Gazeteci Ahmet Şık’ın avukatları, bu sabah gözaltına alınmasıyla ilgili, savcılığa itiraz dilekçesi verdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında bu sabah evine giden polislerce gözaltına alınan gazeteci Şık'a ve avukatlarına önce İstanbul Emniyet Müdürlüğünden, ifade vermek üzere savcılığa sevk edileceği belirtilmişti.
Ancak avukat Can Atalay bianet’e verdiği bilgide, Emniyet Müdürlüğü’nde bir süre bekletildikten sonra kendilerine, savcılığın verdiği görüş kısıtlaması ve soruşturmada kısıtlılık kararının gösterildiğini, kararın da kendilerine verilmediğini belirtti.
İtiraz dilekçesinde, soruşturmanın üç gün önce başlatıldığı, üç gün içinde evrak işlemlerinin yapılmasının mümkün olduğu, bu sebeple gözaltı kararının, gözaltına alındıktan sonra emniyette tutulmasının ve avukatları ile görüştürülmemesinin hiçbir yasal dayanağı olmadığı belirtildi.
Avukatlara ve Şık’a bilgi verilmedi, AA yazdı
Şık şu anda halen İstanbul Emniyet Müdürlüğünde gözaltında, ne zaman savcılığa ifade vermek üzere götürüleceği bilinmiyor.
Avukat Atalay ayrıca, Şık’a yöneltilen suçlamayla ilgili de kendilerine hiçbir bilgi verilmediğini söyledi.
Avukatlarına ve Şık’a neden gözaltına alındığı açıklanmazken, Anadolu Ajansı (AA), Şık’a yöneltildiği iddia edilen suçlamaları haberleştirdi.
Gözaltı kararında da, bazı tweet’leri ve Cumhuriyet Gazetesi’nin internet sayfasında yayınlanan haberleri nedeniyle Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2. maddesindeki “terör örgütünün propagandasını yapmak” ve 301. maddedeki “hükümet ve yargı organlarını aşağılama suçundan” hakkında soruşturma başlatıldığı belirtiliyor.
“Tebligat yapsaydınız, gidip ifade verirdi”
Şık'ın avukatlarının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmek üzere İstanbul Sulh Ceza Hakimliği'ne sunduğu itiraz dilekçesinde, Şık'ın derhal serbest bırakılması talep edildi.
Savcılığın gözaltı kararıyla Şık'ın masumiyet karinesinin ihlal edildiği vurgulanarak, hem ev hem de iş adresinin bilindiğini, polisin baskınına gerek olmadığı ifade edildi.
Cumhuriyet gazetesi, soruşturmayı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu savcılarından Fahrettin Kemal Yerli'nin yürüttüğünü yazdı.
Yerli’ye iletilen itiraz dilekçesinde, “Şık'ın toplum tarafından tanınan ve saygınlığı olan bir kişi olduğuna” dikkat çekilerek, savcılık tarafından davet edilmesi durumunda, tereddütsüz bu çağrıya uyacağına vurgu yapıldı.
Şık'ın hakkında devam etmekte olan soruşturma ve kovuşturmalarda çağrılara uyduğu, hatta sorgusu tamamlandıktan sonra da duruşmalarını takip ettiğinin altı çizilerek, “Tebligat yapılmaksızın sabahın erken saatlerinde evinde yakalanarak gözaltına alınması hukuka aykırıdır” dendi.
“Avukatları ile görüştürülmemesi ihlale yol açar”
Dilekçede Şık'ın birçok temel hakkının ihlal edilme ihtimalinin varlığına işaret edildi.
Emniyet müdürlüğünde Şık ile görüşmek isteyen avukatlarının “işlemlerin devam ettiği” bahanesi ile görüştürülmediği anlatıldı.
Uzun gözaltı süreleri ve avukat görüşünün engellenmesi gibi keyfiliklerin işkence ve kötü muamelenin önünü açtığı bilinen bir gerçek olduğu vurgulandı.
Tüm bu hukuksuzluk ve keyfiliklerin önüne geçebilmek için evrak tanzimi gibi işlemler beklenmeksizin Şık'ın adliyeye getirilmesinin gerektiği, duruşmada özgürlüğünden mahrum bırakılmasının hukuki olup olmadığının değerlendirilmesinin şart olduğu ifade edildi. (AS)