Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Uluslararası Af Örgütü bugün yaptığı açıklamada, İsrail güçlerinin ve Gazze'deki Filistinli silahlı grupların, sivillerin öldürülmesine ve sakatlanmasına, evlerin ve altyapının tahrip edilmesine yol açan uluslararası insancıl hukuk ihlallerini tekrar etmemesi gerektiğini belirtti.
TIKLAYIN - İsrail-Filistin Sorununun Tarihçesi: 1897'den 2018'e
"Uluslararası Ceza Mahkemesi'ndeki davayı unutmasınlar"
10 Mayıs'tan bu yana Filistinli silahlı gruplar, İsrail'in merkezindeki ve Gazze sınırına yakın kasabalardaki sivil bölgelere 1.500'den fazla roket fırlatarak sivilleri öldürdü ve yaraladı.
İsrail güçleri Gazze'de sivilleri öldüren ve yaralayan hava saldırıları düzenledi. Filistin halkını toplu cezalandırma niteliğindeki hedefli saldırılarda ayrıca Gazze'de onlarca Filistinli ailenin yaşadığı en az iki konut ve bir ofis binasının zarar gördü veya yerle bir oldu. Bu şiddetin sonucunda 14'ü çocuk olmak üzere Gazze'de en az 53 kişi ve İsrail'de en az yedi kişi hayatını kaybetti.
Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktör Yardımcısı Saleh Higazi konu hakkında şunları söyledi:
“Gazze'de İsrail ve Filistinli silahlı gruplar arasındaki silahlı çatışmaların yoğunlaşması, önümüzdeki günlerde artan şekilde daha fazla sivilin kanının döküleceği ve daha fazla evin ve altyapının yerle bir edileceği korkusunu artırıyor. Çatışmanın tüm taraflarının sivilleri koruma konusunda mutlak bir yükümlülüğü var. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin önünde aktif bir soruşturma olduğunu unutmamalılar ve ihlallerden dolayı geçmişteki gibi cezasızlıktan faydalanabileceklerini varsaymamalılar.
Bu tırmanış, 2007'den beri toplu cezalandırma niteliği taşıyan yasadışı bir abluka altında olan Gazze'de büyük ölüm ve yıkımlar nedeniyle sivillerin en ağır acıları çektiği 2008, 2012 ve 2014 yıllarındaki korkunç çatışmaları hatırlatıyor.
Hem İsrail güçleri hem de Filistinli silahlı grupların işlediği savaş suçları ve diğer ihlaller cezasız kaldı. İsrail'in Gazze'de sivilleri öldüren ve yaralayan yasadışı saldırılar gerçekleştirme konusunda, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar da içeren çok kötü bir sicili var. Filistinli silahlı grupların da uluslararası insancıl hukuk ihlalleri cezasız kaldı.”
Siren sistemi çalışmıyor
Uluslararası Af Örgütü, Filistinli silahlı grupların hedef gözetmeyen rasgele roket atışlarını her zaman kınamıştı.
Saleh Higazi, "Tam olarak hedeflenemeyen roketlerin meskun alanlara ateşlenmesi savaş suçu oluşturabilir ve İsrail/Gazze sınırının her iki tarafındaki sivillerin hayatını tehlikeye atar." dedi.
İsrail'de 50 yaşındaki Filistinli bir İsrail vatandaşı ve 15 yaşındaki kızı, İsrail'in merkezindeki Lod kenti dışındaki yasal olarak tanınmayan Dohmosh köyünde şüpheli bir roket saldırısında öldürüldü. Halkın sığınaklara erişimi yok ve Gazze'den atılan roketlere karşı uyaran siren sistemi burada çalışmıyor.
Toplu cezalandırma
İsrail güçleri, 11 Mayıs'ın erken saatlerinden itibaren Gazze'de bir dizi konut binasına saldırılar düzenledi. Mesken olarak kullanılan 13 katlı Hanadi Konut Kulesi tamamen yıkıldı ve enkaz haline getirildi. Siviller, vurulmadan önce bölgeyi boşaltmaları konusunda uyarılmıştı. 12 Mayıs’ta El Cevher ofis binasına da ağır hasar verildi ve El Şuruk binası da yıkılarak enkaz haline getirildi. Bazı diğer binalar, belirli daireler hedeflendiği için kısmen hasar gördü.
