"Türk Ceza Kanunu (TCK) 301/1 uyarınca Arat Dink ve Sarkis Seropyan'a alt sınırdan uzaklaşılarak bir yıl hapis cezası verildi. Alt sınırdan uzaklaşıldığında yargıç açıklama yapmak durumunda. Yargıcın açıklamasında 'Sanıkların ayrı ayrı kişilikleri dikkate alınarak' deniyor, burada bahsedilen sanıkların Ermeni olması mı?"
Agos Gazetesi Yazı
İşleri Müdürü Arat Dink ve İmtiyaz Sahibi Serkis Seropyan bugün (perşembe)"Türklüğü aşağıladıkları” gerekçesiyle yargılandıkları davada TCK’nın 301/1
maddesini ihlal ettikleri gerekçesiyle birer yıl hapis cezasına çarptırılmış, cezaları sabıkaları olmadığı göz önüne alınarak ertelenmişti.
Gazetecilerin avukatı Fethiye Çetin, Agos gazetesi yazarı Markar Esayan'la birlikte düzenledikleri
basın toplantısında alt sınırdan uzaklaşılarak
verilen cezayı hukuka aykırı ve "tipik bir ayrımcılık örneği" olarak niteledi.
Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesinde Agos gazetesi yazı işleri müdürü Arat Dink ve imtiyaz sahibi Seropyan aleyhine açılan dava bugün sonuçlanmış ve mahkeme gazetecilere bir yıl hapis cezası vermiş, gazetecilerin cezası, sabıkaları olmaması göz önüne alınarak ertelenmişti.
"Haberi yapan diğer yayın organlarına dava açılmadı"
Çetin, "Dink ve Seropyan hakkında Hrant Dink'in açıklamasıyla ilgili soruşturmayı haber yaptıkları için dava açılmıştı. Oysa ki aynı olayı ulusal yayın organları ve televizyonlar (Yeni Şafak, Tercüman, NTV, Yeni Çağ) da bir hafta boyunca haberleştirmişlerdi. Agos'a dava açılırken bu habere yer veren diğer yayın organlarından hiçbiri aynı suçlamayla karşılaşmadı" dedi.
Arat Dink ve Sarkis Seropyan'ın hüküm giydikleri dava Hrat Dink'in Reuters Haber Ajansına verdiği bir demecin
sağcı-milliyetçi avukatların kurduğu Büyük Hukukçular Birliği'nden
Recep Akkuş'un Şişli Savılığına yaptığı şikayet üzerine açılmıştı.
Hrant Dink Reuters'e verdiği demeçte 1915 olaylarını "soykırım"
olarak nitelemiş ve "4 bin yıldır bu topraklarda yaşayan halkın bu
olanlarla birlkte artık ortadan yokolduğunu görüyoruz." demişti.
Dink'in bu sözleri dolayısıyla açılan soruşturma haberi ve Reuters'e
verdiği demeç 21 Temmuz 2006'da "301'e Karşı Bir Oy" başlığıyla Agos'ta
duyuruldu.
Şişli Cumhuriyet Savcılığı aynı gün Hrant Dink, Arat Dink ve Seropyan
hakkında dava açmış, ancak Hırant Dink'in 19 Ocak 2007'de öldürülmesi
üzerine hakkındaki dava düşmüştü.
Dink ve Seropyan'ın gazetecilik görevlerini yaparak haber verdiklerini söyleyen Çetin, toplantıyı izleyen gazetecileri "1915 olaylarını soykırım olarak nitelemek de, niteleyenleri haber yapmak da suçtur; habercilere duyrulur" diyerek uyardı.
Kararı değerlendirmek için hukukçu olmaya gerek olmadığını belirten Esayan'sa, davanın sadece Agos'a açılmasının ayrımcılık olduğunu vurguladı.
"Arat Dink ve Seropyan da Hrant gibi hedef haline geldi"
"Hrant 301'den açılan davalarla hedef haline getirilmişti. Davanın aleyhlerine sonuçlanmasıyla Arat Dink ve Seropyan'ın da 'Türklüğe hakeret ettiği' söylenmiş oldu, böylelikle onların hayatı da tehlikeye atılmış oldu."
Kararın 301'in yeniden sorgulanması için milat olmasını uman Esayan, 2007'de hala böyle bir maddenin varlığının ne kadar tehlikeli olduğunun anlaşılamadığını ifade etti.
