Haberin İngilizcesi için tıklayın
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) antik kentin koruma planları ile ilgili 26 Ocak 2010 tarihinde yapılan Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'nun toplantı tutanaklarının avukat ve hak savunucusu Arif Ali Cangı ile paylaşılmamasının bilgi edinme hakkının ihlali olduğuna karar verdi.
Mahkemenin 10. madde (ifade özgürlüğü) kapsamında değerlendirdiği kararda "toplantı tutanaklarının halkın konuyla ilgili farkındalığını artırmak için mücadele eden bir sivil toplum kuruluşunun üyesi ve bir vatandaşın kamu yararı hakkında bilgi alıp iletme hakkının ihlal edildiğiyle" ilgili görüş birliğine varıldı ve Cangı nezdinde Allianoi Girişimi'ne zararlarından dolayı 7 bin 500 Euro manevi, 2 bin Euro da maddi tazminat ödenmesine karar verildi.
Cangı: Kararı çok kıymetli buluyorum
Hak savunucusu ve avukat Arif Ali Cangı ve avukatı Serkan Cengiz kararın "kişinin bilgi edinme hakkının ihlali" nedeniyle verilmiş olması yönüyle ilk olduğunu vurguladı ve kararı bianet'e yorumladı.
Avukat Cangı, "İdarenin hukuka aykırı işlemlerine dair kimi bilgilerin "kurum içi görüş, bilgi notu ve tavsiye" kılıfı altında gizlenmesinin bilgi edinme hakkını ihlal ettiği,
"İnsanlığın ortak mirası olan doğal ve kültürel varlıkların korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması kapsamında, bireylerin ve sivil girişimlerin bilgi edinme ve başvuru hakkının olduğu İnsan Hakları Mahkemesince kabul edildi" dedi ve ekledi:
"Her ne kadar suya gömülmesine engel olamasak da Allianoi'un insanlığın ortak kültür mirası olan bir değer olduğunun, Allianoi Girişim Grubu'nun önemli bir işlev gördüğünün AİHM tarafından da tanınması açısından kararı çok kıymetli buluyorum."
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Madde 10 – İfade özgürlüğü
|
"Mahkeme STK bile olmayan birey hakkına vurgu yaptı"
AİHM başvurusunu yapan avukat Serkan Cengiz, 10. maddeden verilen kararla ilgili:
"Avrupa insan hakları sözleşmesinin 10. Maddesi ifade özgürlüğünü kapsıyor ama ifade özgürlüğünün temel bileşenlerinden bir tanesi de kişinin genel bilgi edinme hakkı ve oluşturduğu kanaat ve fikirlerini üçüncü kişilerle paylaşma hakkıyla ilgili" dedi ve ekledi:
"Mahkemenin bilgi edinme hakkı yönünden karar vermiş olması önemli. Kamuoyunu yakından ilgilendiren mevzularda, kişilerin doğrudan kendilerini ilgilendirmeyen yani 'özel anlamda ilgilendirmeyen' meselelerde de bilgi kaynaklarına erişiminin sağlanması konusunda bir içtihat.
"Bir sivil toplum kurumu bile olmayan aktivist bir bireyin sırf bu gayretinin dahi karşılanması gerektiği noktasında bir içtihat. Bu bakımdan bildiğimiz kadarıyla ilk olma özelliği de var. Bilgi edinme talebimizin haklılık görmesini çok yerinde bulduk ancak Allianoi konusunda üzüntümüz sürüyor."
'Gizlenen' toplantı ve Allianoi davası
Cangı, Allianoi sürecini şekillendiren toplantı ve AİHM'e başvuru sürecini ise şöyle anlattı:
"Tarihsel ve Kültürel Varlıkların korunmasına ilişkin uluslararası sözleşmeler, Anayasa ve yasal düzenlemeler ile Allianoi'un korunması yolunda verilmiş birden çok yargı kararına karşın, Allianoi gibi kültürel değerleri, korumakla görevli olan İzmir II. Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu tarafından, her defasında yargı kararlarını etkisiz hale getirecek yeni yeni kararlar alınmaktaydı. Son olarak 28.05.2010 ve 17.08.2010 tarihli kararlar Allianoi ören yerinin kumla örtülerek, baraj suları altına bırakılmasına ve 08.12.2010 tarihli kararla da barajda su tutulmasına izin verilmişti.