Salih Higazi, “Sivil yapıların kasıtlı olarak hedef alınması ve mülkün büyük kısmının gerekçesiz olarak tahrip edilmesi savaş suçudur. Çok katlı evlerin tamamını yıkarak onlarca aileyi evsiz bırakmak Filistinlilerin topluca cezalandırılması anlamına gelir ve uluslararası hukukun ihlalidir.
Bir binanın bir kısmı askeri amaçlarla kullanılıyor olsa bile, İsrail yetkilileri sivillere ve mülklerine yönelik riskleri en aza indirecek saldırı araçlarını ve yöntemlerini seçmekle yükümlüdür.” dedi
Yedi katlı “Tiba Daireleri” binasının en üst katındaki bir daireyi hedef alan saldırıda, alt katta yaşayan bir kadın ve özel ihtiyaçları olan 19 yaşındaki oğlu hayatını kaybetti.
“El Cundi El Meçhul” adlı 14 katlı konut kulesine düzenlenen bir saldırıda, İslami Cihat örgütünün üç Filistinli üyesini öldürüldü. Binada yaşayan ve saldırıyla uyanan bir sivil şunları söyledi:
“Bina delicesine sarsılıyordu... Pencerelere vardığımızda... herkesin bize baktığını gördük ve insanlar 'hemen binayı terk edin' diye bağırıyordu çünkü bina vurulmuştu... birkaç dakika sonra dışarıdaydım, insanlar beni tehlikeden uzaklaştırıyordu… ki şimdi bunu söylemek komik geliyor çünkü sığınmak için güvenli bir yerin neresi olduğuna dair fikrimiz yoktu.
Şimdilik bina yıkılmadı, ancak bu düşüncenin dehşeti tek başına yeterli. Gözümüzü kırpamadık, saldırılar hiç durmadı. İki buçuk yaşında bir kızım var ve bu onun ilk savaşı, kendim korkuyordum ve onu sakinleştirmek için ne yapacağımı bilmiyordum. Beni çıldırtan şeyse, bizim binamızda yaptıkları gibi tam olarak istedikleri kişiyi kolaylıkla hedef alabilmelerine rağmen ve yine de binaların tamamını yerle bir etmeyi tercih ediyorlar. Bu sana ne anlatıyor? Eminim bütün bir bina bir güvenlik tehdidi değildir.”
Uluslararası Af Örgütü, uluslararası topluma, Amerika Birleşik Devletleri de dahil olmak üzere BM Güvenlik Konseyi üyelerine insancıl hukuk ihlallerini alenen kınamaya ve sivilleri korumak için çatışmanın tüm taraflarına baskı yapmaya çağırıyor. Amerika Birleşik Devletleri'nin oyalamayı bırakması ve BM Güvenlik Konseyi'nin derhal güçlü bir açıklama yapmasına izin vermesi gerekiyor.
Saleh Higazi sözlerini şöyle sonlandırdı, “BM Güvenlik Konseyi üyeleri, çatışmanın taraflarının gerçekleştirdiği uluslararası insancıl hukukun ve insan haklarının ciddi ihlallerinin devam etmesini önlemek amacıyla güçlü ve aleni bir duruş sergilemeli ve derhal İsrail, Hamas ve diğer Filistinli silahlı gruplara kapsamlı bir silah ambargosu uygulamalıdır.
Uluslararası toplum son şiddet olaylarının, savaş suçları ve uluslararası hukukun diğer ciddi ihlallerinde uzun süredir devam eden cezasızlığın yanı sıra İsrail'in süregiden yasadışı yerleşimleri genişletme faaliyetleri, Gazze ablukası ve Şeyh Cerrah’taki gibi Filistinlilerin zorla tahliye edilmesi ve mülklerine el konulması gibi temel nedenlerini çözümlemek için İsrail’e baskı yapmalıdır.”
(EMK)