Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunan Beşir Doğan’ın ağabeyinin cenazesine gitmesine izin verilmemesi Anayasa Mahkemesine taşınmıştı. AYM, izin verilmemesinin, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkını ihlal etmediğine karar verdi.
Anayasa Mahkemesinde oyçokluğuyla alınan karara üye hakim Alparslan Altan ile başkan Engin Yıldırım karşıoy belirtti.
Karşıoyda, “terör gerekçesiyle tutuklu bulunan başvurucunun, terör olaylarının olduğu bir adrese gönderilmemesi şeklindeki gerekçenin açıklayıcı ve kabul edilebilir olmadığı” ifade edildi.
Ergenekon sanıkları cenazeye katılmıştı
Ergenekon davası sanığı emekli Orgeneral Hasan Iğsız'a annesinin cenazesine katılabilmesi için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince iki gün izin verilmişti.
Yine Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından İşçi Partisi (İP) Genel Başkan Yardımcısı Erkan Önsel, mahkemeden aldığı özel izinle, ağabeyi Ersin Önsel’in (66) Trabzon’un Maçka ilçesindeki cenaze törenine katılmıştı.
Başvuru süreci uzadı, cenazeye gidemedi
Beşir Doğan, “PKK’ye üye olma” suçlamasıyla 22 Mayıs 2012’de tutuklandı. Ağabeyi, rahatsızlığı sebebiyle tedavi gördüğü hastanede 24 Aralık’ta hayatını kaybetti.
Doğan aynı gün yargılandığı Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesine yazılı olarak başvurdu cenazeye gidebilmek için izin istedi.
Mahkeme de yine aynı gün verdiği kararda şu gerekçeyle talebi reddetti:
“... törenin yapılacağı Diyarbakır İli Bağlar İlçesi Molla Ali Mahallesi Doluçanak Kümeevleri'nin merkeze bağlı köy olduğu, adres itibarıyla güvenliğin alınmasının emniyet ve asayiş yönünden riskli olduğu ...”
Beşir Doğan karara itiraz etti ancak bu sürede ağabeyi defnedildi. Bu nedenle üst mahkeme olan Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesine, ağabeyinin mezarını ziyaretine izin verilmesi için başvurdu. Başvurusu yine reddedildi.
“Birçok tutuklu cenazelere gidebiliyor”
Doğan bunun üzerine şu gerekçelerle 25 Mart 2013’te Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu:
“… açık kanuni düzenlemeye rağmen kendisine izin verilmemesi nedeniyle yakınına son görevini yerine getirememesi ve ailesinin acısını paylaşamaması nedeniyle manevi ıstırap çektiğini, bu acı ve üzüntünün ömür boyu devam edeceğini, ölümün her insan için bir defaya mahsus olduğunu, mahkeme kararını bekleyen ailesinin dinî inançlarına aykırı olarak cenazeyi birkaç gün bekletmek zorunda kaldığını, itiraz yolundan sonuç alamadığını, kamuoyunda bilinen bazı davalarda yargılanan birçok tutuklunun yakınlarının cenaze törenlerine katılmalarına izin verilirken kendisine izin verilmemesi nedeniyle ayrımcılığa maruz bırakıldığını, bu nedenlerle işkence ve ayrımcılık yasağı ile etkili başvuru ve özel hayata saygı haklarının ihlal edildiğini…”
Mahkeme 15 Aralık 2015’te karar verdi, mahkemenin kararını haklı bularak hak ihlali olmadığına ve yargılama giderlerinin Doğan’ın üzerine bırakılmasına hükmetti.
Karşıoy: Neden güvenlik sağlanamıyor?
Anayasa Mahkemesi kararına karşıoy yazan Başkan Yıldırım ise “Derece mahkemelerinin kararlarında hangi somut nedenlerle güvenliğin sağlanamayacağı konusunda bir açıklama bulunmamaktadır” diyerek karşıoy belirtti:
“Cenazenin defnedileceği yerde güvenlik ve asayiş bakımından ne gibi sorunlar olduğu somut olarak belirtilmediğinden mahkemelerin kararlarının yeterli bir gerekçe sunduğunu söylemek çok zordur. ‘Adres itibarıyla’ ifadesi gerekli ve yeterli somutluğu sağlamaktan uzaktır.”
Yıldırım, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, Polski/Polonya davasında, mahkuma cenazeye katılma izni verilmesi halinde ortaya çıkabilecek güvenlik risklerinin mahkuma güvenlik görevlilerinin eşlik etmesiyle önlenebileceğini belirttiğini ve ihlal kararı verdiğini de hatırlattı.
“Herkesin hakkı kısıtlanabilir”
Diğer karşıoyu yazan üye Altan da “devletin, hükümlü ve tutukluların ailesi ile irtibatını sağlayacak tedbirleri alma yükümlülüğünün olduğunu” ifade etti.
“Talebin reddine ilişkin kararlarda gerekçenin açık biçimde ortaya konulması gerekir. Aksi takdirde ‘adres itibarıyla güvenliğin alınmasının emniyet ve asayiş yönünden riskli olduğu’ şeklindeki soyut bir gerekçe ile bu yöndeki tüm talepler reddedilebilecek ve özel ve aile hayatına saygı hakkı kullanılamaz hale gelecektir.” (AS)
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 116/2. maddesi: “İkinci derece dâhil kan veya kayın hısımlarından birinin ya da eşinin ölümü hâlinde, tutukluya, soruşturma evresinde soruşturmayı yapan Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde kovuşturmayı yürüten hâkim veya mahkeme tarafından, soruşturmanın veya kovuşturmanın selameti ve güvenlik bakımından sakınca oluşturmaması koşuluyla, dış güvenlik görevlisinin refakatinde yol süresi dışında iki güne kadar cenazeye katılması için izin verilebilir.”