İstanbul Adli Tıp Kurumu, Kaymazlarla ilgili raporunu tamamladı. Uğur Kaymaz'ın sırtındaki kurşunların art arda, birbirine çok yakın biçimde vücuda girdiği belirtilen rapora göre, "12 yaşındaki Uğur Kaymaz'ın yara aldıktan sonra çatışması mümkün değil."
Sanık dört polis ise önce Uğur ve babasının kendilerine ateş ettiklerini, yaklaşık 10 dakika çatışma yaşandığını iddia etmişlerdi.
Müdahil avukatlardan Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Tahir Elçi, "raporla baba ve oğul Kaymaz'ın infaz edildiğinin belgelendiğini" ifade etti.
Raporda ayrıca, polislerin "yaşça büyük" iddiasının aksine "12 yaşındaki Uğur Kaymaz 1.60 boylarında orta yapıda bir erkek çocuğu" deniliyor.
Elçi: Olay yerinde detaylı keşif yapılsın
Tutuksuz yargılanan sanık polis memurları Mehmet Karaca, Yaşafettin Açıkgöz, Seydi Ahmet Döngel, Salih Ayaz'ın hazır bulunduğu Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, öldürülen Ahmet Kaymaz'ın kardeşleri Murat ve Reşat Kaymaz'ın yanı sıra, çok sayıda müdahil ve sanık avukatı katıldı.
Duruşma öncesi, kent giriş ve çıkışlarıyla adliyenin bulunduğu Vilayet binası çevresinde yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı kentte, çevre illerden gelenlerle birlikte toplam bin 400 polis görev yaptı.
Mahkemede müdahil avukatlar adına söz alan Tahir Elçi, 21 Kasım 2004'te operasyonu düzenleyen Mardin Emniyet Müdür Yardımcısı Kemal Dönmez'in mahkemede yüz yüze dinlenilmesini istedi.
"Sanık polisler tutuklu yargılanmalı"
"Gerçeğin ortaya çıkmasına yardım edecek, belki de sanık olacak kişi Kemal Dönmez Ankara'da, olay Mardin'de, duruşma Eskişehir'de yapılıyor. Bu durum gerçeğin ortaya çıkmasına ciddi zarar veriyor. Olaydan sonra çekilen video kayıtları mahkemede izlensin. Olay yerinde detaylı bir keşif yapılsın."
Adli Tıp raporunda Ahmet Kaymaz'ın vücuduna isabet eden 9 kurşunun her birinin öldürücü olduğunun ve arkadan girdiğinin tespit edildiğine dikkat çeken Elçi, "Adli Tıp Raporu yargısız infazı belgelemiştir. Kütüklük ve palaskada kurşun izine rastlanılmamıştır. Ancak, karın bölgesinde kurşun izi var. Bu nasıl olur? Bu mümkün değildir. Palaska ve kütüklüğün sonradan olay yerine konduğu ve delillere müdahale edildiği açıktır" dedi.
Elçi, sanık polislerin tutuklu yargılanmaları gerektiğini belirterek, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın'ın hasta ve yaşlı olmasına rağmen tutuklu yargılandığını hatırlattı.
Güler: Bu olay olmasıydı kim bilir kimin canını yakacaktı
Sanık avukatlarından Veysel Güler ise olay günü yapılan çatışmanın (L) şeklinde cereyan ettiğini iddia ederek, maktullerin arkalarını dönmek zorunda kaldığını öne sürdü.
Güler, "Terör örgütü son zamanlarda çocukları kullanarak duygu sömürüsü yapıyor. Çatışmada ölen Uğur Kaymaz'ın ilkokul 2'deki fotoğraflarının gösterilerde kullanılması örgüte sempatizan toplamaya yöneliktir. Türkiye'nin çeşitli yerlerinde çocukların bu tür eylemlerde kullanıldığı olaylara şahit olduk. Şayet bu olay olmasıydı kim bilir kimin canını yakacaktı " dedi.
Güler ayrıca, otopsi raporlarında Ahmet Kaymaz'ın vücuduna isabet eden kurşunların yerini gösteren atletin bir benzerini mahkeme heyetine verdi.
Mahkeme heyeti, eksik evrakın tamamlanması için duruşmayı 22 Şubat 2006'ya erteledi.
Hak savunucuları Eskişehir'e alınmamıştı
12 yaşındaki Uğur Kaymaz ve baba Ahmet Kaymaz 21 Kasım 2004 tarihinde Mardin Kızıltepe'de, polisler tarafından "yasadışı örgüt üyelerine operasyon" gerekçesiyle öldürülmüştü.
Kaymazları öldürmekle suçlanan 4 polisin yargılandığı dava, güvenlik gerekçesiyle Mardin'den Eskişehir'e nakledilmişti.
Eskişehir'deki 20 Temmuz'da görülen ilk duruşmada mahkeme 4 polis hakkındaki tutuklama istemini reddetmişti. Duruşma salonunun yetersizliği nedeniyle bina dışında kalan izleyicilere, Ülkü Ocakları üyesi bir grup saldırmıştı.
Kaymazlar davasının bir önceki duruşmasını izlemek üzere İstanbul'dan Eskişehir'e giden hak savunucuları kente, mağdur yakınları ve diğer hak savunucuları da mahkeme salonuna alınmamıştı. Polis, duruşmayı izlemek isteyenlere müdahale etmiş; 12 kişiyi gözaltına almıştı. (KÖ)
* Kaymazlar davasıyla ilgili bianet haberlerinin listesi için tıklayın.