Balıkesir'de oturan başvurucu Birsel Lemke'nin avukatı Senih Özay bunun çok önemli bir karar olduğunu, halen AİHM'de bekleyen binden fazla başvuru bulunduğunu fakat hükümetin hala adım atmadığını belirtti.
"Hükümet yargı kararları uygulamadı; tüm mücadelelerimize ve karşı kararlara rağmen madeni kapatmamakta direndi. Artık oradaki altın içeren toprak bitmiş durumda. Şimdi çevreden ve Trabzon'dan madene toprak taşınıyor".
bianet'e konuşan Özay, artık maden yüzünden bozulan floranın ve coğrafyanın rehabilitasyonunun yapılması gerektiğini belirtti. Bu amaçla, 9-10 Haziran'da konunun uzmanlarının katılacağı bir toplantı Narlıca'da toplanacak.
Karar ilk değil, son olsun
İlk olarak Eurogold şirketinin kurduğu maden daha sonra Newmont'a ondan da halen sahibi bulunan Koza Madencilik'e satılmıştı. Bergamalılar, 1990'ların başından bu yana siyanürlü altın arama madenine karşı mücadele ediyor.
Daha önce, 2004'te de AİHM Türkiye'yi benzer bir şekilde mahkum etmişti.
Madenin kapatılmaması "özel yaşama" saldırı
"Özel ve aile yaşamına saygı gösterilmediği" ve "adil yargılanma yapılmadığı" gerekçeleriyle oybirliğiyle mahkumiyet kararı veren AİHM, Türkiye'yi Lemke'ye 3 bin avro manevi tazminat ve 850 avro da mahkeme gideri karşılığında 3 bin 850 avro (yaklaşık 7 bin YTL) ödemeye mahkum etti.
Mahkeme, "yaşam hakkı" ve "mahkeme etkin başvuru hakkı"na dair şikayetleri değerlendirmeye gerek görmedi.
Danıştay kararı ancak 10 ay sonra uygulandı
Ovacık Altın Madeniyle ilgili Danıştay, 13 Mayıs 1997 tarihinde, "madenin çalışmasının kamu yararına aykırılık teşkil ettiği ve alınan önlemlerin bu tür bir etkinliğin yol açtığı zararları gidermeye yetmediği"ne ilişkin Bergama halkına hak veren bir karar vermişti.
AİHM'in benzer başka bir kararda da tespit ettiği gibi, Danıştay'ın söz konusu kararı ancak 27 Şubat 1998'de uygulamaya kondu. AİHM, madenin Nisan 2001'de yeninden çalıştırılmaya başladığını, Bakanlar Kurulu'nca da şirkete faaliyetlerine devam edebilmesi için Mart 2002'de özel izin çıkarıldığını vurguladı.
AİHM'den Bakanlar Kurulu'na eleştiri
Çevre ve Orman Bakanlığı'nın şirket lehine bir Çevre Etki Değerlendirme Raporu sunduğunda tarih 27 Ağustos 2004'ü bulmuştu. Raporu değerlendirmeye gerek görmeyen AİHM, bu süre zarfında başvuru sahibinin tüm istemlerinin dikkate alınmadığını bildirdi.
AİHM, Bakanlar Kurulu kararının da, yetkililerin idari yargı kararlarını makul sürede yerine getirmek gibi zorunluluklarına uygun davranmadığını gösterdiğini belirtti.(EÖ/EÜ)