Greenpeace Akdeniz 16 Mayıs'ta Meclis'te yasalaşan Afet Yasası'nın Türkiye'nin zengin biyoçeşitliliği üzerinde yaratacağı tahribata dikkat çekerek cumhurbaşkanını göreve çağırdı.
Biyoçeşitlilik gıda dahil insanların temel ihtiyaçlarının karşılamasındaki canlı kaynakların temeli. Greenpeace Türkiye'nin verdiği bilgilere göre, Avrupa'nın sahip olduğu bitki çeşitliliğinin dörtte üçü Türkiye'de bulunuyor. Türkiye'deki 800 cins altında toplanan, bir kısmının türü tehlikede olan 9000 bitki çeşidinin üçte birini endemik türler oluşturuyor.
Ancak yeni çıkan Afet Yasası'nın bu zenginliği yok edebilir. Bu noktadan hareketle cumhurbaşkanından yasayı onaylanmamasını isteyen Greenpeace'in Akdeniz Tarım Kampanyası Sorumlusu Tarık Nejat Dinç'le görüştük. Dinç Afet Yasası'nın Türkiye'deki biyolojik çeşitliliği nasıl tehdit ettiğini anlattı.
Biyoçeşitliliğin dünyamızın geleceği üzerinde nasıl bir etkisi var?
Bilim insanları bunun dünyanın altıncı kitlesel yok oluşu olduğu konusunda hemfikir. Ancak bundan önceki beş kitlesel yok oluş doğal nedenlerle, meteor çarpması vb. etkilerle gerçekleşmişken altıncı kitlesel tükeniş insan eliyle gerçekleşmektedir.
Şu anda dünyada varolan çeşitler normal oranın 1000 katı hızla yokolmakta. Geçtiğimiz ay Nature dergisinde yayınlanan bir makale, biyolojik çeşitliliğin azalmasının bitkilerin büyümesi üzerindeki etkisinin iklim değişikliğinin yaratacağı etkiyle aynı olduğunu ortaya koyuyor.
Bir başka deyişle biyolojik çeşitliliğin kaybı dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük küresel tehlikelerden birisidir. Biyolojik çeşitliliğin kaybının iklim değişikliği gibi diğer insan kaynaklı küresel çevre tehditleriyle biraraya geldiğinde ortaya çıkacak kümülatif etkinin boyutları ise şu an tahmin edilememektedir.
Türkiye'de yeni yasalaşan "Afet Yasası"nın biyoçeşitlilik üzerinde nasıl bir etkisi olacağını tahmin ediyorsunuz?
Afet Yasası'yla birlikle, bir süredir birçok kanun ve yönetmelikte afet yasasına uyumlu olacak değişiklikler yapılmaya başlandı. Örneğin Afet Yasası Meclis'te kabul edildikten hemen bir gün sonra, 17 Mayıs'ta Bakanlar Kurulu TBMM'ye Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı'nı gönderdi. Orman Kanunu'nda yapılan değişikliklerle orman arazilerinin tarıma ve imara açılmasına izin verildi.
Bilindiği üzere biyolojik çeşitliliğin kaybı üzerindeki en büyük etken orman alanlarının tarım arazisine dönüştürülmesidir. Bu duruma bir de orman alanlarının imara açılması eklenince, biyolojik çeşitliliğin korunması imkansız hale geliyor.
Afet Yasası hangi özellikleri dolayısıyla biyoçeşitliliği tehdit ediyor?
Afet Yasası'na göre, bu yasadan doğan uygulamaların Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, Orman Kanunu, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, Mera Kanunu, Zeytincilik Kanunu, Kıyı Kanunu'nun hükümleriyle çeliştiği durumlarda bu kanunların çelişen hükümleri geçersiz kılınıyor.
Söz konusu kanunlar ise biyolojik çeşitliliği doğrudan etkileyen kanunlar. Ancak Afet Yasası'nın hükümleri tüm bu kanunların üzerinde kabul ediliyor. Dahası Afet Yasası'yla, bu yasanın uygulanması ile ilgili açılan davalarda mahkemelerin yürütmeyi durdurma kararı vermesi yasaklanıyor. Bu durum fiilen mahkemelerin kadük hale gelmesi ve biyolojik çeşitliliğin korunması konusunda yargı erkinin devre dışı bırakılması anlamına geliyor.
Türkiye'de ekim yapılabilir tarım alanları oranındaki düşmenin nedeni nedir?
Toprak kaybı ve aşırı sulamaya bağlı olarak yüzey topraklarda tuz birikiminin oluşması tarımsal alanların oranının düşmesindeki en önemli etkendir. Ayrıca tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı ve yerleşim alanına dönüştürülerek imara açılması tarım alanlarının azalmasında yine önemli bir faktördür. Ancak bu sorunu orman alanlarını tarım alanına dönüştürerek aşmaya kalkmak bir yanlışı daha büyük bir yanlışla gidermeye çalışmak anlamına gelir ki, bu durum biyoçeşitlilik üzerinde geri dönüşü mümkün olmayan tahribatlar yaratır. (YY)