"Bu kararların yargı denetimine tabi tutulması için gereken makul süre beklenmeden hızla ören yeri kumla kaplanmış, barajda su tutulmasına izin verilmesi üzerine de su tutma işlemine çok hızlı girişilmiş ve Allianoi suya gömülmüştü.
"İzmir II.Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun aldığı son kararların iptali davasının yargılamasının sürdüğü sırada, ekte örneği sunulan özel tutulmuş tutanak tarafımıza ulaştırıldı.
"Tutanaktan anlaşıldığı kadarıyla Yortanlı Barajı suları altında bırakılan Allianoi hakkında Bölge Koruma Kurulunda 26.01.2010 Tarihinde gayrinizami bir toplantı yapılmış; toplantı Kültür ve Turizm Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Nermin BEŞBAŞ Başkanlığında, İzmir 2 Nolu KTVKBK üyeleri, DSİ yetkililerinin katılımı ile gerçekleşmiş.
"Yukarıda söz edilen Koruma Kurulu kararlarının hukuksal denetimi açısından bu toplantıda konuşulan konular son derece önemliydi.
"Bu nedenle Koruma Kurulunun kumla kaplamayı olumlayan 28.05.2010 tarihli kararından dört ay önce 26.01.2010 tarihinde yapılan bu toplantının resmi tutulan tutanağına ulaşmak amacıyla 21.11.2011 tarihli dilekçe ile Kurula başvurduk.
"Başvurumuza İzmir II.Numaralı KTVKBK'ndan 30.11.2011 tarihinde verilen yanıtta 'bilgi edinme talebimize ilişkin olarak Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün görüşünün istendiği, görüşün gelmesinden sonra bilgi verileceği' belirtildi.
"Ardından İzmir II Numaralı KTVKBK Müdürlüğü'nün 20.12.2011 tarih ve 1073 sayılı yazısı ile '...toplantının kurumlar arası hizmete özel bir toplantı olması..' gerekçe gösterilerek bilgi edinme başvurumuz reddedildi.
"Bilgi edinme başvurumuzun reddedilmesi üzerine 04.01.2012 tarihli dilekçe ile Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu'na başvurduk. Başvurumuzu değerlendiren, Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu 26.01.2012 tarih ve 2012/123 sayılı kararı ile istemimizi 4982 Sayılı Yasanın 26. maddesine göre reddetti.
MADDE 26 - Kurum ve kuruluşların faaliyetlerini yürütmek üzere, elde ettikleri görüş, bilgi notu, teklif ve tavsiye niteliğindeki bilgi veya belgeler, kurum ve kuruluş tarafından aksi kararlaştırılmadıkça bilgi edinme hakkı kapsamındadır. Bilimsel, kültürel, istatistik, teknik, tıbbî, malî, hukukî ve benzeri uzmanlık alanlarında yasal olarak görüş verme yükümlülüğü bulunan kişi, birim ya da kurumların görüşleri, kurum ve kuruluşların alacakları kararlara esas teşkil etmesi kaydıyla bilgi edinme istemlerine açıktır. |
AYM başvurusu da reddedilmişti
"Bu şekilde Allianoi'u suya gömen Koruma Kurulu kararından önce Kurula müdahale niteliğindeki toplantı bilgisine ulaşmamız engellendi. Bilgi gizleme işleminin iptali için yürüttüğümüz iç hukuk yolu sonuçsuz kaldı, idare yargı süreci davanın reddi şeklinde sonuçlandı, AYM'ye başvurumuz da reddedilmişti." (PT)