.
"Türkiye ve AİHS’e imzacı başka devletlerin AİHM kararlarını uygulanmama pratikleri var. Türkiye ceza adalet sistemi içerisinde bir üst mahkeme başvuru yolu olarak devreye giren Anayasa Mahkemesi sürecinde yaşadığımız gibi; AİHM ile karşılıklı anlaşma içinde tazminat yolu ile iç hukukta kapatılan başvurular da var. Bu hukuk yolundan gerçekleşen ihtimal. Uygulayıp uygulamama haline etki eden bir diğer etmen ise uluslararası ilişkiler ve ekonomik gerekçeler.
TIKLAYIN-AİHM kararları neden bağlayıcı, uygulanmazsa yaptırımları ne olur?
"Türkiye tıkanmalar yaşayacak"
"AİHM kararını denetlemek Konsey ve Bakanlar Komitesi denetiminde. Türkiye kararı uygulamadığı durumda yaptırımlarla, devamla AB üyelik süreci bakımından bazı tıkanmalarla karşı karşıya kalabilir. Bu denklem içinde Türkiye-AB ilişkileri kapsamındaki ekonomik çıkarlar; aynı zamanda AB’nin Türkiye’deki ucuz yatırım sahaları belirleyici olur.
"‘Türkiye AB ile ilişkilerinde zor duruma düşer’ yorumunu otomatik olarak yapamam. Hukuken süreç böyle ilerleyecek kuşkusuz. Bazı yaptırımlar gündeme gelecek ve devamında hem Demirtaş hem de Kavala kararları Türkiye-AB ilişkilerinde bir kritere dönecek.Fakat bu gerilimin AB ile ilişkilerde bir kopuşa dönüşmesi ihtimali hukuki düzlemde ele alınamayacak kadar derin bir siyasi-tarihsel konu. Türkiye için AB’den kopmak ne kadar zor ise AB için de Türkiye’yi gözden çıkarmak o derece zor.
"Fakat diplomatik bakımdan yaşanacak gerilimin Türkiye dış politikasını zora sokacağını, kredi notu kıracak bir yaptırımın Türkiye ekonomisi bakımından taşınmasının zor olduğunu söyleyebiliriz. AİHM kararının uygulanmasını diplomatik alanlara bırakmayacak bir özgürlük kampanyasına girişmek gerekiyor. Hükümet’i sıkıştırmak, eyleme geçmek kazanıma götürecek tek şey.
TIKLAYIN- "Türkiye AİHM'in yargı yetkisini kabul etmiştir
"Türkiye’nin çıtası düşer"
Ercüment Akdeniz: Türkiye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin imzalamış bir ülke. Şayet AİHM’in Demirtaş kararını uygulamazsa altına imza attığı kurallara uymamış olacak. Dolayısıyla bu uluslararası arenada Türkiye’nin hukuksal çıtasını düşürür. İkincisi Avrupa konseyi üyesi olduğu için Türkiye Avrupa konsey üyeliği de tartışmaya açılır. Ama tabi Avrupa birliğinin AHİM kararlarının arkasında siyaseten ne kadar duracağı da önemlidir. Çünkü son yıllarda Avrupa Birliği’nin Türkiye’deki hak ihlalleri meselesindeki yaklaşımı evrensel hukuktan çok pragmatizme kayıyor.
"Toplumsal muhalefete baskı oluşturuluyor"
"Çünkü hem siyasi ilişkiler hem ekonomik ticaret hacmi bakımından zaman zaman kararsız duruyorlar. Türkiye açısından da öyle kolay değil Türkiye’de Erdoğan, Bahçeli ittifakı yani Cumhur İttifakı pandemi ve ekonomi krizin birlikte getirdiği süreci yönetme açısında problem yaşıyor. Bunun kendi tabanında bir oy kaybına neden olduğu anlaşılıyor.
"Buradan çıkış sağlamak için en yumuşak karın milliyetçilik, yeniden buraya dönüyor. Yapabileceği en kolay hamle olarak da HDP'yi görüyor. Tartışmalar HDP'nin kapatılması ile başladı, AİHM’in Demirtaş kararı ile devam ediyor. Bütün bunlar hukuku çiğneyen zoraki uygulamalardır.
"Demirtaş’a terörist HDP'ye de hainler partisi diyerek, bunlar üzerinde bütün toplumsal muhalefete dönük bir baskı oluşturuluyor. Yani hiçbir kesimin kafasını bir kaldırmayacağı siyasal atmosfer yaratılmak isteniyor. Dolayısıyla siyaseten iktidar bloğu da sıkışmış durumda. Bu sıkışıklığı aşmak için siyasi ve sendikal alanda da bütün muhalif güçleri daha çok baskı altında tutmayı tercih ediyor.
"AİHM kararı bıçak sırtı bir durum"
"AİHM kararı, Türkiye’nin menfaatleri bakımından bir bıçak sırtı durum. İktidar AİHM kararının uygulamayıp bunun karşılığında yaptırım, tazminat cezası ödemeyi tercih edebilir. Bu durumu Avrupa’ya karşı blöf ve şantaj olarak kullanabilir, böyle bir ortam var. Bunu yok sayamayız ama yani hem ABD yaptırımları hem Avrupa Birliği’nin özellikle mart ayında gündeme alacağı yaptırımları düşününce kısmi yumuşamalar beklenebilir.
