Hukukçuların ve hak savuncularının protestolarla konuyu gündemde tutmasının arından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ce affedilerek serbest kalan Güler Zere'nin avukatlarından Oya Aslan, Adli Tıp Kurumu'nun yavaş davranarak gerekli tedavinin gecikmesine ve Zere'nin durumunun kötüleşmesine neden olduğunu öne sürdü.
Aslan, bianet'e, Adli Tıp'ın 27 Ağustos'ta İstanbul Üniversitesi Onkoloji Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Sevil Bayrak ve Prof. Dr. Musa Altun'u dinlediğini; iki uzmanın Zere'ye Balcalı'daki mahkum koğuşunda uygulanan tedavinin eksikliğini tespit ettiğini hatırlattı.
İki uzman, 8 Eylül'de açıklanan raporda, Balcalı'daki onkoloji uzmanlarının hem radyoterapi hem kemoterapi uygulanmasını istedikleri halde Zere'ye yalnızca radyoterapi uygulamalarıyla ilgili, "muhtemelen genel durumunun el vermemesi nedeniyle" ifadesini kullandı.
Önceki raporlara bakarak hastanın durumunu "bu klinik özelliklerdeki hastalığın tam iyileşme ihtimalinin çok düşük olduğu" şeklinde yorumlayan doktorlar raporda, "tıbbi bakım ve tedavi kadar psikolojik tedavinin de önemli olduğu bu açıdan tem tıbbı hemde psikolojik ve aile desteği sağlanması yönünde yapılacak düzenleme ve iyileştirmelerin önemli ve gerekli olduğu"nu belirtti.
Zere'nin ihtiyaçlarının ciddiyetinin bu raporla aylar önce Adli Tıp'ın bilgisine sunulduğunu söyleyen Aslan, şöyle devam etti:
"O tarihte avukatların talebi, infazın bir süre ertelenmesiydi. Genel kurul, evraklar eksik, hastanın son durumuna dair belge getirilmeli diyerek talebimizi görüşmeden ihtisas kuruluna havale etti. İhtisas kurulu ise cezanın kaldırılması kararı verdi, bizim talebimizden daha geniş bir karar olsa da ancak üçüncü ameliyattan, tümörün akciğere yayıldığı görüldükten sonra verilebildi. Daha önceden durum bu raporla da belliydi, talep onaylanmalıydı. Adli Tıp Kurumu 27 Ağustos'ta tarihinde karar verecekken neden bekledi?" (YC/EÜ)