Gazeteci Simon Tisdall, Guardian'da bugün yayımlanan analizinde, İran'da Mahmud Ahmedinecad'ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesinin olası sonuçlarını yazıyor. Tisdall'ın öngörüleri özetle şöyle.
Ortadoğu: İran Lübnan'da Hizbullah'a, Gazze'de Hamas'a ve İslami Cihad'a destek veriyor. Kendi Şii azınlıklarıyla ilgili hep tedirgin olmuş Sünni Müslüman Suudi Arabistan ve sırtını Batı'ya yaslamış Körfez ülkeleri, Ahmedinecad'ın "zaferini" İran'ın nüfuzunu artırma çabalarının kuvvetlenmesi olarak görebilir. Buna karşılık ABD'ye daha çok sarılabilirler, İsrail'le ortak bir tehdit karşısında gayrıresmi bir danışıklık içine girebilirler, Suudi Arabistan İran'la Suriye işbirliğini ayırmak için daha fazla çaba harcayabilir. Ülkeler İran'ın nükleer silah potansiyelini dengelemeye çalıştıkça, Ortadoğu'da bir nükleer yarış görebiliriz.
İsrail ve Filistin: İsrail'deki sağ kanat koalisyonu, seçim sonuçlarını İran'ın neden küresel bir tehdit olduğunu açıklamak için kullanmakta gecikmedi. İsrail ABD'yi İran'la konuşma teklifinin zaman sınırını ger çekmeye zorlayabilir. Büyük olasılıkla bu süre bu yılın sonuyla sınırlı. Ama ABD'deki sağcıların baskısıyla Obama yıl sonuna kadar dayanamayabilir.
Nükleer sorunu: Ahmedinecad İran'ın nükleer programının tartışmaya açık olmadığını, uranyum zenginleştirmenin denetim dışı süreceğini açıkladı.
Ahmedinecad'ın Batı hükümetleri ve medyasının kendine karşı bir komplo yürüttüğüne dair sözleri, seçim hilesi iddiaları ve siyasi meşruiyetiyle ilgili kuşkular ve Tahran sokaklarındaki olaylar düşünüldüğünde, İran'la müzakere için platform oluşturmak daha da zorlaşabilir.
Irak ve Afganistan: Seçim sonuçları Batı'yla ilişkilerde bir bozulma getirirse, İran'ın Irak ve Afganistan'daki NATO ve ABD kuvvetlerine karşı bir kampanya yürütmesinde korkuluyor. ABD Irak'tan askerlerini çekmeye, Afganistan'daki yeni ABD'li komutanın liderliğinde El Kaide ve Taliban'a yeni bir savaş açmaya hazırlanırken, durum kritik. İran geçmişte hem olumlu hem de olumsuz rol oynayabileceğini gösterdi. Şimdi içerideki sorunların dışarıda sorun yaratmaya dönüşmesinden korkuluyor.
Obama: İran'daki mütevazı değişim hayallerinin bin parçaya bölünmüş olması, ABD için tehlikeler taşıyor. "Obama etkisi" İran'daki ve Lübnan'daki anketlerde, değişim ve siyasi yaşama katılım olanağına inanç olarak görülebiliyordu. İran'da b düşünsel ayaklanma mollalar tarafından bastırılmış görünüyor. En azından şimdilik.
Daha büyük tehlikeyse, Washington'ın yarattığı canlılığın çözülmesi ve hem Ortadoğu'daki hem de Batı'daki tarafların eski, kolay değişmez pozisyonlarına geri dönmesi. (TK)