Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın (AGİT) Medya Özgürlüğü Temsilciliği’nin, Avusturya’nın başkenti Viyana’da düzenlediği “Bilgiye Erişim Hakkı: 250 Yıllık Gelişimi Ölçmek” (Access to information: Measuring Progress 250 Years On) başlıklı Konferans, İsveç ve Finlandiyalı bakanlar ve akademi dünyasını yanı sıra Article 19, Access Info Europe, Macaristan Sivil Özgürlükler Birliği gibi hak örgütlerini de bir araya getirdi.
Access Info Europe, Article 19, bianet…
AGİT Medya Özgürlüğü Temsilcisi Dunja Mijatovic, Access Info Europe icra direktörü Helen Darbishire, Macaristan Sivil Özgürlükler Birliği program direktörü Mate Szabo, Londra merkezli Article 19 örgütü hukuk uzmanı Dave Banisar’ın sunum yapacağı konferansa RSF Türkiye temsilcisi ve Bianet Medya Gözlem Raporları raportörü Erol Önderoğlu da davetliydi.
Suurpaa: Demokrasinin gereği
Konferansın açılışında konuşan Finlandiya Demokrasi, Dil İşleri ve Temel Haklar Bakanlığı'ndan Johanna Suurpaa, “Bizde resmî belgeler yurttaşın erişimine açık olması sadece şeffaflığı sağlamanın bir yolu değil, demokrasinin bir gereğidir. Zaten Finlandiya’nın medya özgürlüğünde üst sıralarda yer almasını bundan bağımsız düşünemezsiniz” dedi.
Hirschfeldt: Kamuya bilgi vermeyen Cumhurbaşkanı yargılandı
İsveç Anayasa Hukuku uzmanı Johan Hirschfeldt ise, İsveç tarihinde bir Cumhurbaşkanın bile kamuya bilgi vermeye yanaşmadığı gerekçesiyle yargılandığını, 250 yıllık Bilgi Edinme Yasası sürecinin büyük mücadelelerle geçtiğini ifade etti.
Goldberg, Pehr Forsskal örneğini anlattı
Konuşmasında Uppsala Üniversitesi’nden 1759 yılına dair basın özgürlüğü çalışmaları nedeniyle kovulan ve eseri yasaklandıktan sonra mücadelesine Danimarka’da Pehr Forsskal’ın (d. 1732 – ö. 1763 kamu bilgilerine özgürce erişim konusundaki çabalarına da değinen David Goldberg, “Forsskal, o dönemde dahi meseleyi toplum refahına katkıda bulunmanın ve doğru tercih yapabilmenin bir boyutu olarak ele alıyordu” diye konuştu.
Türkiye’de bilgi edinmek güç
Türkiye’de 2003 yılında yürürlüğe giren Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, kamu kurumlarının şeffaflığa yatkın olmayışları, demokratik işleyiş göstermemeleri yanısıra “devlet sırrı”nın kapsamını ortaya koyacak “Devlet Sırrı Kanunu”nun çıkarılmaması nedeniyle büyük ölçüde etkisiz kaldı.
Ayrıca, ana gündeme dair gelişmelerde “milli güvenlik ve kamu düzeni” gerekçesiyle yayın yasağı getirilmesi, şirketlerin işleyişine dair bilgi edinme başvurularının “ticari sır” gerekçesiyle, kamu kuruluşlarına yapılan benzer bilgi talebinin “yasa kapsamını aşıyor” açıklamasıyla reddedilmesi Türkiye’de bilgi edinmenin zorluklarına işaret ediyor.
Bilgi edinmede 250 yılda ne kadar ilerledik?
Birleşmiş Milletler’in (BM) “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nden 16:10 Numaralı" düzenleme, ülkelerin "ulusal mevzuata ve uluslararası anlaşmalara uygun olarak topluma bilgi erişimi sağlama ve temel özgürlükleri koruma" görevi bulunduğunu öngörüyor.
Bilgiye Erişim Hakkı’nın uzun bir tarihi var. Ancak “Bilgiye Küresel Erişime dair Uluslararası Günü” UNESCO tarafından 2016’da resmen tanındı
Bilgi edinmek suçları öngörmeyi ve önlemeyi sağlar
Son olarak 2012 yılında Bakanlar Konseyi’nin Dublin’de gerçekleştirdiği toplantıda, AGİT’ye üye devletler, “bilgi özgürlüğü ve bilgiye erişimin, kamu politikalarında ve satın almada açıklık ve hesap verebilirliği artırdığını ve medya dahil sivil topluma yolsuzluğu, terörizmin finansmanı, kara para aklamayı önleme ve bununla mücadelede katkı sunduğu ve tehlikeleri de önceden ortaya koyduğu”nu kabul ettiler.
Devletler taahhütleriyle, kamu kurumlarının güvenilir istatistik gibi bilgileri zamanında sağlamasının hükümetleri daha şeffaf kılmada önemli bir işlevi olduğunu da ortaya koymuş oluyorlardı.
İsveç ve Finlandiya’da, bilgi edinme 250 yıldır var
İsveç ve Finlandiya, bilgi edinme özgürlüğüyle ilgili yasal düzenlemelerini bundan 250 yıl önce, 2 Aralık 1766 tarihinde yaptılar. Peki, 250 yıl sonra Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na (AGİT) üyelerde ne durumda? (EÖ/HK)