"Türkiye, AİHM kararını uygular hükümette bir şekilde yumuşar demek, halkı gereksiz bir beklentiye sokar. Dolayısıyla bu uygulanmayacakmış gibi düşünmek demokrasi talebini yükseltmek gerekir. Türkiye, evrensel hukuka uymalı ve Demirtaş bir an önce bırakılmalı, sadece Demirtaş değil haksız hukuksuz yere tutuklanan uzun yıllar cezaevinde kalan bütün Kürt siyasetçilere, aydınlara, gazeteciler özgürlüğüne kavuşmalı.
TIKLAYIN-Erdoğan AİHM'e "ikiyüzlü", Demirtaş'a "terörist" dedi
"AB ülkeleri ciddi yaptırımlar uygulamalı"
Canan Yüce: Türkiye, Erdoğan iktidarı AİHM kararını ilk kez uygulamıyor değil. Türkiye AİHM’de aleyhinde en çok karar çıkan ülkelerin başında geliyor. AİHM kararlarının icrasını takip eden Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 2019 raporuna göre Türkiye, uygulamadığı 184 AİHM kararıyla, ‘AİHM kararlarını uygulamayan ülkeler’ listesinde Rusya’nın ardından ikinci sırada yer alıyor. Uygulanmayan bu kararlardan dolayı bu güne kadar Türkiye toplamda 2 Milyar Euro’ya yakın tazminat ödemiş durumda. İktidar adeta ‘veririm parasını, öderim cezasını, yaparım hukuksuzluğu’ diyor.
Esasında bu durum Türkiye’nin 7 Haziran 2015 seçimlerinin iptalinden sonra girdiği atmosferin özetidir. Erdoğan iktidarı 7 Haziran yenilgisinden bu yana ne kendi hukukunu ne de uluslararası hukuku tanımadığını defaten ilan etti, ortaya koydu.
"AİHM’e dayanak oluşturan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne imza atan Avrupa Konseyi üyesi 47 devlet tarafından onaylanmış. Türkiye’de 28 Ocak 1990’dan bu yana AİHM’in yargı yetkisini onaylamış durumda. Esas sorun şurada; bu güne kadar defalarca bu sözleşmeyi ihlal eden Türkiye’ye, özellikle de son süreçte rekor düzeyde ihlal yapan Erdoğan iktidarına karşı bu sözleşmenin altında imzası olan ülkeler hiçbir ciddi yaptırımı gündeme getirmiyor.
TIKLAYIN-Demirtaş: AİHM kararı hukukun hükümetçe çökertildiğinin tescili
"Esas güç ortak demokrasi mücadelesi"
"Nihayetinde hukuk ancak bir yaptırım gücüyle işleyebilir. Yıllardır onlarca kararını uygulamamış bir ülkeye şimdi daha yükses sesle ‘kararımı uygula’ demek kar etmez. Hele açıktan faşizmi kurumsallaştırmaya çalışan bir iktidar bu uyarıları hiç dikkate almaz.
"Şayet AİHS’e imza atan ve icra organı olarak AİHM’i kuran devletler sözlerinin ciddiye alınmasını istiyorlarsa önce kendileri, kendi hukuklarına ve kurumlarına ciddi yaklaşmalı, yıllardır bu kararları hiçe sayan ülkelere ciddi yaptırımlar uygulamalılar.
"Ve tabi ki, bu kararları uygulatacak, hukuksuzlukları durduracak esas güç ise antifaşist güçlerin birlikte vermesi gereken demokrasi mücadelesidir. Bu gün iktidara bu rahatlıkla ‘kararı tanımıyoruz, yok hükmündedir’ dedirten demokrasi güçlerinin faşizme karşı ortak bir program etrafında mücadele edemiyor olmasıdır.
"AB ile ilişkiler bozulacak"
Elif Torun Öneren: Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı ve Devlet Bahçeli Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarının bağlayıcı olmadığını savundular. AİHM’in kararını uygulamayabilirler çünkü şu an bir diktatörlük yaşıyoruz. Süleyman Soylu her ne kadar ‘AİHM’in kararını tanımıyoruz benim için anlamı yok’ dese de kararın uygulanması gerekiyor.
"Son zamanlarda Avrupa Birliği ilişkilerini düzeltme çabaları var, AİHM kararını uygulamamaları bu ilişkilerin bozulmasına yol açacak, bozulsun istemeyecekler. Eğer uygulamayacak olurlarsa yaptırımlar da uygulanacaktır.
"Selahattin Demirtaş ve tutsak edilen tüm milletvekilleri bu toplumun iradesidir. AİHM kararını yok saymak toplumda adalet ve hukuka olan inançsızlığı daha da derinleştirecek.
"Toplumun her kesimi AKP-MHP faşizmini omuzlarında hissediyor ve sesler yükselmeye başladı. Halkta özellikle ekonomik ve siyasal krizlere karşı bir büyük bir tepki var. Halkın gözünde artık savaş söylemleri de tutmuyor. Bu nedenle HDP'ye ve muhaliflere yükleniyorlar. Burada biz sosyalistleri devrimcilere, HDP bileşenlerine ve HDP'ye büyük görev düşüyor. Bu diktatörlük karşısında AİHM kararını uygulatmak için her kesimle her yapıyla birleşerek tek vücut olmalıyız.(RT)