* Çizim: Pixabay
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Uluslararası Af Örgütü, Türkiye’de COVID-19 pandemisi döneminde ifade özgürlüğüne yönelik sınırlandırmalara dair yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, “Yetkililer, pandemiyi, ifade özgürlüğü hakkını daha da sınırlandırmak için bahane ederek durumu ağırlaştırıyor” dendi.
“Türkiye, muhalifleri susturma çabalarının bir parçası olarak, sosyal medya kullanıcıları, gazeteciler, doktorlar ve diğer kişilerin peşine düşüyor ve muhalefeti suç haline getiren yasal düzenlemelere başvuruyor.”
Af Örgütü, pandeminin Türkiye’yi etkisine almaya başladığı ilk günlerde yapılan gözaltıların topluma şu mesajı ilettiğini belirtti: “Devlet, pandemiyle mücadele stratejisinin sorgulanmasına ve açıkça tartışılmasına izin vermeyecek.”
“Bu durum, ilerleyen dönemde korkuya ve oto-sansüre yol açtı. Ancak muhalif görüşlerini ifade eden sosyal medya kullanıcıları, gazeteciler, doktorlar ve diğer kişiler, virüsle mücadeleye zarar vermiyor tam tersine, bu mücadeleyi güçlendiriyor. Virüsle mücadele etmenin ve hayat kurtarmanın en iyi yöntemi bilgi paylaşımı, kamu yararını ilgilendiren kararların incelenmesi ve kamusal tartışmaların yürütülmesidir.”
Sosyal medya gözaltıları
Ülkede yaklaşık 54 milyon kişi sosyal medya kullanıyor. Bu sayı, nüfusun yaklaşık üçte ikisi. Türkiye, aktif Twitter kullanıcıları listesinde de 13 milyon 600 bin kişiyle yedinci sırada ve devletin, içeriklerin kaldırılması için yasal süreç işlettiği ülkeler listesinde birinci sırada.
İlk koronavirüs vakasının açıklandığı 11 Mart ile 21 Mayıs arasında, İçişleri Bakanlığı Siber Suçlarla Mücadele Birimi, 1105 sosyal medya kullanıcısının ‘koronavirüsle ilgili provokatif paylaşımlarda bulunduğunu’ açıkladı. Bu kişilerden 510’u ifadesi alınmak üzere gözaltına alındı.
Af Örgütü’nün açıklamasında sosyal medya paylaşımları nedeniyle hakkında yasal işlem yapılanlara dair örnekler de yer aldı:
* TikTok’ta 30 takipçisi olan TIR Şoförü Malik Yılmaz 28 Mart’ta bir video paylaştığında “Diyorsunuz ya ‘evde kal Türkiye’, nasıl kalalım? Emekli değilim, memur değilim, zengin değilim. İşçiyim ben, tır şoförüyüm. Çalışmazsam, ekmek yok. Elektriğimi, suyu, kirayı ödeyemem. Bunları ödememek zaten ölmekten daha beter. Ama beni bu virüs öldürmez, beni senin bu düzenin öldürür” dedi ve gözaltına alındı. Ardından işini kaybetti.
* Gazeteci İsmet Çiğit Ses Kocaeli gazetesinin internet sitesinde, Kocaeli’deki bir hastanede iki kişinin koronavirüs nedeniyle öldüğünü bildiren bir haberin yayımlanması üzerine gözaltına alındı. Ardından o serbest kaldı, gazetenin genel yayın yönetmeni Güngör Arslan gözaltına alındı. Savcılığa ifade verdikten sonra serbest bırakılan Arslan, Af Örgütü’ne şunları söyledi: “[Savcı] bana ‘bu yazıları yazma’ dedi. Bana bunu açıkça söyledi. Dava açılır mı bilmiyorum ama korkutmak için yapıldığı kesin.”
* Diyarbakır’da yaşayan gazeteci ve insan hakları savunucusu Nurcan Baysal 30 Mart’ta sosyal medyadaki on paylaşımı nedeniyle polis tarafından sorgulandı. Bu paylaşımların sekizi COVID-19’la, ikisi ise pandemi sürecinde Diyarbakır’daki duruma ilişkin yazılarıyla ilgiliydi. Baysal, ertesi gün ikinci kez ifade verdi. Nisan ayında yeniden Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne çağrıldı ve bu kez de 2016’da attığı Sur’la ilgili bir tweet nedeniyle sorgulandı.
* Halk TV Eski Genel Yayın Yönetmeni Hakan Aygün, isim vermeden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın koronavirüsle mücadele için televizyonda başlattığı bağış kampanyasını sosyal medya paylaşımlarıyla eleştirdiği için 4 Nisan’da tutuklandı. 6 Mayıs’ta görülen ilk duruşmada serbest bırakıldı. Dava devam ediyor.
“Doktorlar da hedef alınıyor”
Af Örgütü, pandeminin başlangıcından bu yana, bireysel olarak doktorlar ve Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB), hükümetin sağlık politikalarına karşı çıktıkları ve bu politikaları eleştirdikleri için hedef alındığını ifade etti.
TTB Van Şubesi Başkanı Dr. Özgür Deniz Değer, pandemi başladığından beri iki kez polis tarafından ifadeye çağrıldı. Sorguda, salgına dair yaptığı açıklamalar soruldu.
TTB Urfa Şubesi Genel Sekreteri Dr. Osman Yüksekyayla ve Urfa Tabip Odası Başkanı Dr. Ömer Melik de aynı sebeple ifadeye çağrılan doktorlardandı. (AS)