*Fotoğraflar. Bülent Aydın ve Sezgin Tanrıkulu'nun sosyal medya hesabı
Gezi Davası'nda 18 yıl hapis cezası alan ve tutuklanan belgeselci Mine Özerden'in babası, "proleter şoför" Ahmet Yalkın Özerden son yolculuğuna uğurlandı.
Özerden için Erenköy Galp Paşa Camiinde cenaze töreni düzenlendi. Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Mine Özerden'e babasının cenaze törenine katılması için 4 saatiliğine izin verildi.
Jandarmalar arasında Camiiye getirilen Özerden, kalabalıktan ayrı bir yerde tutuldu. Jandarma Mine Özerden'e başsağlığı dilemek isteyenlerin yaklaşmasına izin vermedi. Özerden'in bir süreliğine annesi Halide Özerden ile görüşmesine izin verildi.
Cenaze törenine, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TİP Milletvekili Ahmet Şık, Gezi davasında tutuklananların aileleri ve çok sayıda kişi katıldı.
Cenaze töreninin ardından Ahmet Yalkın Özerden, Üskürdar Bülbüldere Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Ahmet Yalkın Özerden'in yaşamını yitirmeden önce kendi el yazısıyla kaleme aldığı not.
Yaşar Kemal röportajı | "Proleter Şoför" Yalkın Özerden'e veda
Ahmet Yalkın Özerden 85 yaşında, İstanbullu. Halide Özerden 1960'larda Almanya'ya işçi olarak gidince Yalkın Özerden de eşine katıldı. Her ikisi de işçi olarak çalıştılar, okudular, Türkiye'yi yakından izlediler.
Cumhuriyet ve Akşam gazetelerine abonelik memleketleirni yakından izlemelerini kolaylaştırdı. Türkiye İşçi Partisi'ne üye oldular. Yalkın Özerden Ford fabrikasında çalışırken iş kazası sonucu malulen emekli oldu.
Türkiye'ye döndüler. Satın aldıkları bir minibüse eşyalarını doldurup, iki yaşındaki kızları Mine ile birlikte dönüş yoluna çıktılar. Sonra da ikinci kızları Deniz doğdu.
Proleter şoförlük
Yalkın Özerden minübüsüne yazdığı “Proleter” ile çok sıkıntılar yaşadı.
Hatta Vali Vefa Poyraz bile, Yalkın Özerden’i makamına çağırıp, yazıyı kaldırmasını istedi. Ama o baskılara boyun eğmedi ve yazıyı kaldırmadı. Fiilen ve gizlice yazıyı kopardıklarında ise her defasında yeniden yazdırdı. Defalarca gözaltına alındı, tutuklandı. “Yazıyı sileceksin” diye Maltepe ve Pendik’de iki kez linç girişimine uğradı, ama inat etti, silmedi. Dahası gündemde ne varsa onu da afiş yapıp, minibüsünün arkasına asarak, minibüsünü gezici propaganda araçına çevirdi.
Örneğin, 1968 yılında NATO’nun kuruluş günü olan 4 Nisan'da arabasının arkasına, üzerinde “NATO’ya Hayır” yazan karton pankart astı. Bu nedenle tutuklandı ve Kartal Kamyon, Kamyonet, Minibüs Esnafı Derneği’nden ihraç edildi, çalışma karnesi ve araç tanıtım kartı elinden alındı. (Cumhuriyet gazetesi, 7 Haziran 1968) 1969 yılının Ocak ayında ise yazdığı bir yazı yüzünden mahkum edilen Şadi Alkılıç’a destek olmak için “ Adli Hatalar: Fransa’da Dreyfüs, Türkiye’de Şadi Alkılıç” yazan bir pankartı minibüsünün arkasına astı. (Milliyet gazetesi, 4 Ocak 1969) Devamı yine tutuklama ve yargılamalar olarak geldi.
Halide Özerden'den 15-16 Haziran
Biz o sırada Emin Ali Paşa’da [Bostancı-Kadıköy] oturuyorduk. Kapının önüne çıktık. İşçi korteji geliyor, biz çok heyecanlandık. Yalkın’ı çektim kolundan, biz girdik içlerine.
Sloganlar, alkışlarla Emin Ali Paşa’dan Fenerbahçe Stadı’nın önüne kadar yürüdük. Orada baktık ki, karşımızda barikat. Önde polis, arkasında tanklar var.
Tankların üzerinde de askerler. Biz işçilerle beraber başladık askerleri alkışlamaya. Askerleri öven sloganlar atılıyor. Derken polisler aramıza daldı. Bir kızın yüzüne copu vurduğu zaman, gözünden kanlar geldiğini gördüm.
O sırada polislerden biri Yalkın’ın koluna yapıştı, çekiştiriyor. ‘Seni tandım, seni götüreceğim’ diye. Bir taraftan da ben çekiştiriyorum. Nasıl çektiğimse artık, polisin elinden kurtardım Yalkın’ı.
Stadın duvarları vardı, çok yüksek değil ama ben çıkamam oraya. Yalkın beni arkadan itti, ben öteki tarafa düştüm. Arkamdan da Yalkın atladı. Biz oradan uzaklaştık.
( Kaynak: Zafer Aydın, İşçilerin Haziranı, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2020, s. 465-466.- Ahmet Yalkın Özerden'in sosyal medyabı) (APK/RT)