29 Afrika ülkesi (*), kıtadaki fil katliamını engellemek için tüm dünyadan destek bekliyor.
Afrika’da sadece 2010 ile 2012 arasında 100 bin filin öldürüldü. 2009’dan 2014’e kadar Tanzanya’daki fil nüfusunun yüzde 60’ı, Mozambik’teki fil nüfusunun yüzde 48’i yok oldu. 2014’te ise tüm kıtada 20 bin Afrika fili öldürüldü.
Bu şekilde devam ederse 25 yıl içinde kıtada hiç fil kalmayacağını söyleyen Afrika Fil Koalisyonu (AEC), Avrupa Birliği Komisyonu’ndan fildişi ticaretini yasaklamasına yönelik adımları desteklemesini istiyor.
Ancak Avrupa Komisyonu, 1 Temmuz’da yayınladığı metinle, artan fil nüfusuna sahip ülkeleri, bu nüfusu devam ettirilebilecek bir şekilde kontrol altında tutmaya teşvik etmenin daha iyi olacağını söyledi.
2017’de sona erecek fildişi ticaretine yönelik mevcut küresel ambargonun devam ettirilmesini isteyen Komisyon, diğer taraftan Zimbabve, Namibya, Güney Afrika ve Botsvana’dan ihraç edilecek bazı fil ürünleriyle ilgili ise ambargo muafiyetini destekliyor. Aktivistler Avrupa Komisyonu'nun bu tutumunun "filleri öldürmeye devam edin" anlamına geldiğini vurguluyor.
24 Eylül-5 Ekim arasında Güney Afrika’da düzenlenecek olan 17. CITES Konferansı öncesinde, Afrika fillerinin CITES Appendix 1 kategorisine (ticareti yasaklanan hayvanlar kategorisi) alınarak korunması ve yasadışı fildişi ticaretine son verilmesi için küresel kampanya örgütü Avaaz’ın web sitesinde “Fillere Ölüm Cezasını Durdurun” başlıklı imza kampanyası başladı.
Gündüz yaşayan filler artık gece yaşıyor
Afrika Fil Koalisyonu Başkanı ve Benin Eski Tarım Bakanı Azizou El Hadj Issa, “Filler her gün katlediliyor, orman korucuları öldürülüyor ve ticaret, kıtanın da istikrarını bozan terörizmi getiriyor. AB’nin bizi desteklemesine ve bu krizin çözümünün bir parçası olmasına ihtiyacımız var. Biz Afrikalılar çözümün ne olduğunu biliyoruz ve AB ile üye ülkelerini bu konudaki önerilerimizi desteklemeye çağırıyoruz” dedi.
Afrika Fil Koalisyonu Sekreteri Patricia Awori de Afrika fillerinin CITES Appendix 1 kategorisine dahil edilmesiyle ilgili tartışma başladığında 600 bin fil olduğunu, şu andaysa bu sayının 400 bine düştüğüne dikkat çekti ve “Bu durum AB’yi nasıl oluyor da rahatsız etmiyor, anlamakta güçlük çekiyorum” diye konuştu.
Uzmanlar, normalde aile grupları şeklinde yaşayan fillerin travma ve stres nedeniyle artık dev sürüler halinde yaşadığını, güvende olmak için geceleri hareket etmeye başladığını söylüyor.
Ayrıca anneleri katledilen bebek fillerin annelerinin yanında uyuması ve cesetlerden uzaklaşmayı reddetmesi de sıkça haber olan bir durum.
Afrika Fil Koalisyonu’nun önerileri
1975’te yürürlüğe giren Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (CITES) ile 35 bin hayvan ve bitki türü koruma altına alındı.
Afrika Fil Koalisyonu’nun önerileri şöyle:
* Afrika fillerinin, ticareti yasak hayvanların listelendiği CITES Appendix 1 kategorisine alınması. Afrika fillerinin ulusal sınırları olmadığı, tüm Afrika ülkelerinde yaygın olarak yaşadığı, dolayısıyla kategorilemenin ülke sınırlarına göre yapılamayacağı da belirtiliyor. Şu anda Zimbabve, Namibya, Güney Afrika ve Botsvana’daki filler daha az tehlike altında olan Appendix 2 kategorisinde yer alıyor.
* Dünyadaki yerel fildişi pazarlarının kapatılması. Pazarların kapanmasıyla, kaçak avcılar için olanaklar da azalacak ve fildişi ürünlerinin her türlü satışının yasak ve filler için tehlikeli olduğu mesajı yayılacak.
* Mevcut fildişi stoklarının yok edilmesi ve yönetilmesi. CITES sekretaryasından stoklardaki fildişi ürünlerinin DNA incelemeleriyle kökeninin belirlemesi ve kayıtlara geçirmesi de bekleniyor.
* Afrika fillerinin, doğal sınırları dışına (hayvanat bahçesi ya da hayvanların esaret altında yaşadığı diğer tesisler) çıkarılmaması.
Afrika Fil Koalisyonu’nu oluşturan 29 ülke şöyle: Benin, Burkina Faso, Burundi, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Comoros, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Kongo Cumhuriyeti, Ekvator Ginesi, Eritre, Etiyopya, Gabon, Gana, Gine, Gine-Bissau, Fil Dişi, Kenya, Liberya, Mali, Moritanya, Nijer, Nijerya, Ruanda, Senegal, Sierra Leone, Güney Sudan, Togo ve Uganda. (ÇT)
* Bu haberi Environment News Service (ENS), National Geographic ve Guardian’dan derledik.