Demokratik Toplum Partisi (DTP) Eşbaşkanı Ahmet Türk, bugün Meclis'teki grup toplantısında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Kürt sorununu birincil sorun olarak tanımlamasını "olumlu ve umut verici gelişme" olarak niteledi; "Beklentimiz ve temennimiz bu mesajların somut adımlara dönüşmesi ve hükümetin bir an önce harekete geçmesidir" diye konuştu.
Türk'ün konuşmasından bazı bölümler şöyle:
PKK'nin tutumu önemli fırsat: Bugün Kürt sorununun çözümü konusunda aslında önemli bir fırsat doğmuştur. 1 Haziran'a kadar eylemsizlik kararı alan PKK'nin son dönemlerdeki açıklamaları, barışçıl bir sürecin gelişmesi için ortaya koyduğu çerçeve, bugün Kürt sorununun çözümünde önemli bir adımın atılması umudunu yaratıyor. Bunu oldukça önemsiyoruz. Sorunların savaş ve şiddet yöntemleriyle çözülemeyeceğini, ilgili bütün taraflar çeşitli zeminlerde dile getirmektedir. PKK'nin sorunların demokratik siyasetle çözüleceğine olan inancını ortaya koymuş olması, diyalog sürecine kapı aralaması gereken önemli bir adımdır. Ortaya çıkan bu fırsatları iyi değerlendirmek hükümetin öncelikli gündemi olmalıdır. Sorun siyasi bir sorundur, çözümü de ancak siyaset kurumu gerçekleştirebilir.
Tartışma süreci önemli: Sorumlu bütün çevrelerin Türkiye'nin demokratikleşmesine katkı sunacak, silahların susmasını sağlayacak böyle bir mantık ve ortak akılla devreye girmesi ve bir tartışma sürecini başlatması önem arz etmektedir. Hükümetin ve devlet organlarının, bu konuda yapabilecekleri bir girişimin ön tartışmalarını hazırlamak ve bir an önce böyle bir inisiyatif almasını teşvik etmek, sivil siyasetin ve toplumun görevidir. Bu sürecin demokratik ve barışçıl bir şekilde tartışılarak devam etmesinin önünün kesilmesine izin vermeyelim.
Kürt sorunu hepimizin sorunu: Kürt sorunu, ne yalnızca DTP'nin, ne sadece hükümetin, ve ne de diğer siyasi partilerin sorunudur. Bu sorun, 71.5 milyon Türkiye yurttaşının en temel sorunudur.
Hükümetin adımlarını karşılamaya hazırız: Hükümetin çözüm yolunda atacağı adımları sonuna kadar yapıcı ve demokratik bir sorumlulukla karşılamaya hazırız.
Çözüm zemini ortaya çıktı: 1993'te de tarihi bir diyalog süreci başlamış ve çözüm yolunda bazı somut adımların işaretleri verilmişti. Provokasyonlarla süreç kesintiye uğratıldı. Şimdi, muazzam bir çözüm zemininin ortaya çıktığını görüyoruz. Kamuoyu, bu şiddet sarmalına son verilmesini istiyor. Artık ne Kürtlerin ne de Türklerin bu çatışmalı sürecin devam etmesine sabrı ve tahammülü kalmamıştır. Barış ve demokrasi, herkesin ortak talebi haline gelmiştir.
Hükümetin somut projesi var mı: Hükümetin somut bir projesi henüz görünmemektedir. "Acaba elle tutulur bir projesi var mı?" diye merak ediyoruz. Proje diye sunulan dar kapsamlı anayasa değişikliğiyse, sorunun bu şekilde çözülmesi asla mümkün değildir.
Demokratik siyaset olmazsa barış umudu kalmaz: Yurttaşımızın farklılıklarını, kimliksel ve kültürel istemlerini göz ardı etmeden bunu bir zenginlik olarak görerek önümüze koyalım. Çünkü PKK'nin geldiği nokta, sorunun Türkiye içinde çözülmesine yönelik önemli bir aşamayı ifade etmektedir. Bu fırsatın heba edilmemesi gerekiyor. Eğer bu fırsatlar heba edilirse sancılı süreç devam eder. Demokratik siyasetin önünü kapatırsanız halkta barış umudu kalmaz. (TK)