Fotoğraflar: Adaların Atları
"Heybeliada ve Burgazada’da kalan son birkaç atın ahırları yıkılmak üzere" olduğunu belirten "Adaların Atları" grubu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) "İBB ahır yap atların evini yıkma" diye seslendi. Burgazada'da eylem yapan grup, atlar için korkuluk yaptı.
“Atlara yaşayacak yer verilmedi”
Gruptan yapılan açıklamada şöyle denildi:
“Burada bulunma nedenimiz çok basit: Atların evlerinde, ait oldukları adada yaşamasını istiyoruz. Yaşam hakkı, barınma hakkı gibi çok temel hakları savunmak için buradayız.
“Tohumları koruyan korkuluklar gibi, atlarımızı, adamızı, doğayı, hayvanları koruyan korkuluklar yaptık. Adaların atları evlerinden atılmasın, yeryüzünde hiçbir canlı evsiz, yuvasız, barınaksız kalmasın diye korkuluklarımız var.
“Atları kurtardık, iyi bakıyoruz” diyen İBB’ye, “Atlar adada kalacak” diye söz veren Ekrem İmamoğlu’na sesleniyoruz. Atları ve adayı İBB’nin kepçelerinden korumak, korkuluklara mı kalmalı? Adalar sadece Büyükada’dan ibaret değil. Heybeli ve Burgaz’da neden at kalmasın? Büyükada’da İBB’ye satılmamış atlar neden zorla İBB İspark Ahırı’nda tutuluyor?
“Atlar, ada hayatının bir parçası. Atların alıştıkları yerden ve ailelerinden koparılmadan yaşama hakları var. Burgazada’da yalnız iki at, Heybeli’de ise beş at kaldı, biri henüz muzip bir tay. Büyükada da ailelerinden ayrılmayan 5 at ve 1 tay var. Hem belediye hem de kaymakamlık, bu atların adada yaşamaya hakkı olduğunu kabul ediyor. Ama kimse atlara yaşayacak yer vermek istemiyor. Galiba bazı yetkililerin gözünde ahırların arazisi atların hayatından daha değerli.
Adalarda atların hayatına kast eden şey aslında bir rant ve şehirleştirme hikayesi. İstanbul Belediyesi ta 1960’lı yıllarda, atların
yaşadığı üç adanın ahır alanlarını Orman Bakanlığı’ndan kiralıyor, ahır yapmak için. Arazinin kiracısı belediye olduğu için, belediye dışında herhangi birinin yaptığı ahır “kaçak” sayılıyor. İnsanlara adada kiralayıp atlarına bakacakları başka yer de gösterilmiyor. Yani atların burada yaşaması için buraya İBB tarafından ahır yapılması şart. Üstelik eğer ahır yapılmazsa, ahır olmak kaydıyla belediyeye kiralanmış olan arazi de geri alınacak. İmar planı dahi olmayan Adalar’da bu araziler için kim bilir neler düşünülüyor.
"Atlar yıllardır burada yaşamışken, faytonlar kaldırılınca bu denize nâzır ahır arazisi kimilerinin gözünde başka bir değer kazandı. Biz adalılar atların kıymetini biliyoruz, onları hayatımızın içinde korumak istiyoruz. Heybeliada ve Burgazada atlarını Büyükada’daki İBB İspark ahırına göndermek istemiyoruz. Her adada kendine ait bir dünya var, atlar da bu dünyanın parçası. İnsanların yerinden yurdundan olması ne kadar acıysa, atların sürgün edilmesi de o kadar acı.
'Atlar satılıyor'
"Üstelik Büyükada’daki İBB İspark ahırına götürülmek, atların felaketi oluyor. Bunu geçen sene gördük. İBB, Heybeliada ve Burgazada atlarının neredeyse hepsini satın aldı, 2020’nin Şubat ve Mart aylarında onları Büyükada’daki ahıra götürdü, Heybeli ve Burgaz ahırlarının çoğunu yıktı.
