Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, "21 Şubat Dünya Dil Bayramı" dolayısıyla Mecliste Kürtçe konuşan kapatılan Demokratik Toplum Partisi (DTP) eş başkanı Ahmet Türk hakkında, Siyasi Partiler Kanunu'na muhalefet ettiği iddiasıyla dava açtı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki (TBMM) Grup Toplantısında Kürtçe konuşma yapan Türk, "21 Şubat Dünya Dil Bayramı ve halklar kendi dilleri ile kendi duygu ve fikirlerini dile getirmeleri gerekir" şeklinde bir açıklama yaptıktan sonra grubuna ve gazetecilere Kürtçe olarak seslenmişti.
Cumhuriyet Savcısı Levent Savaş'ın açtığı davanın iddianamesinde, Türk'ün, 24 Şubat 2009 tarihinde yaptığı Kürtçe konuşmayla 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 81. maddesine aykırı davrandığını ileri sürüyor.
"Azınlık yaratılmasının önlenmesi" başlıklı bu düzenlemeye göre, "(a) Siyasi partiler; Türkiye Cumhuriyeti ülkesi üzerinde milli veya dini kültür veya mezhep veya ırk veya dil farklılığına dayanan azınlıklar bulunduğunu ileri süremezler. (b) Türk dilinden veya kültüründen başka dil ve kültürleri korumak, geliştirmek veya yaymak yoluyla Türkiye Cumhuriyeti ülkesi üzerinde azınlıklar yaratarak millet bütünlüğünün bozulması amacını güdemezler ve bu yolda faaliyette bulunamazlar. (c) Tüzük ve programlarının yazımı ve yayınlanmasında, kongrelerinde, açık veya kapalı salon toplantılarında, mitinglerinde, propagandalarında Türkçe'den başka dil kullanamazlar...".
Türk'ün bu gerekçeyle aynı yasanın 117. maddesi uyarınca en az altı ay hapisle cezalandırılması istendi. Türk, Ankara 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanacak.
Türk'e bir de İstanbul'dan beraat
İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi ise, PKK örgütünün ateşkes ilan etmesinden memnun olduğunu ifade ettiği için yargılanan Türk hakkında beraat kararı verdi. Türk'ün avukatı Mehmet Nuri Özmen, bianet'e 6 Mayıs'ta alınan kararın kendilerine henüz tebliğ edildiğini bildirdi. Mahkeme, 16 Ocak 2008'den beri yargılanan Türk'ün "propaganda yapma kastı bulunmadığı"na kanaat getirdi.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 18 Şubat 2001 tarihi ve 91/34 sayılı kararında suçun oluşabilmesi için "propaganda belirli bir düşüncenin toplum içinde yayılmasına ve yerleşmesini sağlamak amacıyla bu görüşün yayılması birden fazla kişinin bilgisine ulaştırılması ve onlar üzerinde etkili olması" gerektiğine dair yer alan tanım da kararda hatırlatıldı.
İstanbul Ümraniye ilçe örgütünce 30 Eylül 2006'de düzenlenen iftar yemeğinde katılan Türk, PKK örgütünün ateşkes ilan etmesiyle ilgili gazetecilere "Büyük demokratlar aydınlar gerçekten Türkiye'nin felakete gittiğini gören insanlar destek verdiler. Birkaç gün önce de Sayın Öcalan da İmralı'dan bu çağrımıza destek verdi. PKK de gerçekten barış için kardeşlik için demokratik bir Türkiye için, demokratik bir Ortadoğu için buna fırsat vermek, geliştirmek için bu ateşkes ilanını açıkladı. Bundan büyük mutluluk duyduğumuzu belirtmek istiyorum" diye açıklama yapmıştı; açıklama ertesi gün ROJ TV'de de yayımlanmıştı. (EÖ)