Neden beraat etmeliydiler?
Dava iddiannamesinde beraat istemi şu maddelerle gerekçelendirilmişti:
Dink ve Seropyan, gazeteci olarak görevlerinin gereğini yerine getirerek, okuyucularını bilgilendirmişlerdi. Eylemleri, tamamen basın özgürlüğü haklarını kullanmaktan ibaret.
Davaya konu olan paragraf tamamen haber niteliği taşıdığından ve bu haliyle kanunda tanımlanmış bir suç tipine girmediğinden Dink ve Seropyan derhal beraat etmeliydi.
Davanın açılmasından 9 ay sonra ilk duruşmanın yapılması Dink ve Seropyan'ı bu süreç boyunca dava tehdidi altında tuttu ve bu niteliğiyle bile ifade özgürlüğünün kullanılmasına yönelik "haksız ve ciddi bir müdahale"dir.
Dink ve Seropyan açısından bu müdahalenin öngörüldüğü bir yasa maddesi yok. TCK'nın 301. maddesi öngörülme şartını karşılamıyor. İçerik olarak açık ve somut olmadığından uygulamada tartışmalara neden oluyor. (GG/NZ)
Fotoğraf sanatçısı ve mimar Murat Germen, eşiyle birlikte yurt dışından dönerken dün (9 Nisan) akşam saat 19.30’da havaalanında gözaltına alındı.
“Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” (TCK md. 216/1) suçlamasıyla gözaltına alınan Germen'in avukatı, dosyada gizlilik kararı olduğunu belirtti.
T24’e konuşan Germen'in eşi Sema Germen, gözaltı gerekçesini henüz öğrenemediklerini ve Çağlayan Adliyesi’nde beklediklerini söyledi.
Germen, açıklamasına şöyle devam etti:
“Sürekli bilgi ve belge toplayan biriydi. O yüzden olabilir diye düşünüyorum. Genelde çevreyle ilgili, kent suçlarıyla ilgili çok çalışma yapıyorduk beraber. Sadece tahmin yürütüyorum. Terörle ilgili bir birimde ve savcı ile görüşme olacakmış. Dosya numarasını aldım ama şu anda hiçbir şey belli değil daha. Sadece halkı kin ve nefrete yönlendirme suçu koymuşlar. Tek bir dosyası var.”
Murat Germen hakkında
1965 doğumlu fotoğraf sanatçısı ve mimar. Fulbright bursu ile gittiği Massachusetts Institute of Technology'den (MIT) mimarlık yüksek lisans derecesini Amerikan Mimarlar Birliği (AIA) Altın Madalyası ile aldı.
Kariyeri boyunca fotoğraf, sanat ve yeni medya alanlarında birçok eser üretti. Sabancı Üniversitesi'nde fotoğraf, sanat ve yeni medya dersleri veriyor.
Çeşitli yayınlarda mimarlık, fotoğraf, sanat ve yeni medya üzerine birçok makale ve fotoğraf serisi yayımlandı; dünya çapında onlarca konferansta ders verdi.
Sanatının odağı, aşırı kentleşme ve gentrifikasyonun etkileri, yerinden edilme, yeni emperyalizm biçimleri ve araçları, yurttaş hakları, katılımcı yurttaşlık, yerel kültürlerin sürdürülebilirliği, doğanın insan tarafından tahribatı, iklim krizi, küresel ısıtma ve su hakları gibi konular. Kültürel miras, yerel arşivleme, suç sahası incelemesi olarak belgeleme, kişisel ve kolektif hafıza çatışmaları, velayet ve ihanet dinamikleri gibi kavramlar da sanatçının eserlerinde merkezi bir yere sahip. Temsil, simülasyon, tarih yorumları, nesnellik vaatleri ve hegemonik sistemler gibi diğer temalar da Germen'in sıkça sorguladığı konular.
Sanatçının, biri Skira (İtalya) ve diğeri MASA (Türkiye) tarafından yayımlanan iki monografisi bulunmaktadır. Türkiye, ABD, İtalya, Almanya, Birleşik Krallık, Meksika, Portekiz, Özbekistan, Yunanistan, Japonya, Rusya, Ukrayna, Bulgaristan, Polonya, İran, Hindistan, Avustralya, Fransa, Kanada, Bahreyn, Güney Kore, Dubai, Çin, İsveç, İsviçre, Mısır gibi ülkelerde yüzün üzerinde solo ve grup sergisine katılmıştır. Sanatçının eserlerinin birçok baskısı, dünya çapında önemli sanat koleksiyoncularının kişisel koleksiyonlarında yer alıyor.
