Kürt sorununda çözümü konuşmak için Kandil'den ve Mahmur mülteci kampından gelen barış gruplarını karşılamak üzere Silopi'de bulunan Demokratik Toplum Partisi (DTP) yöneticileri, basın açıklamasında, PKK'nin attığı adıma karşılık askeri operasyonların durdurulmasını istedi.
Partinin eşbaşkanları Ahmet Türk ve Emine Ayna, Silopi-Habur arasındaki Grand Hotel'de düzenledikleri basın toplantısında, şunları söylediler.
Beklentimiz ortak aklın ortaya çıkması: Türkiye'nin en hassas ve can alıcı sorununun tartışmaya açılmış olmasını bile çok önemsiyoruz. Beklentimiz ortak aklın ortaya çıkmasıdır. Hepimizi yakından ilgilendiren, yaşanan acıların sona ermesidir. Ülkemizin, tüm yurttaşlarımızın özgürleşmesi, toplumun demokratikleşmesidir. DTP, bu süreci başından beri hak ve özgürlüklerin güvence altına alınacağı bir süreç olarak görmek istemiş, sağlıklı gelişmesine katkı sunmayı esas almıştır.
Hükümet ırkçılığa taviz verdi: Üzüntüyle ifade etmeliyim, bazı çevreler, siyasi partiler, ırkçılığa milliyetçiliğe gönderme yaparak, siyasi hesaplarını bunun üzerine kurarak süreci sabote etmeye çalışmaktadır. Hükümet bunun etkisinde savrulmuş, ırkçı kesimler karşısında tavizkar davranmış, barış umutlarının azalmasına neden olmuştur. Çözümün hak ve özgürlüklerden geçtiğini unutarak tasfiye mantığını öne çıkarmıştır.
Öcalan muhatap alınırsa, çözüm gelişebilir: Abdullah Öcalan, barış umutlarının yeniden yeşermesine katkı sunarak üç barış grubunun (Kandil, Avrupa, Mahmur) Türkiye'ye gelmesine öncülük etmiş, PKK de bu karara uyarak barış konusunda samimiyetini göstermiştir. Öcalan'ın rolü görülmelidir. Barış grupları, muhatap alınması halinde gelişebilecek çözümlerin en büyük göstergesidir. Bunu her zaman ifade ettik, söylüyoruz, Öcalan'ın barışa katkı çabası içinde olduğunu herkesin görmesi gerekir.
Çözüm çok boyutlu: Kürt sorununun çözümü elbette hemen olmayacak, adım adım ilerleyecek .
Sorunun kendisi gibi, çözümü de çok boyutlu olmak durumundadır. Bir yandan yaşanan savaş ve ölümlerin bitmesi, diğer yandan hak ve özgürlüklerin tartışılarak hayata geçmesi ve güvenceye alınması söz konusu.
İstersek ölümlerin duracağı süreci başlatabiliriz: 1999'dan bugüne, PKK ve lideri Öcalan ısrarlarını sık sık dile getirmekte, barış grupları ve ateşkeslerle samimiyetlerini ortaya koymaktadır. Devletin bunlara cevabı değişmemiş, şiddet politikaları maalesef devam etmiştir. 29 Mart yerel seçimlerinden sonra PKK eylemsizlik kararı aldı, Kürt sorununun çözüm tartışmalarını da geliştirdi.
Hükümetin bunu çok iyi değerlendirdiğini söyleyemeyiz. Açılım tartışmaları yedi aydır yaşanıyor. Hâlâ başladığımız noktadayız. Demokratik siyaset kanalarının açılmasının gerektiği bu dönemde hiçbir adım atılamaması, siyasetin tıkanmasına neden olmuştur. Bu, çözüme dair umudu, güveni kırmakta, gerilimin artmasına neden olmaktadır. Burada oluş nedenimiz, tıkanıklığın önünü açmak. İstersek bugün, burada ölümlerin duracağı, barışın filizleneceği süreci başlatabiliriz.
Operasyonlar durursa, tartışmalar sağlıklı olur: PKK adım attı. Devletin operasyonları durdurması, en büyük güven olacaktır. Bu zeminde tartışmalar daha sağlıklı olacaktır, artacaktır.
PKK savaşta değil, barışta ısrarcı: Sürecin doğru okunması ve barış gruplarının niçin gönderildiğinin doğru değerlendirilmesi gerekir. "Teslim olmak, oldurmak" anlayışı çözüm olmayacak. Barış grupları, tıkanan sürecin önünü açmak için gelmektedir. PKK'nin savaşta değil barışta ısrarcı olduğunun göstergesidir. Devlet bir adım atarsa PKK on adım atacaktır.
Sadece tartışmaların tıkanmaması için böyle bir jestin yapılmış olmasını bile, hükümetin elini güçlendirecek büyük bir yaklaşım olarak görmek gerekir.
Beklentimiz hükümetin, devletin aynı klasik, statükocu "Teslim oldular, bittiler" mantığıyla yaklaşmamasıdır. 1999'da gelen barış gruplarının 15-22,5 yıl ağır hapse çarptırılmasının sonucu ağır olmuştur. Herkes sorumlu davranmak zorundadır. Geçmiş hatalardan ders çıkarılmalı. Tutuklanmayacaklarını, sürecin kesintiye uğramayacağını halk umut etmektedir. Serbest kalmaları durumunda, neden geldiklerini hükümete iletecek olmalarının ne kadar anlamlı olacağını belirtmek isteriz. (TK)