Uluslararası Af Örgütü, “Darbe girişiminin ardından resmi ve gayri resmi olarak gözaltına alınanların dövüldüğüne, işkence yapıldığına, ve tecavüz edildiğine ilişkin güvenilir kanıtlarımız var” açıklaması yaptı.
Türkiye’nin bağımsız gözlemcilerin, gözaltına alınan kişilere erişimine izin verilmesini isteyen Af Örgütü, Avrupa Konseyi'ne bağlı İşkenceyi Önleme Komitesi'ni de derhal Türkiye'yi ziyaret etmeye çağırdı.
Af Örgütü, Ankara ve İstanbul’da gözaltına alınanların 48 saat boyunca stres pozisyonunda tutulduğuna, yemek, su ve tıbbi ihtiyaçlarının giderilmediğine, tehdit edilip sözle taciz edildiklerine yönetil “güvenilir rapor”lara sahip olduğunu belirttiği açıklamasında, “En kötüsü, bazıları şiddetli dayak ve tecavüz de dahil olmak üzere işkenceye maruz bırakılmış” dedi.
Dalhuisen: Durum son derece ürkütücü
“Geçtiğimiz haftaki gözaltıların boyutunu düşündüğümüzde, bu durum son derece ürkütücü” diyen Af Örgütü Avrupa Direktörü John Dalhuisen işkencenin gözaltı merkezlerinde gerçekleştiğini belirtti.
Açıklamada, Olağanüstü Hal’in (OHAL) ilanını ardından gözaltı süresinin 30 güne uzatılmasıyla gözaltındakilerin daha fazla işkence ve kötü muameleyle karşılaşma riskinin arttığı vurgulandı.
Spor salonu, mahkeme koridorları gözaltı merkezi oldu
Gözaltına alınanlarla ilgili olarak avukat, doktor ve yetkililerle görüştüklerini belirten Af Örgütü, bazı kişilerin spor salonları gibi resmi olmayan yerlerde gözaltında tutulduğunu, aralarında üç hakimin de olduğu bazılarının mahkeme koridorlarında tutulduğunu belirtti.
İşkence ve tecavüz
İşkence ve kötü muameleye ilişkin en çok raporun Ankara Emniyet Müdürlüğü spor salonu ile Ankara Başkent Spor Salonu’nda ve bu tesisteki biniş kulübünde olduğunu aktaran açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Gözaltına alınanlarla ilgilenen iki avukat, Af Örgütüne, gözaltında bulunan bazı kıdemli askerlerin cop ve parmakla tecavüze maruz kaldığına şahit olduğunu aktardı.”
"Hükümet işkenceye göz yumuyor"
Açıklamada Dalhuisen’ın şu ifadelerine yer verildi:
“Ülke genelinde yayınlanan işkence görüntü ve fotoğraflarına rağmen hükümet yetkilileri şüpheli bir şekilde bu konuda sessiz kalıyor. İşkence ve kötü muamelenin kınanmaması bu durumda göz yumma anlamına geliyor.”
Tanıklıklar
Af örgütünün ulaştığı tanıklıklar şu şekilde:
Dayak
* Ankara Emniyet Müdürlüğü Spor Salonu’nda görevli bir kişi, gözaltına alınanlardan birinin dayak kaynaklı feci yaraları ve kafasında şişliği olduğunu, odaklanamadığını, ayağa kalkamadığını ve sonunda bilincini kaybettiğini aktardı.
* Tanıklardan biri, bir emniyet sağlık görevlisinin “Bırakın ölsün, bize geldiğinde ölmüştü zaten deriz” dediğine şahit olduğu.
* Aynı tanık Ankara Emniyet Müdürlüğü Spor Salonu’nda tutulan yaklaşık 800 erkek askerden 300’ünün feci şekilde dövüldüğüne dair izler taşıdığını, bazılarında kesik ve kırık kemik olduğunu, 40’ının yürüyemeyecek şekilde yaralandığını, ikisinin ayağa kalkamadığını, başka bir kısımda tutulan bir kadının yüzünde ve bedeninde bereler olduğunu söyledi. Tanık, “konuşabilirler” diye gözaltındakilerin dövüldüğünü aktardı.
* Ön kötü muamelenin yüksek rütbeli askerlere uygulandı. Gözaltında tutulanlar ters kelepçeyle, dizleri üzerinde saatlerce oturtuldu, bazılarının gözlerinin bağlandı.
* Avukatlar, birçok kişinin ifade vermeye kan içindeki giysilerle getirildiğini aktardı.
* Çağlayan Adliyesi’ndeki bir avukat, gözaltındakilerden birinin kendisini altıncı katta atmaya çalıştığını, başka birinin kafasını duvarlara vurduğunu aktardı.
* Ankara ve İstanbul’da 10 avukat, gözaltındakilerin çoğunlukla 20’li yaşlarında erkeklerden oluştuğunu belirtti.
* İsimlerini vermeyen avukatlar, gözaltındakilerin dört gün boyunca alıkonulduğunu, haberleşmelerine izin verilmediğini, ailelerin habersiz bırakıldığını aktardı. Gözaltındakilerin avukatlarını aramasına, ifadeye çıkarılana kadar izin verilmedi.
* Gözaltındakiler avukatları ve aileleriyle görüştürülmediği belirtilmedi, suçlamalarla ilgili olarak da bilgilendirilmedi.
Gözaltına alındıkları inkar ediliyor
* Ankara’da gözaltına alınan yüksek rütbeli askerlerden birinin ailesi, en son 16 Temmuz’da haber aldıklarını. O zamandan beri, gözaltı merkezleri ve Emniyet’e başvurmalarına rağmen kendilerine sürekli “Burada yok” cevabı verildiğini aktardı. Af Örgütü, bu durumun gözaltındaki kişiyi hukukun korumasından mahrum bıraktığını, işkence ve infaz riskine maruz bıraktığını belirtti.
* Gözaltındakilerden bizinin kendi avukatını seçebildiğini öğrendiklerini belirten Af Örgütü, çoğunlukla gözaltındakilerin kendi avukatlarını seçemediklerini, Baro tarafından yetkilendirilen avukatlarca temsil edildiklerini belirtti.
* Af Örgütü’ne konuşan avukatlar birçok kişinin keyfi olarak gözaltında tutulduğunu, makul şüphe için haklarında hiçbir kanıt olmadığını belirtti. Avukatlar, mahkemeye çıkarılanlardan birine hakimin hiçbir soru sormadığını aktardı. Bazı sorgulamalarda hakimler darbe girişimiyle alakası olmayan, sanığın Fethullah Gülen ya da kurumlarıyla bir alakasının olup olmadığının sorulduğunu belirtti.
Öneriler
Af Örgütü, Avrupa Konseyi'ne bağlı İşkenceyi Önleme Komitesi'ni (CPT) de derhal Türkiye'yi ziyaret etmeye çağırdı. Avrupa Konseyi üyesi olarak Türkiye’nin CPT ile birlikte çalışma yükümlülüğü var.
* Türkiyeli yetkililer uluslararası insan hakları hukuku altındaki yükümlülüklerini yerine getirmeli, olağanüstü hal önlemleri ile gözaltındakilerin haklarını suiistimal etmemeli.
* İşkence yasağı mutlaktır ve hiçbir koşul altında askıya alınamaz. Hükümet yetkilileri acilen işkence ve kötü muameleyi kınamalı.
* Yetkililer açılan kurum ve aileleri suçlama ve cezalar hakkında bilgilendirmeli, avukatların gözaltındaki müvekkillerine erişimini sağlamalı. (EA)