Özgür Özel, Erdoğan'a yanıt verdi: "Haddini bil cuntacı"
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Şişli'de düzenlenen mitingde Erdoğan'ın grup konuşmasına yanıt verdi: "Cumhuriyet ve demokrasi mücadelesini sürdüreceklerini vurgulayan Özel, partisinin "Kürt ve Alevi sorunlarını eşitlik ve barış temelinde çözebileceğini" söyledi.
Şişli'de "Millet iradesine sahip çıkıyor" mitingi/youtube
CHP Genel Başkanı Çarşamba akşamı 20:30'da "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinginde İstanbul Şişli Meydanı'nı hınca hınç dolduran binlerce insana seslendi.
Kayyım atanan Şişli ilçesinden başlattıkları her hafta bir kent ve ilçelerinde sürmesi planlanan mitingler dizisinin ilkindeki konuşmasında Özel, 19 Mart operasyonunu "darbe" olarak nitelemeyi sürdürdü.
"Dünyada iki tür darbe var, bu darbelerin bir tanesi, tankla tüfekle yapılan askeri darbeler, diğeri ise kendisi demokrasi ile gelse de gitmeyi istemeyenlerin yapmak istedikleri sivil darbeler. Bugün biz demokrasiyi bir tren olarak gören, 'istediğimiz zaman ineriz' diyen, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün emaneti demokrasiyi ve Cumhuriyeti savunmaya, İsmet Paşa'nın emaneti çok partili hayatı savunmaya geldik." dedi.
Erdoğan'a yüklenmeye devam etti: "Cuntacısın, haddini bil"
Özel Erdoğan'ın TBMM AKP Grup toplantısında CHP'nin kurucularından İsmet İnönü'ye yönelttiği yakıştırmaları hedef aldı: "Bugün sandıkla gelen ancak işine gelmeyince ayrılmak istemeyen bir kişi, bu partinin 2. Genel Başkanına, bu ülkenin 2. Cumhurbaşkanına, Sevr'i yırtıp atan, Batı Cephesinin kumadanı hem de Lozan Fatihi olan, çok partili rejimde yenilip de gitmeyi bilen İsmet Paşa'ya dil uzatan Erdoğan'a söylüyorum, sen kim İsmet Paşa'ya laf uzatmak kim? Erdoğan'a sesleniyorum, haddini bil tek adam! Haddini bil cuntacı!" dedi.
"Bu millet sana kendi gücünü gösterecektir"
Özel, "Erdoğan cuntacıdır, Erdoğan hazımsızdır, Erdoğan cuntanın başıdır." dedikten sonra Erdoğan'ın kendisinin devlet olduğu iddiasını eleştirdi: "Çıkmış şimdi de biz devletiz diyor. Devlet dediğin binalardan ibarettir. Devlet yönetiminde senin yaptıklarından rahatsızlık da had safhadır. Bir avuç cuntacıyla Devlet'i ele geçirdim dersen bu millet sana kendi gücünü gösterecektir." dedi.
"Erdoğan'ın 'bakanları' bakan değil 'sekreterdir', onlara sekreter diyeceğiz"
CHP Genel Başkanı, "Türkiye'de parlamenter sistemden gelen bir gelenekle [Erdoğan'ın bakan dediklerine] Bakan deniyordur. Oysa Bakan dediğin seçilmiştir, milletin işine bakar. Erdoğan'ın dolma kaleminden akandan bakan falan olmaz. Bunlardan olsa olsa Amerika'da Trump'ın bakanları gibi olur, onların da adı sekreterdir." dedi.
"Sekteretersiniz siz. Bundan sonra Dışişileri sektererine, Tayyip'in atadıklarına sekreter olarak muamele edeceğiz."
İmamoğlu ve Şahan'ın mesajları
Şişli Belediyesi önündeki alanı dolduranlara, konuşmalar başlamadan önce CHP İstanbul İl Örgütü Başkanı Özgü Çelik tarafından Silivri’de tutuklu belediye başkanlarının yolladıkları mesajlar okundu.
