"Bugün kurulda yüz tane çocuk psikiyatrı olsaydı sonuç değişir miydi? Dünyanın en iyi doktoru kurulda yer alsaydı, bir gün boyunca yaptığı gözlem ne kadar sağlıklı olurdu? Ama bütün bunların ötesinde asıl sorun Adli Tıbbın yapılanması, çalışma sistematiği ve bu yapılanmaya olanak olan yasalar."
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı'ndan Doçent Dr. Çoşkun Yorulmaz cinsel istismar vakalarında tartışmalı raporlar veren Adli Tıp 6. İhtisas Kurulu için böyle diyor.
Adli Tıp Kurumu İzmir'de babası ve amcası tarafından cinsel tacize uğrayan E.U. için "travma yaşamadığına" dair rapor verdi.
Hükümetler değiştikçe kurul da değişirse...
"Yasalara göre hükümetler değiştikçe kurul üyeleri de değişiyor. Atamalarda bilimsel kriter yok, kişisel tasarruflara göre atamalar yapılıyor. Dolayısıyla kuruldan beklentiler de başkalaşıyor" diyen Yorulmaz'a göre kötü niyet aramak da doğru değil.
"Sonuçta atanan uzmanlar da kendi kanaatlerine göre hareket ediyorlar. Ancak travma, çok zor bir konu. İstanbul Protokolüyle 2000'li yıllardan beri gündemimizde."
Yorumaz'ın sözünü ettiği İstabul Protokolü, işkencenin fiziksel ve ruhsal izlerinin saptanması için kullnılan uluslararası standart.
Yorulmaz, Adli Tıp Kurumu'nun cinsel suçlarla ilgilenen 6. İhtisas kurumunda da, travmanın Ceza Yasası'na (TCK) girmesinin ardından sorunların sıklaştığını düşünüyor, "Cinsel istismarın, şiddetin travmasının saptanmasının altından Adli Tıp Kurulu'nun kalkamadığını iddia ediyoruz" diyor.
Yorulmaz'ın önerisi Adli Tıp Kurumu'nun üniversitelerle ortaklaşa çalışması.
"Dünyanın her yerinde adli tıp hizmetleri üniversitelerin içerisinde veriliyor. Adli Tıp Anabilim Dallarının avantajları var. Sağlık koşulları sağlanıyor. Çocuk ve yetişkin psikiyatri hizmetleri var. Konsültasyon, tetkik vs. hemen yapılabilir. Çocuklar için bulundukları illerdeki üniversitelere gidilebilir. Doğal koşullarda uzun süreli gözlem yapılabilir."
Yorulmaz en kabaca formülle bile raporu hazırlanacak hastanın altı ay muayene edilmesi gerektiğini belirtiyor.
Muayene demek aynı zamanda tedavi de demek. Çünkü travmanın sadece var olması değil çocukta travmanın işlevselliğinin de gözlemlenmesi gerekiyor ve bu süreç tedaviye nasıl cevap vereceğini de kapsıyor.
Üzmez raporu tek değil
Çocuğa cinsel istismardan yargılanan 76 yaşındaki Vakit Yazarı Hüseyin Üzmez "çocuğun bedensel ve ruhsal travma yaşamadığına" karar veren rapor sayesinde tahliye edilmişti.
11 ve 13 yaşındaki iki kız öğrencisine cinsel tacizden tutuklanan satranç öğretmeni Halil Sertaç Dalkıran, Adli Tıp Kurumu’nun “çocukların beden ve ruh sağlığının bozulmadığına ilişkin” raporundan sonra tahliye edildi.
Konya’da 13 yaşındayken 2 kez tecavüze uğrayan kız çocuğu için aynı heyet "15 yaşında" diye rapor verince sanıklardan 2’si beraat etmiş, 13’ü de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.
Daha önce bianet'in konuştuğu Türkiye Psikiyatri Derneği'nden Prof. Dr. Şahika Yüksel, Üzmez raporu için "'Çocuk istismardan etkilenmez' diye bir şey yok, etkilenirler. 'İstismar hasar bırakmamıştır' diyerek cinsel istismarı yok sayan bu rapor o insanlara adaletin olmadığı kendilerinin istismar edenle baş başa bırakıldığı, zararların önemsenmediği duygusunu vererek onların da sağlığının bozulmasına etki eden bir rapor" demişti. (EZÖ)