"PKK'ye yardım" iddiasıyla hapse mahkum olan Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) üyelerinin AİHM'de açtıkları davada, Türkiye'nin adil yargılama yapmadığına hükmedildi.
AİHM : DGM adil değil, cezası da ağır ve orantısız
Ceylan, Ocak 1996'da kaleme aldığı yazısında, "toplum mağdurları olarak Kürtleri ve emekçilerin temsilcisi HADEP'e oy vermeyen Kürt, proleter ve demokratları" seçim sonrası eleştirmişti.
Sendikacı Güneydoğu'daki savaş koşullarını ve nüfusun içinde bulunduğu zor durumu tarif etmişti.
Sendikacı Ceylan'ı İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM), 17 Aralık 1996'da, "ırk ve bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik" iddiasıyla 2 yıl hapis ve de para cezasına mahkum etmişti. DGM, diğer yandan Demokrasi gazetesinin 10 gün süreyle kapatılmasına hükmetti. Sendikacının başvurusuyla, hapis cezası kefaletle ertelenmişti.
AİHM, davanın o dönem askeri üye bulunduran DGM'de görülmüş olmasını, "bağımsız ve tarafsız yargılamaya ters" olduğuna ve "adil yargılanma hakkı"nı düzenleyen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 6/1 maddesine aykırılık taşıdığına karar verdi.
Kimi zaman çok sert ifadelerin geçtiği yazıda okurun "şiddet, silahlı direniş ve isyana teşvik edilmediğini ve yazının nefret duyguları uyandırmadığını" açıklayan AİHM, diğer yandan, DGM'nin ihlalin ağırlığını ölçerken hükmettiği cezayı da "ağır ve orantısız" buldu.
Ceylan'ın politik etkinlikleri çerçevesinde kısıtlamaya uğradığına karar veren AİHM, oybirliğiyle de AİHS'nin "ifade özgürlüğü hakkı"nı güvence altına alan 10. maddesine de aykırılık tespit etti.
HADEP üyeleri de adil yargılanmadı
Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) üyelerinin AİHM'ye yaptıkları diğer bir ifade özgürlüğü" başvurusunda, Türkiye, sadece adil yargılama yapmadığı gerekçesiyle mahkum oldu.
HADEP üyeleri Vahap Eşidir, Zeki Başar, Mehmet Sıddık Aksaç, Kenan Ayaz, Nihat Yaşlı ve Mehmet Ersin Derince'nin "örgüte yardım ve yataklık"tan hapse mahkum edilmeleri ile ilgili bu başvuruda, ifade özgürlüğü, inanç hürriyeti, örgütlenme özgürlüğü ve ayrımcılık yasağına dair iddialar değerlendirmeye alınmadı.
1998'de, eski TCK'nın 169. maddesi uyarınca yargılanan söz konusu altı kişinin her biri, 3 yıl 9 ay hapse mahkum olmuşlardı. (EÖ/KÖ)