15 Temmuz darbe girişimine ilişkin, aralarında Ahmet ve Mehmet Altan, Ekrem Dumanlı, Nazlı Ilıcak’ın olduğu 17 sanıklı medya davasının dördüncü duruşması bugün görüldü.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bugünkü duruşmasında, kalabalık izleyici kitlesi olsa da küçüksalonda görülüyor. Bu nedenle çok sayıda sanık yakını salona giremedi.
Duruşmada darbeye teşebbüs, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs ve örgüte üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan tutuklu Nazlı Ilıcak, Yakup Şimşek ve Fevzi Yazıcı ile tutuksuz Tibet Murat Sanlıman hazır bulundu. Mehmet Altan, Şükrü Tuğrul Özşengül ve Ahmet Altan duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
TIKLAYIN - AHMET ALTAN'IN SAVUNMASININ TAMAMI
Altan: AKP aradığı savcıyı bulmuş
Ahmet Altan hakkındaGazeteci, yazar. Taraf gazetesi kurucu genel yayın yönetmeni (Alev Er ile birlikte). Muhabir (Associated Press), editor (Hürriyet Dış Haberler), köşe yazarı (Hürriyet, Milliyet, Yeni Yüzyıl, Taraf) ve Yeni Yüzyıl gazetelerinde köşe yazarı olarak çalıştı. 1990’larda gazeteci Neşe Düzel ile birlikte Star TV’de Kırmızı Koltuk programını hazırladı ve sundu. Milliyet gazetesinde yazdığı Atakürt yazısı nedeniyle yargılandı, 1 yıl 8 ay hapis cezası aldı, gazeteden atıldı (1995). Taraf gazetesinde Roboski katliamını konu alan “Devlet yardakçılığı ve ahlak” yazısında dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret’ten 1 yıl 2 ay hapis cezasına mahkum oldu. Ceza 7 bin lira adli para cezasına çevrildi (2012). Dört Mevsim Sonbahar, Sudaki İz, İsyan Günlerinde Aşk, Kılıç Yarası’nın da aralarında bulunduğu 11 roman ve beş deneme kitabının yazarı. Akademi Yayınevi Roman Ödülü (1983/ Dört Mevsim Sonbahar), Yunus Nadi Ödülü (1998/ Kılıç Yarası gibi), Leipzig Özgürlük ve Medyanın Geleceği ödülü ( 2009), Uluslararası Hrant Dink Ödülü (2011), Türkiye Yayıncılar Birliği Düşünce ve İfade Özgürlüğü (2013) sahibi. 1950, Ankara doğumlu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi (1981) mezunu. Yazar Çetin Altan’ın oğlu, Mehmet Altan’ın kardeşi. |
TIKLAYIN - SUÇLU OLDUĞUM İÇİN DEĞİL, "SUÇLULARIN HUKUKU" İKTİDARDA OLDUĞU İÇİN HAPİSTEYİM"
Duruşmada ilk olarak tutuklu sanıklardan Ahmet Altan savunma yaptı.
SEGBİS vasıtasıyla duruşmaya katılan Altan, 113 sayfalık savunmasında, savcı Can Tuncay'ın hazırladığı iddianameyi eleştirerek, “Bu iddianameyi okuduğunuzda, içinde sanıkların, sanık sandalyelerinin, avukat sıralarının, silahlı jandarmaların, kürsülerin, cübbelerin bulunduğu ve adliye sarayı diye adlandırılan yerlerin nasıl bir hukuk mezbahasına döndürüldüğünü rahatça kavrıyorsunuz” diye konuştu.
Gazeteciliği 2012'de bıraktığını, Taraf gazetesinin “örgüt lehine süreklilik arz eden yayın yaptığı” iddialarının doğru olmadığını belirten Altan “Savcı 'örgüt lehine süreklilik arz eden' yayınlara ve söylemlere bakmak istiyorsa AKP'ye bakacak. Cemaatin örgütlendiği bir toplantıda Fethullah Gülen'e 'muhabbetlerini' sunan Tayyip Erdoğan'a bakacak. Meclis kürsüsünden Gülen'i kendini parçalayarak savunan Adalet Bakanına bakacak” dedi.
Altan, 14 Temmuz'da [Darbe girişiminin ardından KHK ile kapatılan] Can Erzincan TV'de Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak ile beraber katıldığı programdaki konuşmalarının “yayının toplumun darbe girişimini kabullenmesi maksadıyla kamuoyu oluşturmak amaçlı konuşma içeriği olduğu” iddiasına ilişkin de konuştu.
