Bugün özgün müzik sanatçısı Ahmet Kaya'nın ölüm yıl dönümü. Kaya yedi yıl önce, Paris’te geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.
Kaya 10 Şubat 1999’da Magazin Gazetecileri Derneği ödül töreni gecesinde "Kürtçe şarkı söylemek, klip çekmek istiyorum" demiş ve linç girişimine maruz kalmış, bu nedenle yurtdışına sürgüne gitmek zorunda kalmıştı.
"Linç, kültüre dönüştü"
Gülten Kaya eşinin mezarı başında bianet'e konuştu ve o günden bugüne yaşanan süreci "Olumlu nitelenebilecek gelişme olmadı" diye değerlendirdi.
"Eşimin ölümünün üzerinden yedi yıl geçti. Onun da uğruna sürgün yaşadığı Kürt sorunuyla ilgili çok şey değişmedi. Yedi yıl birilerine kısa bir süre gibi gelebilir ama daha da geriye döndüğümüzde bu ülkenin ihtiyaç duyduğu, özlediği barışçıl, demokratik atmosfer adına gelişme yok."
"Kendi dilini konuşmak, kendi kültürünü yaşamak en doğal haktır. Bu hakkı size kimse veremez ya da alamaz. Bu hakla oynamak gerçek demokrasiye yakışmaz" diyen Kaya'ya göre "sembolik uygulamalar" ne bireyler ne de Kürt halkı için heyecan verici değil.
Eşinin sadece kendi anadilinde şarkı söylemek gibi masum bir talebinin linçle kuşatıldığının altını çizen Kaya "Bu kuşatılmışlık devam ediyor. Ahmet Kaya tişörtü giydiği için gençler linç edilmek isteniyor" dedi.
"Linç sadece Ahmet Kaya ya da Kürtlük durumu üzerinden varolmuyor. Linç toplumda bir kültür haline dönüştü. Resmi ağızlarınsa bu kültürü kutsayarak konuşması çok ürkütücü. Medyaya çok iş düşüyor."
Kaya, yarın (17 Kasım) Mezopotamya Kültür Merkezi'nde anılacak. Anma saat 18:00'de başlıyor.
Ahmet Kaya kim?
1957'de Malatya'da doğan Kaya beş çocuklu bir işçi ailesinin en küçük üyesi olarak ilkokulu Malatya'da okudu ve müzikle ilk defa dokuz yaşlarında tanıştı. Boş zamanlarında müzikle ilgilenen Kaya, ailesiyle İstanbul'a göç etti. Ortaöğretimden sonra müzikle profesyonelce ilgilenmeye başladı. Ağlama Bebeğim albümünün sansürden geçmemesinin gazetelere yansıması onun için iyi bir fırsat oldu ve ilk albümünde büyük bir beğeni topladı.
12 Eylül ve sonrasının baskıcı ortamının yarattığı yılgınlığa müziğiyle yanıt vermeye çabalayan Kaya 1990'lara değin özgün müzikten ayrılmadı.
1990'ların ikinci yarısında daha yaygın bir izleyici kitlesine seslenen Kaya bir yandan da Kürt sorunu ve savaşın yol açtığı trajedileri seslendirdi. Her albümü ayrı bir satış rekoru yarattı. "Şarkılarım Dağlara" albümü ise 2 milyon 800 bin legal satış yaptı.
Yeni albümünde Kürtçe şarkı söyleceğini açıklamasından sonra kovuşturmaya uğrayan Kaya 2000'de sürgünde yaşadığı Paris'te hayatını kaybetti ve Pere La Chaise mezarlığına gömüldü.
Medyanın büyük bir kısmınca dışlanmasına karşın geniş ve vefalı bir hayran kitlesini hala koruyan Kaya'yı meslektaşları da sahiplendi. 2002'de Ahmet Kaya'nın anısına 20 ünlü sanatçı onun şarkılarını seslendirdikleri "Dinle Sevgili Ülkem" adlı bir albüm yaptılar. Ölümünden sonra "Biraz da Sen Ağla" (Aralık 2003) ve "Kalsın Benim Davam" (Aralık 2005) adli iki albümü daha yayınlandı. (EZÖ/NZ)