Avrupa Sol Partisi'nin (ASP) 1. Olağan Kongresi'nde ortaya çıkan "Atina Deklarasyonu" bu cümlelerle başlıyor. 26 parti ve 300'ü aşkın delegenin katıldığı kongre, 28-30 Ekim 2005 tarihlerinde Atina'da gerçekleştirildi.
Kongreye Türkiye'den katılan Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin (ÖDP) Genel Başkanı Hayri Kozanoğlu, "ASP, neoliberalizme karşı Avrupa çapında bir seferberlik başlatma hedefini önüne koydu" diyor.
ASP: Avrupa ülkeleri NATO'dan çekilsin, üsler kapatılsın
Atina Deklarasyonu, istihdam ve ticaret politikalarından barış ve silahsızlanma çabalarına, neoliberalizm ve savaşa karşı toplumsal hareketlerle dayanışmadan toplumsal cinsiyet eşitliğine, İsrail-Filistin çatışmasından mülteci haklarına kadar uzanan geniş bir yelpazeyi kapsıyor ve "Avrupa'ya yakışacak bir Avrupa manifestosu için çalışmayı" taahhüt ediyor.
ASP'nin Atina Deklarasyonu'nda öne çıkan kimi başlıklar ve saptamalar şöyle:
* Avrupa barış, demokrasi, toplumsal ve insan haklarına tam saygı temelinde yeniden inşa edilmelidir. Avrupa yurttaşları kendi kaderlerini kendi ellerine almalıdırlar.
* Neoliberalizm ve savaşa karşı Avrupa'daki tüm toplumsal hareketlilikleri ve inisiyatifleri, özellikle de Atina'da gerçekleştirilecek 4. Avrupa Sosyal Forumu'nu destekliyoruz.
* İstihdamın kısılmasıyla mücadele eden her siyaseti destekliyoruz ve aynı zamanda işyerlerinin sözde iflaslarını ve üçüncü ülkelere nakledilmelerini mahkum ediyoruz. Kamusal emeklilik ve hayat boyu eğitim dahi olmak üzere sosyal devleti korumanın ve yeniden inşa etmenin çok önemli olduğuna inanıyoruz.
* Bolkenstein yönergesinin Ticaret ve Hizmetler üzerine Genel Anlaşma'dan (GATS) çıkarılması ve ilga edilmesi için mücadele ediyoruz.
* Avrupa'da işin esnekleştirilmesi ve gelişmiş ülkelerde sosyal damping, çokuluslu şirketlere kâr sağlamakta, çalışanlar arasında rekabeti artırmakta ve özellikle kadınları etkilemektedir.
* Temel koşul daha fazla şeffaflık ile demokrasinin güçlenmesi ve işyerlerinde işçinin gücünün artırılmasıdır.
* Demokratik olarak denetlenen bir Avrupa Merkez Bankası, istihdamın yanında finansal piyasaların değil, AB'nin azgelişmiş bölgelerine yönelmiş bir kalkınmanın hizmetinde olmalıdır.
* Su, enerji,kültür, eğitim ve sağlık sistemi gibi toplumsal malların ticarileşmelerinin önünü açan özelleştirmelere ve neoliberal dayatmalarla karşıyız. Böylesi temel hizmetler kâr tarafından belirlenemez, halkın ihtiyaçlarının ortaya çıkardığı yaşam düzeyi tarafından belirlenir.
* Terör karşıtı ve polisiye önlemler tarafından belirlenen mevcut göç politikalarına karşı çıkıyoruz.
* Tüm Avrupa ülkelerinden NATO askeri mekanizmasından çekilmelerini ve NATO ve ABD askeri üslerinin kapatılmasını istiyoruz.
* Bölgede İsrail-Filistin çatışmasına BM kararlarına dayanan siyasi bir çözüm bulunmadıkça barışa ulaşılamayacaktır. Bu yol haritası ve aynı zamanda utanç duvarının yıkılması ve işgal güçlerinin çekilmesi çerçevesinde bir Avrupa önceliği haline gelmelidir.
