Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) polis şiddeti nedeniyle Türkiye’yi bir kez daha mahkum etti. Türkiye, polisin dokuz yıl önce Diyarbakır’da hastanelik ettiği Mehmet Hida Gülaydın’a 15,5 bin Euro tazminat ödeyecek.
28 Mart 2004’te yapılan yerel seçimlerde Diyarbakır’da Demokratik Halk Partisi (DEHAP) üyeleri polisleri oy pusulalarını çalmakla suçlayarak, durumu protesto etti. Sosyal Demokrat Halkçı Parti adına sandık görevlisi olarak çalışan Gülaydın da gösteri sırasında çıkan olaylarda polis ile eylemciler arasında kaldı.
Gülaydın polis tarafından dövüldü, bilincini kaybedince Diyarbakır Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastane raporuna göre, Gülaydın’ın göğüs ve baş üst kısmında ödem, kaburgasında kırık, sol elinde kırık oluşmuştu. Diyarbakır Adli Tıp Kurumu da bu raporu doğrulayan ikinci bir rapor hazırladı.
Polislere “zamanaşımından” takipsizlik
Gülaydın, 21 Eylül 2004’te polisler hakkında savcılığa şikayette bulundu. Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı 19 Kasım’da Gülaydın’ın ifadesini aldı.
23 Temmuz 2007’de avukatının ikinci başvurusu üzerine bilgi veren Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı, soruşturmanın devam ettiğini açıkladı. Savcılık, 16 Mart 2012’de polisler hakkında “zamanaşımı nedeniyle” takipsizlik kararı verdi. Gülaydın’ın takipsizlik kararına yaptığı itiraz da Siverek Ağır Ceza Mahkemesi’nce 25 Haziran 2012’de reddedildi.
Bu arada, “orantısız güç uygulamakla” suçlanan 22 polis hakkındaki disiplin soruşturmasında da “somut delil bulunmadığına ve olaylardan sorumlu tutulamayacaklarına” karar verildi.
Kararda cezasızlık vurgusu
Gülaydın soruşturmanın gecikmesi üzerine, 2 Temmuz 2009’da AİHM’e başvurdu.
AİHM, 12 Şubat’ta verdiği kararla Türkiye’yi suçlu buldu. Kararda, “bir kişinin özgürlüğünden yoksun kaldığı veya daha genel olarak güvenlik güçleriyle karşı karşıya kaldığı durumlarda, fiziksel güç kullanılmasının insanlık onuruna karşı bir saldırı olduğu” belirtildi:
“Diyarbakır Adli Tıp Grup Başkanlığı tarafından da onaylanan tıbbi rapor ve olayın koşulları dikkate alındığında, kullanılan güç aşırı ve yersizdir. Bu güç kullanımı, devletin sorumluluğunu taşıdığı ve insanlık dışı bir muamele olarak değerlendirilmesi gereken nitelikte ve başvurana tartışmasız bir şekilde acı veren bir yaralanma ortaya çıkarmıştır.”
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) işkence yasağını düzenleyen 3. maddesine göre suçlu bulunan Türkiye, Gülaydın’a 15 bin Euro manevi tazminat, 500 Euro da masraf tutarını ödeyecek.
Kararda ayrıca cezasızlık olgusuna da dikkat çekilerek, soruşturmanın yürütülmesinde gerektiği gibi hızlı davranılmadığını ve özen gösterilmediği ifade edildi ve bu şekilde Gülaydın’a şiddet uygulayan polislere tam bir dokunulmazlık kazandırıldığı belirtildi. (AS)