Yargıtay Başkanı'nın devamında sarf ettiği sözler ise bir Yargıtay-Anayasa Mahkemesi itilafına neden oldu.
Yargıtay Başkanı Arslan, "süper temyiz isteminin yargıda kaos doğuracağını" savundu. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Kılıç ise bu sözleri "talihsizlik" olduğunu söyledi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu ise "Eleştirileri zamanı gelince yanıtlayacağız" demekle yetindi.
Arslan'ın Anayasa Mahkemesi ile ilgili diğer bir eleştirisini de, "Anayasa Mahkemesi'nde görev yapan başkan ve üyelerin bağımsız, tarafsız ve teminatlı oldukları, yargılamanın açık yapıldığı tartışmasızdır. Ancak ceza yargılaması ve adil yargılama için öngörülen diğer temel koşullar Anayasa Mahkemesi'nde bulunmamaktadır" sözleriyle ifade etti.
"Geçen bir yıl içinde Yargıtay bir kısım basının ağır, yersiz ve insafsız eleştirisine uğramıştır" diyen Arslan, Yargıtay'ın bu eleştirilerin hiç birini hak etmediğini belirterek, bu saldırılara Yargıtay'ın MİT ve bir organize suç örgütü lideri ile işbirliği yaptığı iddialarını örnek olarak gösterdi.
"Günde 2187 dosya karara bağlanıyor"
2004 yılında Yargıtay'a gelen 689.771 dava dosyasından 437.531'inin karara bağlandığını açıklayan Arslan, günde 2187 dosyanın karara bağlandığını bildirdi.
Arslan'a göre, dava dosyaları ortalama olarak Ceza Genel Kurulu'nda 59 gün, Yargıtay Ceza dairelerinde 348 gün, Hukuk Genel Kurulu'nda 27 gün, Yargıtay Hukuk dairelerinde ise 101 gün inceleme sırası bekliyor.
Dünyanın her yerinde "adli hata" olabileceğini belirten Arslan, nicelikle niteliğin ters orantılı olduğunu savunarak, "Yargıtay tarafından karara bağlanan dosya sayısı dikkate alındığında, kamuoyunda tartışma konusu yapılan karar sayısının çok düşük oranda olduğu görülmektedir. Eleştiri ve değerlendirme yapılırken bu husus gözden uzak tutulmamalıdır" dedi.
Arslan, "Yargıtay'ın münferit bir kararı ele alınarak kararın değil, kararı veren kişilerin, dairelerin ve kurulların eleştirilmesini, eleştirilerin yıpratma kampanyası haline dönüştürülmesini doğru bulmuyoruz" diye konuştu.
Bağımsız ve teminatlı olmayan bir mahkemenin adalet dağıtması, temel insan hak ve özgürlüklerini korumasının mümkün olmadığını savunan Yargıtay Başkanı Arslan, "Hakim bağımsızlığı ve teminatı, yargılama işlevini yerine getiren hakimler için bir ayrıcalık olmayıp, yargılananlar için adil yargılanma hakkının güvencesidir" dedi.
Cumhuriyetin, Anayasa'da öngörülen nitelikleri korunarak yaşatılması gerektiğini, Cumhuriyetin korunması ve yaşatılmasında yargının da taraf olduğunun bilinmesi gerektiğini açıklayan Arslan, Hilafet çağrısı yapanları eleştirdi ve demokratik hakların, demokrasiyi yıkmak için araç olarak kullanılamayacağını açıkladı.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Arslan'a tepki gösterdi
Yargıtay Başkanı Osman Arslan'ın açılış törenindeki konuşmasında Anayasa Mahkemesi'ne sert eleştirilerde bulundu. Arslan, Anayasa Mahkemesi'ne Meclis tarafından üye seçilmesi önerisinin siyasallaşmaya neden olacağını savundu.
Yargıtay Başkanı, Yüce Divan görevi ile siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin görevin Yargıtay'a da verilmesini istedi. Yüce Divan yetkisinin daha önce Anayasa Mahkemesi'ne verilmiş olmasının yanlışlığın sürdürülmesine gerekçe olamayacağını söyleyen Arslan, "Yüce Divan ceza yargılaması yapan bir mahkemedir. Anayasa Mahkemesi üyelerinin tamamı hukukçu değildir. Hukukçu olanların da tamamı cezacı değildir" dedi.
Bu açıklamalara tepki gösteren Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç, Arslan'ın Yüce Divan'da yargılama sürerken yaptığı açıklamaları "talihsizlik" olarak niteledi.
Törenden sonra habercilerin sorularını yanıtlayan Kılıç, "Yüce Divan konusunun çok yoğun bir şekilde devam ettiği bir süreçte Sayın Yargıtay Başkanı'nın, sanıkların belki de güvenini, olası bir ihtimalle güvenini sarsıcı birtakım açıklamalarda bulunmalarını çok talihsiz ve sorumsuz bir konuşma olarak niteliyorum. Bu konuşmayı Anayasa Mahkemesi'ne yapılmış bir saldırı olarak niteliyorum ve bunun cevabı da kurumumuz tarafından verilecektir" diye konuştu. (EÖ)