Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski milletvekili ve Mardin eski Belediye Başkanı Ahmet Türk, Deutsche Welle'ye verdiği röportajda Türkiye'nin olası bir Afrin operasyonunu Kürtlerin kabullenemeyeceğini belirterek, "Geçmişte, PKK silahlı mücadele verdiği için Kürtler devletin müdahalesini doğru ya da makul olarak kabulleniyordu. Ama şimdi Afrin'deki insanlara müdahaleyi Kürtler nasıl kabullenecek?" ifadelerini kullandı.
" Türkiye, Afrin'e girdiğinde bu sorun çözülmez. Ortadoğu'ya baktığınızda 40 milyonun üzerinde Kürt'ü bir savaşla, tehditle, ortadan kaldıracağını mı zannediyor? Bu yanlış bir politikadır" diyen Türk şöyle devam etti:
"Kürtlerin, Ortadoğu'da rahatça, ortaklaşa yaşayabileceği tek ülke Türkiye'dir. Türkiye bu imkânı kullanmak istemiyor. Afrin'e müdahale yüzyıllarca sürecek bir kinin, nefretin öfkenin büyümesine neden olacaktır. Bu hiçbir zaman Türkiye için olumlu ya da kazanımcı bir politika olmaz."
"Sınırların ötesinde bir halka müdahale doğru değil"
Kobani olayına bakıldığında, bugüne kadar Kürtlerin Türkiye sınırını taciz eden bir eylemi olmadığını söyleyen Türk, "Türkiye'yi taciz etmek Kürtlerin de işine gelmez. Süleyman Şah Türbesi'ni Kobani'ye taşırken bir taciz olmamıştır" dedi.
"Sınırların ötesindeki bir halka müdahale doğru değildir. Afrin Türkiye'nin bir parçası değildir. Başka bir devletin içinde bir bölgeye, orada Kürt olduğu için müdahale ediyorsunuz. Bu kolay kabullenilecek bir durum değildir. Sonuçları çok ağır olacaktır.
"Bu ülkede yaşayan 25 milyon Kürt var. Geçmişte, PKK silahlı mücadele verdiği için Kürtler devletin müdahalesini doğru ya da makul diye kabulleniyordu. Ama şimdi Afrin'deki insanlara müdahaleyi Kürtler nasıl kabullenecek. Afrin halkının Türkiye'ye ne zararı olmuş? Afrin'e toplarla, tanklarla saldırdığınızda siviller ölmeyecek mi?
"Afrin'e müdahale ettiğinizde Kürtler bitecek mi?"
"Bu, Türkiye halklarının demokratik bir anlayışla bir araya gelmesinin ve kucaklaşmasının önünü keser. Demokrasi, özgürlükler, adalet ve eşitlik halkları birleştirir. Bunun dışındaki formüller büyük sorunlar çıkarır. Afrin'e müdahale ettiğinizde, Kürtler bitecek mi? Geçmişte de bunlar yaşandı ama Kürtler bitmedi."
"HDP, barışcıl bir sürecin gelişmesi, demokrasinin kalıcı hâle gelmesi için her türlü mücadeleyi vermiştir. HDP'nin bu rolü oynamasına izin verilmemiştir. Eş genel başkanlar, vekiller ve belediye başkanları hapisteler. Şimdi nasıl bir açılım yapacaksınız?
"Hak, demokrasi, adalet talebiniz olduğunda terörist ilan ediliyorsunuz. Demokrasi konusunda direnmekten başka bir seçenek kalmıyor."
"CHP yerinde olsam meclisten çekilirdim"
Ahmet Türk, HDP'nin CHP ile 2019 seçimlerinde olası bir siyasi ittifaka nasıl bakacağı sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
"Aydınlar, sosyalistler ve demokrasi isteyenlerle her zaman dayanışma içindeyiz. Ama siyasi partilerle böyle bir diyalog kurmaya gerek yok. Bir yürüyüşe katılmamızdan bile rahatsız olan bir parti nasıl Kürtleri kucaklayacak?
"CHP'nin demokrasi, insan hakları ve özgürlükler konusunda üzerine düşeni yapmasını ve demokratik mücadeleyi geliştirmesini isterdik ancak CHP, mehter marşı gibi bir ileri, iki geri adım atarak politika yapıyor. Bugün iktidarın sorumsuzca yaptığı her şey meşru ve makul gösteriliyorsa, burada CHP'nin de sorumluluğu ve suçu vardır.
"OHAL geliyor, belediye başkanları içeri alınıyor, Meclis'in hiçbir etkinliği kalmamış; CHP'nin yerinde olsam, 'Siyaset bitmiştir' deyip Meclis'ten çekilirdim. 'Buyurun, Türkiye'yi yönetin' derdim.
"Hep Meclis'te olmanın mücadelesini verdik ama bugünkü koşullarda Meclis'te olmanın maaş almaktan başka anlamı yok. Gerçekten demokrasi isteyenler, Meclis'ten çekilirdi. CHP, 12 milyon oy alan, devletin kurucu partisi. Meclis'ten çekilmesinin etkisi olurdu.
"Tek başına HDP'nin çekilmesinin anlamı olmazdı. Pervasızca siyasetin izlendiği yerde, radikal kararların elbette etkisi olacaktı. 'OHAL'i kaldırın' demekle, OHAL kalkmıyor." (PT)