“Erdoğan’ın “bütün yargı bana bağlıdır” sözünü eleştiriyorum o konuşmada. Yargının bir adama bağlı olmasına bugün de sonuna kadar karşıyım. Hukuka değer veren herkes de buna karşı çıkar zaten” diyen Altan, “Hukuku ve yargıyı hatırlatmak, bunların varlığını vurgulamak nasıl suç olabilir” diye sordu.
“Suçu Erdoğan işliyor. Onun suç işlediğini söylediğim için ben yargılanıyorum. Buna da 'adalet' deniyor. 'Fiilî başkanlığını' ilan etmek anayasal bir darbedir.”
Savcının “hukuksuzluğun, suçun hesabının sorulamayacağı bir düzen” istediğini söyleyen Altan “Bu savcının istediği düzende suç işleyenler değil, 'suç işleyenlere hesap sorulacak' diyenler cezalandırılıyor. AKP, aradığı savcıyı bulmuş” dedi.
“Önümdeki birkaç yıl için arkamdaki onlarca yılı korkaklık ederek çöpe atacak biri de değilim” diyen Altan, “Bütün yargıçlar kendi kararlarıyla yargılanır. Siz de kendi kararlarınızla yargılanacaksınız. Nasıl yargılanmak istiyorsanız, hakkınızda nasıl hüküm verilmesini istiyorsanız, nasıl hatırlanmak istiyorsanız öyle karar verin” diyerek savunmasını bitirdi.
Sanlıman: Reklam filmi bana ait değil
Altan'ın ardından Sanlıman savunma yaptı. Ekim 2015'te bebek ve siren seslerinin olduğu Zaman Gazetesi reklam filmi ile darbe mesajı verildiği iddiasıyla yargılanan Sanlıman, filmin kendisine ya da şirketine ait olmadığını, geçmişte Zaman gazetesi ana sponsor olduğu için Türkçe Olimpiyatları ile çalıştıklarını söyledi.
Sanlıman "Ticari ve insani ilişkilerim dışında iddianame konusu örgütten haberim ve bilgim yok. Siyasi görüşlerim nedeniyle böyle bir örgütle yardım amaçlı dahi olsa bir ilişkim olmamıştır" diye konuştu.
Ne olmuştu?
“FETÖ" soruşturması kapsamında açılan davada yazar Ahmet Altan, kardeşi Mehmet Altan ile gazeteci Nazlı Ilıcak, Zaman gazetesi eski genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı, eski Taraf yazarı Emre Uslu, gazeteci Tuncay Opçin, Samanyolu Televizyonu'nun Washington temsilcisi Şemseddin Efe, Today's Zaman gazetesinin eski genel yayın yönetmeni Bülent Keneş, Profesör Osman Özsoy, Zaman gazetesinin İsrail muhabiri Abdulkerim Balcı, genel yayın yönetmen yardımcısı Mehmet Kamış ile yönetici Faruk Kardıç, gazetenin görsel yönetmeni Fevzi Yazıcı, Polis Akademisi'nde öğretim görevlisi olan Şükrü Tuğrul Özşengül, Zaman gazetesinin marka müdürü Yakup Şimşek ve gazetenin kültür sanat sayfasında çalışan Ali Çolak ile iddianamede Zaman Gazetesinin 10 Ekim 2015'de yayınlanan ve darbe çağrışımında bulunduğu iddia edilen reklam filmini çektiği tespit edilen ajansın sahibi şüpheli Tibet Murat Sanlıman yargılanıyor.
6 sanık tutuklu
Altanlar ve Ilıcak’la birlikte Fevzi Yazıcı, Şükrü Tuğrul Özşengül ve Yakup Şimşek tutuklu olarak yargılanırken Tibet Murat Sanlıman ise tutuksuz olarak yargılanıyor. Geri kalan 10 kişi hakkında ise yakalama kararı bulunuyor.
Erdoğan davacı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Can Tuncay'ın hazırladığı 247 sayfalık iddianamede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanlığı ve 65. Hükümet suçtan zarar gördükleri gerekçesiyle davacı olarak yer alıyor.
İstenen cezalar
Altanlar ile Ilıcak için “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" suçlamasıyla ayrıca 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis; Dumanlı, Uslu ve Opçin için “darbe teşebbüsünden” üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, “örgüt yöneticiliğinden” 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis, Uslu için ayrıca "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme" suçlamasıyla da üç yıla kadar hapis;Sanlıman için “örgüte yardım”dan 7 buçuk yıldan 15 yıla kadar hapis; geri kalan sanıklar içinse “darbeye teşebbüs”ten üç kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istendi. (EA)