Uluslararsı Af Örgütü, 22 Şubat'ta toplanan Avrupa Birliği (AB) -Türkiye Troykası ve 5-6 Mart'ta toplanan AB-Türkiye Komitesi'ne sunulmak üzere, Türkiye'de insan hakları konulu bir rapor hazırladı.
İşkence, kötü muamele ve yargıdan muafiyet, adil yargılama, insan hakları savunucularının konumu, ifade özgürlüğü ve vicdani red başlıklarıyla hazırlanan raporda, 2007'de insan hakları alanında bir gerileme yaşandığı vurgulanıyor ve bu konuların Türkiye hükümetiyle yapılan görüşmelerde vurgulanması isteniyor.
İşkence, kötü muamele ve yargı muafiyeti
Raporda işkence iddialarında bağımsız adli tabip raporlarının kullanılmaması ve adli zabıta uygulamasına geçilmemesine dikkat çekiliyor.Polise uyarı sonucu ateş etme ve öldürücü silah kullanma yetkisi veren yasal değişikliklerin güvenlik güçlerinin ateşli silah kullanımı konusundaki uluslararası standartlara uymadığına dikkat çekiliyor. Ayrıca resmi gözaltı dışında, gösterilerde, cezaevlerinde ve mahkum transferlerinde işkencenin sürdüğü ifade ediliyor.
Raporda, gözaltında işkence gördüğünü iddia eden Muammer Öz, Nijeryalı sığınmacı Festus Okey'in gözaltında öldürülmesi ardından güvenlik güçlerinden hiçbiri aleyhine dava açılmaması örnek olarak sunuluyor.
Adli yargılama hakkında endişeler
Özellikle anti-terör yasaları gereğince yargılanaların adil yargılama haklarının ihlal edildiği tespit edilen raporda, işkence altında alınan ifadelerin de hâlâ kanıt olarak kabul edildiğine dikkat çekiliyor.
İnsan hakları savunucuları
İnsan hakları savunucularına yönelik açılan davalardaki artışa diklkat çekilen raporda, savunucuların, bazı avukatlar, polis, güvenlik güçleri tarafından tehdit edildiğine; izlendiğine; araştırma yapmalarının engellendiğine; hapsedildiklerine ve öldürüldüklerine dikkat çekiliyor.
Lambda istanbul'un kapatılması girişimleri ve Hrant Dink'in öldürülmesine dikkat çekilen raporda, insan hakları savunucularına karşı adli sistemin boşlukları kullanılarak engelleme girişimlerine son verilmesi, bu kişilerin ifade, örgütlenme ve gösteri yapma özgürlüklerini kullandıkları için yargılanmalarına son verilmesi isteniyor.
İfade özgürlüğü
"Şiddet içermeyen düşüncelerini barışçı yollardan ifade ettikleri için yargılanan o kadar çok sayıda insan var ki, Türkiye'de ifade özgürlüğü düzenli olarak ihlal ediliyor" denilen raporda, bu durumun hem yetersiz yasalardan hem de savcılar ve yargıçlar tarafından yasanın amaçlı yorumlanmasından kaynaklandığına dikkat çekiliyor.
Vicdani red
Türkiye'nin vicdani reddi tanımadığına ve mecburi askerlik hizmetine seçenek oluşturan sivil hizmete, yasalarında yer vermediğine dikkat çekilen raporda, vicdani redcilerin yargılandığına ve hapsedildiğine dikkat çekiliyor.
Türk delegasyonu'nun 2006'da AB Bakanlar Kurulu Komitesi'ne bu konuda bir yasa hazırlığı içinde olduklarını belirtmesine rağmen, henüz hiç bir gelişme olmadığına da dikkat çekiliyor. (MÇ/GG)
* Raporun tam metni için tıklayınız.