İmamoğlu: "Seçimden kaçamayacaksın ve o sandığa gömüleceksin"
İmamoğlu mesajına ülkenin sahiplerinin alanda toplanan hemşehrileri olduğunu dile getirerek başladı. "Türkiye Büyük Millet Meclisi sizin adınıza kanun çıkarır, mahkemeler sizin adınıza karar verir. Muhtardır, belediye başkanıdır, cumhurbaşkanıdır; fark etmez. Yönetici olarak seçtikleriniz, size hizmet etsin diye, geçici süreyle yetki verdiğiniz görevlilerdir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin özü, esası budur." dedi: "Onun için, milli iradeyi hiçe saymaya yönelik her türlü girişim, devletimizin varlığını ve itibarını hedef alan bir darbe girişimidir.”
"Darbecilere geçit yok"
İmamoğlu, "Resul Emrah Şahan kardeşimi ve diğer kıymetli ilçe belediye başkanlarımızı hapse atanlar; Esenyurt ve Şişli Belediyesi’ne kayyum atayanlar; Ekrem İmamoğlu belediye başkanlığı yapmasın, cumhurbaşkanı adayı olmasın diye hukuku ayaklar altına alıp her türlü zorbalığı yapanlar"ın bir darbe girişimi içinde olduklarını vurguladı.
"Milletimizin iradesine, devletimizin varlığına ve itibarına saldırıyorlar. Bir daha asla seçim kazanamayacaklarını bilen o bir avuç insan, demokrasiye son verip, kendilerini devletin sahibi, milletin efendisi ilan etmeye hazırlanıyorlar. Onlara asla geçit vermeyeceğiz.” dedi.
"Birleşe birleşe güçleneceğiz. Demokrasi ve adalet davamızı, haklılığımızı asla kaybetmeden, içimizdeki adalet duygusundan ödün vermeden kazanacağız. Akşamdan sabaha, bugünden yarına olmayacak. Ama çok yakında kazanacağız.” diyen İmamoğlu “Bu gerçeği en iyi bilen, bu gerçekten en çok korkan kişi" oılarak nitelediği Erdoğan'a seslendi.
"Bir avuç insana karşı 86 milyonun gücüyle başaracağız"
Erdoğan'ı "Saatleri durdurarak zamanın akışını önleyemezsin. Üzerini örterek, gerçekleri gizleyemezsin. Milleti yok sayarak, ülkeyi yönetemezsin." diyerek uyaran İmamoğlu, rakibine "Seçimden kaçamayacaksın ve o sandığa gömüleceksin. Ne yaparsan yap, seçimde karşında Ekrem İmamoğlu olacak. Hem de bir değil, milyonlarca Ekrem İmamoğlu olacak. Yenileceksin… ‘Hak yemem, hakkımı da yedirmem’ diyen milyonlara yenileceksin. Sevgili kardeşlerim; vakti gelmiş bir değişimin karşısında hiçbir güç duramaz. " dedi.
"Sabırsa sabır… Gayretse gayret… Cesaretse cesaret… Bu haklı davamızı başarıya ulaştırmak için üzerime ne görev düşüyorsa, misli misli fazlasını yapacağım. Silivri’deki hücrem, bu yolun sonundaki güzel günlerin ışığıyla aydınlanıyor. Hep birlikte başaracağız. Bir avuç insana karşı, 86 milyonun gücüyle, 86 milyonun kardeşliğiyle başaracağız. Hep birlikte adaletin iktidarını kuracağız. Yolumuz açık olsun. Kalın sağlıcakla. Görüşmek üzere…
"Ekrem İmamoğlu. Silivri 9 No’lu Cezaevi.”
"Şişli'den bu kayyım gidecek"
Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan da “Şişli halkının iradesini gasp edenlere karşı hakkı, hukuku, adaleti yeniden tesis edeceğiz." dedi.
"Şişli’de her 10 kişiden 7’sinin oyunu almış bir belediye başkanı olarak, bana oy versin ya da vermesin; tüm yurttaşlarımızın hakkını yiyen haramzadelere hesap soracağız. Bu ülkeyi hak ettiği zenginliğe, refaha, eşitliğe hep birlikte kavuşturacağız." diyen Başkan "Şişli’den bu kayyum gidecek." sözü verdi.
"Şişli’ye, İstanbul’a sahip çıkacaklarını" vurgulayan Şahan mesajını "Bu ülkenin geleceğine, milletimizin umuduna sahip çıkacağız. Her şeyin çok güzel olacağı yarınlarda buluşmak üzere." diyerek sonlandırdı.