Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), çocuk istismarı davasıyla ilgili başvuruyu bugün sonuçlandırdı.
AİHM, başvurucuya 25 Euro manevi tazminat ile 3 bin Euro mahkeme masrafı ödenmesine hükmetti.
Kararda, çocuğun yargılama boyunca sanıklardan korunmadığı ve buna dair destekten yoksun kaldığı, tekrarlayan tıbbi muayenelerin yapıldığı, duruşmaların sakin ve güvenli ortamdan uzak olduğu, davanın uzun sürmüş olduğu ve hatta iki sanığın bu süreçte zamanaşımından yararlanmış olduğu ifade edildi.
AİHM, yetkililerin, cinsel istismara maruz kalmış çocuğun korunması görevini tutarlılıkla yerine getiremediğine dikkat çekti.
Mahkeme “rızası var” iddiasında bulunmuştu
Mardin'de 2002 yılında 12 yaşındaki çocuğun 24 kişinin tecavüzüne uğraması nedeniyle açılan ve 10 yılda yerel mahkemenin verdiği kararı, Yargıtay kısmi olarak bozmuş, dava yeniden görülmeye başlanmıştı.
Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden görülmeye başlayan davada, tecavüz ve para karşılığı fuhuş yaptırmaktan yargılanan beşi tutuklu 25 sanığa 5 ile 9 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi.
Mahkeme, cezaların “çocuğun rızası olduğu gerekçesiyle” alt sınırdan verilmesine hükmetmişti.
“Çocuğa psikolog gibi bir destek sağlanmadı”
AİHM dosyayı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin işkence ve kötü muamele yasağının düzenlendiği 3. Maddesi ile özel ve aile hayatına saygının düzenlendiği 8. Maddesinin ihlali üzerinden değerlendirdi.
Kararını bugün açıkladı ve dava boyunca süregelen ihlalleri sıraladı.
Kararda, soruşturmanın başlamasının ardından ifade süreçlerinde veya mahkemede çocuğa, psikolog ya da benzeri bir destek görevlisi verilmediği belirtildi. Bu sebeple AİHM, çocuğun yargılama boyunca uygun şekilde korunmadığına hükmetti.
“Duruşmalarda saldırganlarla yüz yüze bırakıldı”
Duruşmalarda mağdur çocuk ile sanıkların karşı karşıya gelmemesi için dahi önlem alınmadığına dikkat çekildi:
“26 Haziran 2003’e kadarki duruşmalarda çocuk, kendisine saldırıda bulunanlarla karşılıklı oturmak ve maruz kaldığı saldırıları anlatmak zorunda bırakıldı. 15 yaşından küçük bir çocuğun maruz kaldığı saldırıyla ilgili dosyada yetkililer, çocuğun korunmasında başarısız oldu. Gizlilik kararı da konulmayan bu duruşmalar çocuk için fazlasıyla travmatikti.”
AİHM, bu yargı süreçlerinin çocuğun kişisel saygınlığı açısından olumsuz etkileri olduğunu, bir cinsel istismar mağduruna daha da fazla rahatsızlık verdiğini ifade etti. Ve bu duruşmaların, sanıkların adil yargılanma hakkıyla açıklanamayacağına hükmetti.
“10 tıbbi muayene, saygınlığa müdahaleydi”
AİHM kararında ayrıca, çocuğun yargı kararları sonucu maruz kaldığı 10 ayrı tıbbi muayenenin de ayrıca bir hak ihlali olduğu değerlendirildi:
“Bu açıklanamaz derecedeki fazla sayıda muayenenin birçoğu fazlasıyla agresifti ve çocuğun fiziksel ve ruhsal saygınlığına müdahale niteliğindeydi.”
“Dava gereksizce ve açıklanamaz şekilde uzatıldı”
Çocuğun güvenliğinin alınmaması sonucu, sanıkların ailesinin agresif tavırlarına da maruz kaldığı ve 24 Mart 2003’te bulunduğu yerleşim yerini polis eskortuyla terk etmek zorunda kaldığı da AİHM kararında yer aldı.
“Yetkililer bu karşı karşıya gelmeyi engelleyecek hiçbir önlem almadı. Ayrıca, bu tür hassas davalarda olduğu üzere dosyanın başka ile nakledilmesi talebi de mahkemece kabul edilmedi.
“Soruşturmanın etkili yürütülmesinden dolayı dava 11 yıl sürdü. Açıklanamayan fazla sayıda tıbbi muayeneler de davanın uzamasına sebep oldu. Temmuz 2005 ile Haziran 2010 arasındaki tarihlerde yargısal süreçlerde bir adım atılmadı ve buna dair ve dosyanın Yargıtay’da beklediği uzun süreler için de bir açıklama sunulmadı.” (AS)