Diyarbakır ve Ankara'da görüşmeler yapan eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari başkanlığındaki Bağımsız Türkiye Komisyonu, İstanbul Swiss Otel'de gazetecilerin karşısına çıktı.
Açık Toplum Vakfı ve British Council işbirliğiyle Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik sürecine destek vermek amacıyla kurulan Komisyon, 12 Eylül'deki referandumda "evet" çıkmasından memnun; uygulamanın iyi sonuç vermesini diliyor.
2008 Nobel Barış Ödülü sahibi Ahtissari dışında raportör ve Avusturya Dışişleri Bakanlığı eski müsteşarı Albert Rohan, Hollanda eski Dışişleri Bakanı Hans Van den Broek ve İspanya eski Dışişleri Bakanı Marcelino Oreja Aguirre'den oluşan komisyon, daha çok "Kürt Sorunu", 20 Eylül'de sona ermesi beklenen ateşkes süreci ve "düşünceyi ifade özgürlüğü" ile ilgili sorularla karşılaştı.
Ahtisaari: Herkes 'şiddet son bulsun' dedi
Ahtisaari, Diyarbakır'daki temaslarında kendisini en çok tüm çevrelerden "şiddet son bulsun, siyasi süreç ilerlesin" mesajı almasının etkilediğini ifade etti.
"Hepimiz doğuştan iyimser insanlarız. Ben 73 yaşındayım. Ateşkesin uzatılmasını tabi ki isterim. İyi bir müzakere ortamı için elden gelen yapılmalı. Tarafların çok daha sert konuştuğu toplantılar gördüm. Ama şiddet yaşanmasa da sorunların ortada kaldığı ülkeler de var. "
Ahtisaari, Aceh hareketi ile Endonezya Ordusu arasındaki çatışmayı çözme fırsatı bulduklarını anımsatırken, "30 yıldır dağdaysanız bir gecede demokrasi aşığı olamazsınız. Yıllar süren bir süreç belki gereklidir ve dikkatli olmalı. Her şey silahların bırakılmasına yönelik olmalı" dedi.
Aguirre: Terörizm reddedilmeli, tüm talepler dillendirilebilmeli
Basklı olduğunu ve bölgecilik ile özerklik meselelerine aşina olduğunu söyleyen Aguirre ise, "Terörizm kabul edilemez, mazur gösterilemez. Ancak her tür kültürel ve siyasal hak da talep edilebilmelidir. Ana dilde eğitim ve yayın hakkı ve meşru taleplerdir. Her ülkenin bu hakları sağlama yöntemi de farklıdır. İspanya'da, kendi anayasaları ve statüleri olan 17 otonom yönetim var" diye konuştu.
Broek: Kıbrıs sorunu varken üyelik zor
Kıbrıs konusunda uzman olan Broek da, "Christofias-Talat müzakereleri ümit vericiydi ama şimdi öyle durmuyor. Serbest Ticaret Anlaşmasının uygulanmaması AB ilişkilerinin en çok zora sokuyor ve sekiz müzakere faslını askıda tutuyor. AB üyeleri, reformlar ve Türkiye'nin bölgesel pozitif rolüne olumlu bakar. Kıbrıs sorunu çözülmemesi Türkiye'yi aday ülke olarak bırakabilir. Daha çok çaba lazım" şeklinde konuştu.
Broek, "Türkiye'de ifade özgürlüğünün durumuyla ilgili ne düşünüyorsunuz?" şeklinde bir gazetecinin sorduğu sorunu yine gazetecilere sordu. Gözlemci, habercileri dinledikten sonra da "referandumda yüksek yargıya ilişkin değişikliklerin yansımalarını" merak etti.
Rohan: Daha rahat tartışıyorsunuz
Rohan ise, geçmişte "Kürt", "Kürt halkı" ve "Kürt kimliği"nden söz etmenin yasak olduğunu anımsadığını, Kürt Sorunu ve Ermenistan ilişkilerinin çok daha rahat tartışıldığına tanık olduğunu söyledi; "Kürt halkını tatmin edecek adımlara devam edilmeli" dedi.
Hükümetin AB ile ilişkilerini ciddiye aldığını kaydeden Ahtisaari, "Açılmayan fasıllar için de hazırlıklar yapılmış. İyi bir mekanizma var. Bu AB'yi yeni fasılları açma konusunda baskı yapar" dedi; Şubat ayında başka bir görev ve sıfatla Türkiye'ye bir kez daha geleceğini sözlerine ekledi. (EÖ)