Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) yeniden yapılandırılmasını öngören kanun tasarısı, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı.
Dün (30 Mart) yasalaşan "Anayasa Mahkemesi Uyum Yasa Tasarısı" isimli tasarıya göre, 23 Eylül 2012'den itibaren kesinleşerek tebliğ edilmiş, Danıştay ya da Yargıtay kararları aleyhindeki bireysel başvurular Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yerine AYM'ye yönlendirilecek.
Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı, 12 Eylül 2010'da yapılan referandum ile kabul edilmişti.
Tazminata da sınırlama getirildi
Yeni düzenlemeyle, temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği gerekçesiyle AYM'ye bireysel başvuru yapılabilecek. Tespit edilen ihlal, bir mahkemeden kaynaklanmışsa, dosya yeniden yargılama için ilgili mahkemeye gönderilecek.
AYM'nin parti kapatma davalarında aldığı kararların yeniden incelenmesi de istenebilecek. Ayrıca, mahkemenin mağdur için hükmedebileceği tazminat miktarının üst sınırı iki bin TL olarak belirlendi.
"AYM, AİHM sözleşmelerine uymuyor ki"
Yasalaşan tasarıyı değerlendiren avukat Ergin Cinmen, altyapı hazırlığı olmadan böyle bir karar çıkarılmasının "ciddi sorunlara neden olacağını" ifade etti. Cinmen bianet'e yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"AİHM'den önce AYM'ye gidilmesi şartı konulursa, yargılama süreci uzayacak ve adalet daha da gecikecek. AİHM'e başvuru için uzun yıllar bekleme süreleri oluşacak. Bu düzenleme büyük karmaşıklığa sebep olacak.
AYM'nin bu görevi görmesi mümkün değil. Zaten AYM, AİHM sözleşmelerine uymadığı için AİHM'e gidiliyordu. Örneğin parti kapatma davalarında AYM mahkum edilmişti. AİHM sözleşmesini uygulamayan mahkemeye AİHM işlevi verilmesi yanlış.
Bu kadar davayı AYM tek başına göremez. Yargıçlar hem yetkin değil hem sayıları yetersiz. AYM'nin bu yapısıyla bütün davalara bakması mümkün değil. Büyük yığılmalar olacak. Bu nedenle de AYM'nin üçüncü derece yargı merci haline getirilmesi yanlış.
Kararları tek adam alacak. AYM Başkanı Haşim Kılıç, davalarda tek başına bozma kararı verecek yetkiye sahip olacak.
Ayrıca 23 Eylül 2012'ye kadar Yargıtay ve Danıştay'da iki milyona yakın dosyanın eritilmesi gerekiyor. Bu da başka bir sorun."
Türkiye ihlal davalarında birinci ülke
Avukat Özcan Kılıç ise AİHM'nin bu yasayla ilgili değerlendirme yaparak bir görüş açıklayacağını ifade etti. Kılıç, "AİHM, Türkiye'nin iç hukuk yollarının yeterli olmadığı gibi bir anlayışa sahipti. Ancak 'iç hukuk yolu açın' derken kastettiği bu değildi. AYM'nin süreci uzatması adil yargılanma hakkında da sıkıntı yaratacak" diye konuştu.
Türkiye, AİHM'e başvuru sıralamasında Rusya'dan sonra ikinci ülke. AİHM istatistiklerine göre, Türkiye aleyhinde açılmış ve karar bekleyen davaların sayısı 2010 sonu itibarıyla 15 bin 206. Türkiye, ayrıca AİHM tarihinde en çok ihlal kararına muhatap olma sıralamasında iki bin 245 ile birinci ülke. AİHM'e başvuru hakkı, 1987'deki değişiklikle tanınmıştı. (AS/EÖ)