* Siyasi özgürlüklerle toplumsal, demokratik ve işçi haklarına yönelik keyfi saldırılara karşı çıkıyoruz.
* Düşümüz aynı zamanda feministtir, bugünkü gerçeklikte varolmasa da toplumsal cinsiyet eşitliği ve demokrasi yaşamın tümünde egemen olmalıdır.
* Düşümüz Akdeniz'in bir barış merkezi olabileceğini savunmaktır.
* Yurttaşlar ve siyasi elitler arasında derin bir uçurum bulunmaktadır. AB Anayasası'na karşı Hayır'ın zaferi bu karşıtlığın düzeyini göstermektedir. Yurttaşların büyük çoğunluğu Avrupa karşıtı değillerdir. Çoğunluk krizi gündelik hale getiren liberal ve kendini beğenmiş politikalara karşı oy kullanmıştır.
Kozanoğlu: Başka bir Avrupa zorunlu
Kozanoğlu, "Kongrede, Avrupa radikal solunun gittikçe grafiği yükselen yeni bir politik aktör olarak ortaya çıkışı kesinlik kazandı" diyor ve kongrede Avrupa Anayasası'nın reddedilmesinin, Almanya seçimlerinin konuşulduğunu söylüyor:
"Piyasacı AB Anayasa taslağının Fransız ve Hollanda halkları tarafından reddi ve Sol Parti'nin Almanya'daki seçim başarısı Avrupa solunun güvenini pekiştirdi. Söz konusu başarıların baş aktörlerinden Almanya Sol Partisi Başkanı Lothar Bisky, Almanya Sosyal Demokrat Partisi'nin eski Genel Başkanı Oscar Lafontaine, Fransız Komünist Partisi Genel Sekreteri Buffet deneyimlerini delegasyonla paylaştılar."
Kozanoğlu, ÖDP'nin kongredeki varlığını da şöyle özetliyor:
"ÖDP kongrede, bir yandan AB'nin neoliberal politikalarını, sermayeden yana mantığını, demokratik olmayan karar mekanizmalarını, elit karakterini reddederken, öte yandan emekten yana, sosyal bir Avrupa'dan yana tavrını dile getirdi.
"Avrupa'yı bir yeryüzü cenneti gibi gösteren, AB'nin tüm taleplerini kayıtsız şartsız kabul eden zihniyetle; her türlü Avrupa tasarımını karşısına alan, milliyetçi, tepkici cephenin sınıfsal temelden yoksunluk, emekçi kitlelerinin taleplerinden kopukluk noktasında 'zıtların birliğini' temsil ettiklerini anlattı. Başka bir Avrupa'nın sadece mümkün değil, ayrıca zorunlu olduğunun altını çizdi."
Avrupa Sol Partisi nedir?
Avrupa Sol Partisi'nin temeli, 1998'de, Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde bir araya gelen, Avrupa Birliği'nin sol, sosyalist, komünist, kızıl-yeşil partilerince oluşturuldu. Seçimlerin ardından, Haziran 1999'da, Avrupa Parlamentosu içinde, 13 partinin oluşturduğu bir konfederasyon kuruldu: Birleşik Avrupa Solu/Kuzey Yeşil Solu (GUE/NGL).
ASP, resmi olarak 8 Mayıs 2004'te kuruldu. Başkanı, İtalyan Partito della Rifondazione Comunista (Komünist Yeniden Kuruluş) Partisi'nden Fausto Bertinotti. ÖDP, yapıda "gözlemci partiler" statüsünde bulunuyor.
ASP, "başka bir Avrupa" taleplerini şu esaslara dayandırıyor:
* Savaşa ve militarizasyona karşı
* Sosyal devleti savunma ve yenileme
* Çok kültürlülük
* Kapitalist küreselleşmeye karşı
* Demokratik Avrupa (TK)
* ASP Atina Deklarasyonu'nun tam metni için tıklayın. (MS Word belgesi, 39K)