Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 8 Temmuz’da Demirtaş’ın tutukluluğu için ihlal kararı vermişti.

BÜYÜK DAİRE TAHLİYE KARARINI KESİNLEŞTİRDİ
AİHM Ankara'nın itirazını reddetti: "Demirtaş'ı serbest bırakın"
Avukatlarına göre Türkiye 8 Ekim’e kadar karara itiraz etmediği takdirde karar yürürlüğe girecek ve Demirtaş tahliye edilecekti.
Fakat Adalet Bakanlığı, 7 Ekim’de karara itiraz etmiş ve kararın AİHM Büyük Daire’de yeniden ele alınmasını istemişti.
AİHM dün itirazı reddetti, böylece Demirtaş hakkındaki ihlal kararı kesinleşmiş oldu. Kararın ardından, avukatları Demirtaş için mahkemeye tahliye başvurusunda bulundu.
Öte yandan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Meclis’teki grup toplantısının ardından soru üzerine "Sayın Demirtaş, hukuki yollardan sonuca ulaşmıştır.Tahliyesi Türkiye için hayırlara vesile olacaktır" dedi.
"İstinaf dairesi iki şey yapabilir"
Demirtaş’ın avukatlarından Mahsuni Karaman, İlke TV’ye şunları söyledi:
"Demirtaş’ın derhal tahliye edilmesi gerektiği yönündeki karar doğrultusunda bugün Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne ikinci kez başvuru yaptık. İstinaf dairesi burada iki şey yapabilir. Birincisi hemen bu kesinleşen AİHM kararı üzerine sayın Demirtaş ve diğer tutuklu siyasetçileri hemen tahliye edebilir veya yine hemen olmak üzere dosyayı esastan incelemeye alabilir. Dosya zaten istinaf incelemesi, hukuksal denetim için orada bulunuyor. Dolayısıyla yani bu yönüyle hem sadece AİHM kararını esas almak suretiyle bir karar verebilir, diğer taraftan dosyayı esasından da inceleyip yine AHİM kararını da gözeterek bir tahliye kararı verebilir. Belki de bir bozma ya da kaldırma kararı da verebilir.
"Doğrusu ben farklı bir karar çıkabileceğine ihtimal vermiyorum ama olumsuz bir karar verilmesi halinde ne yapılabilir? Biraz sürecin hassasiyetini de gözeterek söylüyorum. Bu AİHM kararına esas olan tutukluluk, 2019 Eylül’e ilişkin bir tutuklanma kararıdır. Hem Figen (Yüksekdağ) hanım hakkında hem Selahattin bey hakkında.
"Mevcut başvurumuz altı yıldır bekliyor"
"Eylülden sonrası yanılmıyorsam 2019 Ekim-Kasım gibi Anayasa Mahkemesi’ne bir başvurumuz olmuştur. Bakın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi buna ilişkin kararını verdiği halde 2019 Ekim’de Anayasa Mahkemesi’nde yapmış olduğumuz bireysel başvurumuz altıncı yılında ve halen karara bağlanmadı.
"İstinaf Dairesi’nin farklı bir karar vermesi halinde aslında Anayasa Mahkemesi’nin bu sürecin bu az önce de işaret ettiğim hassasiyetini de gözeterek devreye girmesi gerekiyor. Bir olumsuz kararı Anayasa Mahkemesi’ne biz bu tutukluluğun aslında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin üçüncü maddesi uyanca artık bir kötü muameleye dönüştüğünü ileri sürüp bir tedbir talebinde bulunabiliriz. Zaten mevcut başvurumuz da orada altı yıldır bekliyor. Dolayısıyla bu açıdan Anayasa Mahkemesi’ne tabiri caizse bu topa girmesi bence hayırlı olur.
(AB)




