Uluslararası Af Örgütü, Türkiye hükümetinin Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı şehirlere uyguladığı gece gündüz süren sokağa çıkma yasaklarını ve temel hizmetlere erişimlerinin engellenmesini de içeren saldırıların 200 bin kişinin hayatını tehlikeye attığını bildirdi.
Örgütten yapılan açıklamada bunun “adeta toplu cezalandırmaya dönüştüğü” ifade edildi.
İnceleme
Af Örgütü sokağa çıkma yasağı uygulanan bölgelerde yaptığı incelemeye atıfta bulunarak güvenlik güçlerinin, ambulansların yasak altındaki bölgelere girişini ve hastaların tedaviye erişimini engellediği birçok örnek olduğunu söyledi.
“Perişan edici etki”
Örgütün Avrupa ve Orta Asya Direktörü John Dalhuisen “Su ve elektrik kesintileri, ateş altında gıdaya ve sağlık hizmetlerine ulaşımda yaşanan tehlikelerle birleştiğinde bölgede yaşayanlar üzerinde perişan edici bir etkisi oluyor” dedi.
Durumun daha da kötüleşmesi ihtimalinin yüksek olduğunu vurgulayan Dalhuisen yetkililerin durumdan etkilenen bölge halkının gıda ve temel hizmetlere ulaşabilmelerini sağlamak zorunda olduğunu belirtti.
TIKLAYIN - EVDEYDİK YAHU, EVDEYDİK
Tanıklıklar
Uluslararası Af Örgütü açıklamasında incelemelerde edindiği bilgilerin bazılarına da yer verdi.
“Bir kişi Silopi’de yaşayan akrabasının mahallede gerçekleşen çatışma sırasında kendi evinde öldürüldüğünü söyledi. Aile, evlerinden defin için çıkarılana dek 12 gün boyunca çürümekte olan bedenle beklemek zorunda kaldı.
“Bir başka Silopili, kendisinin ve ailesinin evinde geçen ay 20 gün boyunca su ve 15 gün boyuncaysa elektrik olmadığını söyledi. İki hafta banyo yapamadıklarını, geçen hafta aniden geri gelene dek suyu tedarikli kullandıklarını söyledi. Su o günden beri aralıklı olarak geliyor.”
“Ayrım gözetmeyen saldırı”
Devlet güçleriyle PKK'nın gençlik yapılanması YDG-H ile çıkan çatışmalar nedeniyle sivil halktan 150'den fazla kişinin öldüğünü belirten Af Örgütü, hayatını kaybedenler arasında kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğunu da söyledi.
Örgüt PKK’nin Diyarbakır’ın Çınar Emniyet Müdürlüğü'nün önünde gerçekleştirdiği ve beş sivilin öldüğü bombalı saldırıyı da anarak “bu saldırı açıkça ayrım gözetmeyen bir saldırıydı” dedi.
TIKLAYIN - AİHM'E YENİ BAŞVURU: TÜRKİYE AİHM KARARLARINI UYGULAMIYOR
Ağır silahlar
Ayrıca ağır silahların devletin operasyonlarının karakteristiği haline geldiği vurgulandı.
“Ağır silah kullanımı ve keskin nişancılar tarafından açılan ateş, polis ve ordu tarafından yerleşim alanlarında gerçekleştirilen ve güvenlik güçleri için tehdit oluşturmayan silahsız sakinlerin hayatını tehlikeye atan operasyonların karakteristiği haline geldi.”
İnsan hakları ihlalleri
John Dalhuisen konuyla ilgili olarak “Türkiye yetkilileri ülke içi eleştirileri susturma konusunda kararlı görünürken uluslararası toplumdan çok az eleştiriyle karşılaştı. Suriye’deki çatışmalarla ilgili stratejik kaygılar ve Türkiye’nin Avrupa’ya gelen mülteci akınına set çekme konusundaki yardımı, ağır insan hakları ihlallerini gölgelememeli. Uluslararası toplum yaşanan ihlalleri görmezden gelmemeli” dedi. (YY)