6 Şubat depremlerinin ardından İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin “Deprem değil rantçı düzen öldürdü” diyerek yapmak istediği açıklama öncesi gözaltına alınan ve haklarında 2911 Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet iddiasıyla dava açılan 106 kişinin yargılanmasına bugün başlandı.
8. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşma öncesi İstanbul Anadolu Adliyesi önünde açıklama yapıldı.
“Bir araya gelmek suç mudur?”
DİSK İstanbul Bölge Temsilciliği, KESK İstanbul Şubeler Platformu, TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu ve İstanbul Tabip Odası adına yapılan ortak açıklamayı KESK Genel Sekreteri Sevgi Yılmaz okudu.
“Şimdi bizim anlamaya çalıştığımız sayın savcının bizleri neyle suçlayacağıdır” diyen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Zira bir araya gelmeye çalışan insanlar neyle suçlanabilir ki? Bir araya gelmek suç mudur?
Depremlere, depremlerde ölümlere, kayıplara dikkat çekmek, devlet kurumlarını görevlerini yapmaya, afetlere karşı önlem almaya, sağlam zeminde, güvenli şehirler kurulmaya davet etmek suç mudur?
Savcılar ne zamandan beridir niyet okuyarak dava açmaktadır?”
“Yasımızı yaşayamadık”
6 Şubat depremlerinde büyük yıkıma uğrayan Hatay’da ablası Hatice Can ve eniştesi Mithat Can’ı kaybeden Dr. Mehmet Tok da yargılananlar arasında yer alıyor.
Tok savunmasında, “Depremde bizleri ‘kaderine’ terk edenler, acısını dile getirmek isteyenleri, bu katliama ses çıkaranları sanık rolüne sokuyor” dedi.
Hatice Can ve Mithat Can hayatını kaybetti
İfade özgürlüğü haklarını kullanmak istediklerini, ancak yapılamayan bir açıklamayı gerçekleştirmekle suçlandıklarını belirten Tok, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu saçmalıklarla karşı karşıya kalarak yas tutmamız engellendi. Bu nedenle hüznü ve öfkeyi birlikte yaşıyoruz. Ve sadece 6 Şubat için değil, sadece haksızca burada yargılandığımız için değil, dayanıksız binalarda 99 depreminden 25 yıl geçtikten sonra depremi bekleyerek yaşadığımız için benden değil tüm toplumdan özür dilenmesi gerektiğini düşünüyorum.”
“Annem bunları görse ‘12 Eylül yargısından bile kötü’ derdi”
Hatice ve Mithat Can’ın oğlu, avukat Eren Can ise “Ne yazık ki kendi yıkılan binamızda halen bilirkişi raporu çıkmamışken, dava dahi açılmamışken depremden 15 ay sonra yakınlarını kaybeden acılı müvekkillerimin ifade özgürlüğü kapsamında asla suç olmayan demokratik tepkileri yönünden savunma yapmak durumunda kalıyorum” dedi.
PENCERENDE BİR MUM YAK
Eren Can: Yasımızı yaşamak zorundayız
Avukat Can ayrıca, “Annem yaşıyor olsa ve Antakya’da yaşananlarla uğraşmaktan vakti kalsa bu davaya müdafi olurdu. Bugün yaşananları görse, ‘12 Eylül döneminde bile yapılmamış basın açıklamasına dava açılıp insanlar sanık olmuyordu. Bu iddianame ve bunu hazırlayanlar 12 Eylül yargısından bile kötü’ derdi” diye konuştu.
Davanın bir sonraki duruşması 24 Aralık 2024’te görülecek.
(VC)