"Büyükada İBB ahırında atların hareket edeceği bir alan yok. Atlar zincirle bağlı tutuldukları ahırlardan 1 yıldır dışarı çıkarılmıyor. Şu anda Büyükada’daki İBB ahırı modern bir hapishane gibi. Fayton yok, ama atlar özgür değil, hapis orada. Büyükada İspark ahırında hapsedilmekten, sevgisizlikten, insansızlıktan yüzlerce at öldü.
"2019’un sonunda Adalar ilçesinde 1700’den fazla at vardı. Şimdi ancak 100 at yaşıyor. 845 at ise İBB tarafından Ada dışına gönderildi. Hiçbir denetim uygulanmadı. Atların nereye gönderildiğini bile İBB açıklamadı. Biz takip ettik, bazılarının öldüğünü, bazılarının elden ele satıldığını biliyoruz. İBB’nin kamu adına, kamu parasıyla satın aldığı atların bedavaya dağıtıldığını ve birilerini zengin ettiğini biliyoruz.
'Atlar evinde kalsın'
"Bu yüzden, kalan son atların Büyükada’daki İBB ahırına götürülmesini istemiyoruz. İBB’nin üst düzey yetkilileriyle vaat ettiği yeni, atlara layık ahırlar yapılmadan, buradaki ahırlar yıkılmamalı. Canlı varlıkların evlerini yıkamazsınız. Yıkım ekipleriyle atları koruyamazsınız. Ahır yapmazsanız araziyi de koruyamazsınız, ranta açılır. Yoksa amaç baştan beri bu mu? Burada başka hesaplar döndüğü için mi ahırları yıkmak, atları adadan sürmek istiyorsunuz?
"İBB İspark’a götürdüğü atlara da iyi bakmalı. Zabıta atı olmayan atlar da dışarı çıkarılmalı. Adadan gönderilen atlar hemen yerinde denetlenmeli ve iyi durumda olmayanlar adaya geri getirilip bakımları yapılmalı.
"Adalar’a “son İstanbul” denmesi boşuna değil. 16 milyonluk İstanbul karşısında 15 bin’lik Adalar tüm kimliğini kaybedip şehirleşme tehdidi altında. İmar planımız yok.
"Deniz kıyılarının çoğu plaj mafyasına kaldı. Büyükada’da deniz doldurularak helikopter pisti yapılması söz konusu. Heybeliada’nın en güzel koylarından Sadık Bey Plajı, İBB’ye ait Darülaceze’ye bağışlandı. İBB bu koyu Cevahir Holding’e kiraladı, bu yıl o kumsal tonlarca betonla kaplandı. Kıyı yağmasına izin var, çıkılan kaçak katlara izin var, ormanların jiletli tellerle donatılmasına izin var, ama son birkaç atın adada yaşamasına izin yok mu?"
İmamoğlu'na da seslendiler
"Bu atların yaşam hakkını bile koruyamayacaksak, biz adaların ormanlarını, doğal hayatını, sahilini, balıklarını, mercanlarını nasıl koruyacağız? 1. Derece sit alanı ve 1. Derece deprem bölgesi Adalar’ı betondan korumak zorundayız. Yassıada olmak istemiyoruz" diyen grup şöyle devam etti:
"Sayın Ekrem İmamoğlu, içinde canlıların yaşadığı barınakları yıktıran belediye başkanı olmayın. Adaları atsız bırakan belediye başkanı olarak hatırlanmayın. Doğaya, hayvanlara, tüm canlı türlerinin yaşam hakkına saygı duyan bir idare görmek istiyoruz. Atları korumak korkuluklara kalmasın. Adaları şehirleşmekten korumak, korkuluklara kalmasın. İBB’nin yıkım kepçeleri, geçen yıl yıkılan ahırların molozunu alıp gitmeli. Buraya düzgün ahırlar yapın, atların evini yıkmayın. Atlar evde kalsın”
(EMK)