Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Ankara Gar Meydanı'nda 10 Ekim 2015'te meydana gelen 103 kişinin hayatını kaybettiği IŞİD saldırıyla ilgili yapılan başvuruda kararını verdi.
Katliamda yaralanan Selçuk Coşkun’un yaptığı başvuruya yanıt veren AİHM, “saldırıda Türkiye hükümetinin sorumluluklarını yerine getirdiğine” karar verdi ve ihlal görmedi.
Oybirliğiyle alınan kararın tam metni, mahkemenin sosyal medya hesabında yayınlandı.
Mahkeme kararında, “Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesinde yer alan yaşam hakkını ihlal etmediğini” belirtti.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesine göre, yetkililerin halkı, “her türlü terör eylemi riskine karşı korumakla yükümlü olduğu” belirten mahkeme, "kamuoyuna duyurulmuş geniş katılımlı etkinlikler için bu sorumluluğun daha da arttığını" ifade etti.
Mahkeme, genel olarak yetkililerin görmezden gelemeyeceği bir "terör tehdidi" olsa da, 10 Ekim 2015'te düzenlenen miting için "spesifik, somut ve acil bir tehdit olmadığını” savundu. Bu nedenle mahkeme, “Türk devleti yetkililerinin bu bağlamda alınabilecek gerekli tedbirleri aldığını” öne sürdü.
YARGITAY KARARI ONADI
“10 Ekim’de aslında ne oldu?” sorusu yanıtsız kaldı
Ne olmuştu?
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB), 10 Ekim 2015'te Ankara'da “Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi” düzenleme kararı aldı.
Dört kurumun çağrıcı olduğu mitinge, Alevi Bektaşi Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Hacı Bektaş Kültür Vakfı, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Derneği’nin (İHD), Halkevler'inin yanı sıra çok sayıda sivil toplum örgütü ve siyasi parti de destek verdi.
Miting sabahı kalabalık Gar Meydanı’nda toplandığı sırada saat 10:04'te peş peşe iki patlama meydana geldi.
İki kişi IŞİD militanının eşzamanlı düzenlendiği saldırıda 103 kişi yaşamını yitirirken, 500'den fazla kişi de yaralandı.
Bu olay, Türkiye tarihinin en kanlı intihar saldırısı olarak kayıtlara geçti.
10 Ekim davasında, "insanlığa karşı suçtan" ceza yok
İddianame
Olayla ilgili açılan davanın iddianamesinde canlı bombaların 1990 doğumlu Yunus Emre Alagöz ile açık kimliği tespit edilemeyen Suriye uyruklu kişi olduğu belirtildi.
Yunus Emre Alagöz'ün 1995 doğumlu erkek kardeşi Abdurrahman Alagöz'ün de 20 Temmuz 2015'te Urfa'nın Suruç ilçesinde 34 kişinin yaşamını yitirdiği, 100'den fazla kişinin yaralandığı intihar saldırısını gerçekleştiren kişi olduğu açıklandı.
Saldırıyla ilgili iddianame 13 Temmuz 2016’da kabul edildi. 36 kişi hakkında dava açan savcılığın iddianamesinde, saldırı talimatını, İslam Devleti (IŞİD) Türkiye sorumlusu İlhami Balı'nın verdiği ifade edildi. 36 kişiden 17’si firari 19’u ise tutuklu.
İddianamede, 33 kişinin öldürüldüğü Suruç saldırısını da aynı kişilerin organize ettiği belirtildi.
Balı'nın da aralarında bulunduğu 14 sanık hakkında “birden çok kasten öldürme” suçundan 100'er kez ağırlaştırılmış müebbet, “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile kasten öldürmeye teşebbüs etmek suçlarından 5 bin 83 yıldan 7 bin 820 yıla kadar hapis cezaları istendi.
STK'lerden “Hak Arama Özgürlüğünün Güçlendirilmesi” kampanyası
397 kişi müşteki sıfatıyla dahil oldu
Davanın ilk duruşması katliamdan bir yıl sonra; 7 Kasım 2016’da Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Katliamda yaralanan 397 kişi de müşteki sıfatıyla dahil oldu.
Davanın 9. tur duruşmalarında savcı esas hakkında mütalaasını açıkladı. Bir sonraki duruşmaların Sincan Cezaevi’nde görülmesine karar verildi.
10 EKİM KATLİAMI
“Katliam davasında hüküm giyen bazı IŞİD’liler aramızda dolaşıyor”
Esas hakkında mütalaa
Mütalaada sanıklar Esin Durgun, Hatice Akaltın, Yakup Yıldırım, Suphi Alpfidan, Yakup Karaoğlu, Mehmeddin Baraç, Nihat Ürkmez, Abdulhmit Boz, Burak Ormanoğlu’nun “IŞİD terör örgütüne üyelikten” cezalandırılması istendi.
Sanık Erman Ekici’ye hem “terör örgütü yöneticiliğinden” ceza, hem de “Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs” suçundan suç duyurusunda bulunulması talep edildi.
Diğer sanıklar Abdulmuttalip Demir, Talha Güneş, Metin Akaltın, Yakup Şahin, Hakan Şahin, İbrahim Halil Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz, Hüseyin Tunç açısından, “Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüsten”, “terör eylemi kapsamında canavarca hisle tasarlayarak insan öldürme ve öldürmeye teşebbüsten” ceza verilmesi istendi.
Mütalaada firari konumunda bulunan sanıklar İlhami Balı, Savaş Yıldız, Edremit Türe, Deniz Büyükçelebi, Yakup Selağzı, Kasım Dere, Nusret Yılmaz, Mustafa Delibaşlar, Walentine Slobodjanjuk, Muhammed Zana Alkan, Ömer Deniz Dündar, Cebrail Kaya, Ahmet Güneş, Kenan Kutval, Bayram Yıldız, Hasan Hüseyin Uğur açısından ise dosyanın tefrik edilmesi [ayrılması] talep edildi.
10 EKİM DAVASI KARARI
“IŞİD’i aklayanlar, suç ortaklığına devam ediyor”
Yargılama sekiz yıl sürdü
Sekiz yıl süren yargılamanın ardından 1 Temmuz 2024'te görülen karar duruşmasında mahkeme, sanıklar Yakup Şahin, Hakan Şahin, Resul Demir, İbrahim Halil Alçay, Hacı Ali Durmaz, Erman Ekici, Talha Güneş, Hüseyin Tunç, Metin Akaltın’a insan öldürmekten 101'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, "insan öldürmeye teşebbüs suçu"ndan 379'ar kez 18 yıl hapis cezasına hükmetti.
"İnsanlığa karşı suç" işlemekle suçlanan Erman Ekici’ye ise bu suçtan beraat verildi. Mahkeme heyeti firari sanıklar yönünden dosyanın ayrılmasına karar verdi.
“AYM’nin 10 Ekim kararı hukuka, mantığa ve vicdana sığmaz”
(RT)