12 Eylül 2010 referandumu sonrası yapılan kanun değişikliği ile darbe dönemlerinde orduyla ilişiği kesilen rütbelilerin özlük haklarının iadesi için yapılan 3760 başvurudan 1550'si kabul edildi.
bianet'e konuşan Askeri Darbelerin Asker Mağdurları Derneği (ADAM-DER) Genel Başkanı Tuna Atalay, 6191 sayılı kanunun geçici 32. maddesindeki eksikliklere dikkat çekerek, darbe döneminde öğrenci olan askerlerin, 12 Mart dönemindeki rütbelilerin ve sıkıyönetim mahkemeleri tarafından cezalandırılanların mağduriyetlerinin giderilmediğin vurguladı.
"12 Mart döneminde de 12 Eylül döneminde de 447 öğrenci asker teğmen olmalarına birkaç ay kala Harp Akademisi'nden atıldı. Bu kişilere hiçbir hak tanınmadı. Darbe döneminde sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanıp mahkum olan askerler de var. Ancak bunların da hiçbirine hakları tanınmıyor."
Atalay: Kanunun amacı 28 Şubat mağdurlarına istihdam sağlamak
ADAM-DER Genel Başkanı Tuna Atalay, Star gazetesinde yer alan "12 Mart'ta atılan subaylara da 42 yıllık maaşları iade edilecek" başlıklı haberde yer alan bilgilerin gerçeği yansıtmadığını ifade ederek, 12 Mart döneminde orduyla ilişiği kesilen yaklaşık 600 kişinin özlük haklarının dönemin "Yargıya açık" olduğu gerekçesiyle iade edilmediğini söyledi.
"Kanundaki eksiklikleri sıklıkla dile getiriyoruz. Birilerinin Star gazetesine bu yanlış bilgileri karşı argüman olarak gönderdiği düşüncesindeyim. Gazetede maaşların faiziyle birlikte ödeneceği iddia ediliyor ama söz konusu yasada böyle bir şey yok.
"Yasada emekliliği gelen askerlerin emeklilik hakkına kavuşması var. Emeklilik süresini doldurmayanların da herhangi bir kamu kurumunda istihdam edilmesi söz konusu. Bu istihdam meselesi emeklilik süreleri dolmayan 28 Şubat mağdurları için geçerli.
"Başta 12 Eylül mağdurlarını da kapsamıyordu. Bizim çabalarımız sonucunda 'yargıya kapalı idari işlemler' cümlesi girdi. Bu cümle sayesinde 12 Eylül 1980-7 Aralık 1983 arasında mağdur olanları kapsadı. Bu tarihler arasında cuntanın kararları yargıya kapalıydı. Biz o dönem ordudan atıldığımız için emekli maaşı almaya hak kazandık."
"12 Mart mağdurları özlük haklarına kavuşamıyor"
Yasanın başlangıç tarihinin 12 Mart 1971 olduğunu ve o günden bugüne kadar "Yargıya kapalı dönem"leri kapsadığına dikkat çeken Atalay, 12 Mart döneminde yapılan bireysel emeklilik işlemlerinin yargıya açık olduğu iddiasıyla 600 subay, astsubay ve öğrencinin hiçbiri emeklilik hakkından yararlanamadığını belirtiyor.
"Darbe döneminde yargının ne kadar açık olduğunu siz düşünün. Milli Savunma Bakanlığı (MSB) bu başvurulara ret verdi ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'ne yönlendirdi. 'Gidin hakkınızı mahkemelerde hakkınızı arayın' dedi.
"Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tarafsız ve bağımsız bir yargı değil ve açılan tüm başvuruları reddetti. Bunun üstüne 12 Mart mağduru arkadaşlarımız Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu.
"Darbezede askerlere ayrımcılık yapılmasın"
ADAM-DER de konuya ilişkin "Darbezede Askerlere Yapılan Ayrımcılığa Hayır" başlıklı bir bildiri yayımladı.
Darbezede askerlerin özlük haklarını iade amacıyla, 6191 sayılı Kanun ile 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Personel Kanununa Geçici 32. Madde'nin eklendiğini ve geçici maddenin 22 Mart 2011'de yürürlüğe girdiğini belirten ADAM-DER, bu maddenin mağduriyetleri gidermeye yetmediğini belirtti.
"İlgili yasada '12 Mart 1971 tarihinden bu Kanunun yayımı tarihine kadar, yargı denetimine kapalı idari işlemler veya Yüksek Askerî Şûra kararları ile TSK'den ilişiği kesilenler yararlanır' denmektedir.
"Buna karşın, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbeleri döneminde, sözde 'yargı denetimine açık' idari işlemlerle TSK'den ilişiği kesilen subay, astsubay ve öğrenci askerler ile darbe mahkemelerinin hükümlüsü askerlerin başvuruları, yasa kapsamı dışında oldukları gerekçesiyle Milli Savunma Bakanlığı'nca reddedildi."
"Başvuruları reddedilen darbezede askerlere Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) yolu gösterildi. Ancak, yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesinden yoksunluğu Meclis'in anayasa değişikliğiyle de tescilli AYİM, MSB'nin haksız ret kararlarını düzeltmeye yanaşmadı.
"İktidar ve muhalefet yetkilileriyle yaptığımız görüşmelerde, Darbeleri Araştırma Komisyonu'nun çalışmalarının beklendiği, komisyon raporunda yer alacak önerilere göre daha kapsayıcı adımlar atılacağı belirtildi. Ancak Komisyon raporu, sadece 28 Şubat süreci mağdurlarını kapsamasıyla yeni bir ayrımcılık belgesi olarak vicdanları bir kez daha yaraladı.
"Somut adım atılıp atılmaması, Hükümetin verdiği sözlerdeki samimiyetinin göstergesi olacaktır. Darbecilerin keyfi kararlarla TSK'den ilişiğini keserek mağdur ettikleri askerler, Geçici Madde 32'nin uygulama sürecinde ikinci kez mağdur edilmişlerdir.
"Meclis ve hükümeti; öğrenci asker, subay, astsubay ayrımı yapmadan; sözde 'yargıya açık' işlemle ilişiği kesilen ve darbe dönemi mahkemelerince mağdur edilmiş askerleri kapsayacak yeni bir yasayı tesis etme görevine davet ediyoruz." (EKN)