Arabahmet Kültür Merkezi'nde düzenlenen etkinlikle, uzun yıllar kesintisiz köşe yazarlığı yaptığı için Halkın Sesi gazetesi Yazı işleri Müdürü Akay Cemal'e "Köşe yazarlığı", basına yaptığı katkılar nedeniyle Ortam gazetesi köşe yazarı Hasan Kahvecioğlu'na "Basına Katkı Ödülü" ve gazetelerin okuyucuyla buluşmasına bir ömür emek veren Vedia Barut'a "Özel Ödül" verildi.
Basın-Sen Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Yalyalı'nın yönettiği panelde Toplum Postası Gazetesi Yazı işleri Müdürü Gazeteci-Yazar Serhat İncirli ile Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) İletişim Fakültesi öğretim üyesi Gürdal Hüdaoğlu, basında üretim konusunu tartıştılar.
Adalı'nın kızından belgesel
Basın şehitleri anısına saygı duruşuyla başlayan etkinlik Basın-Sen Başkanı Kemal Darbaz Kutlu Adalı'nın katledilişinden bugüne yaşan süreçte yapılanları anlattı.
Kutlu Adalı'nın kızı Kut Adalı'nın YDÜ İletişim Fakültesi mezuniyet projesi çerçevesinde hazırladığı babasıyla ilgili belgesel filmin sinevizyon gösteriminin ardından, Kutlu Adalı basın ödüllerinin verilmesine katkı koyan kurum ve kuruluş temsilcilerine katılım belgeleri verildi.
Akay Cemal, Hasan Kahvecioğlu ve Vedia Barut'a ödüllerinin verilmesinin ardından "Basında Üretim" konulu panele geçildi.
Haberlerin yüzde 85'i TAK'dan
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) yayımlanan 10 günlük gazetenin Türk Ajansı-Kıbrıs'a (TAK) haber bağımlılığının uluslararası sınırın çok üzerinde olduğu öne sürülüyor.
Akademisyen Gürdal Hüdaoğlu, bir ay süreyle 10 günlük gazete ve TAK haber bültenlerini incelediği araştırmasına göre, 10 gazetenin TAK haberlerini kullanma oranının ortalama yüzde 85 gibi bir orana tekabül ettiğini söyledi.
"TAK ajansına bu oranda bağlılık basın özgürlü açısından olumsuzluklar içeriyor. Bu durumda basın özürlüğünden bahsedilmesinin mümkün olmuyor. "
Hüdaoğlu, araştırmasının satır başları şöyle
* 10 gazete, farklı gruplardan da olsa, siyasi bir partinin doğrudan yayın organı da olsa, muhalif de olsa TAK haberlerini kullanarak karşı çıktıkları kültürel ortamın yeniden üretilmesine aracılık ediyorlar.
* Muhalefet olma iddiasıyla yola çıkan bu gazetelerin, günün sonunda başka bir noktaya düşmesi önemli. Parti gazetesi olsun veya olmasın tüm gazetelerde özel haber üretimi çok düşük.
* "Muhalif olduğunu ileri süren" bir gazetenin kendisiyle ilgili haciz haberini; bir parti gazetesinin ise parti başkanının haberinin, (hem de "iddia etti", "ileri sürdü" yüklemleriyle biter şekilde) TAK'tan alarak yayınlayabiliyor.
* Bu örnekler, özgür basının KKTC özelinde ne anlama geldiğini açıkça ortaya koyuyor.
* TAK dışında üretilen haberler de ülkedeki sosyo-politik yapının etkisini taşıyor. Gazeteci dışlanmamak için daha işin başı olan haber ve düşünce üretiminde kendisini sınırlandırıyor, yani otosansür devreye giriyor.
İngiliz basınında "Katil Blair"
Londra'da yayınlanan Toplum Postası gazetesinin Yazı işleri Müdürü ve Afrika Gazetesi Köşe yazarı Serhat İncirli ise daha çok dıştan bakan bir gazeteci olarak, basın özgürlüğünü İngiltere ile KKTC arasındaki farklar açısından irdeledi.
"KKTC'de basın özgürlüğü, ülkedeki gerçeklere uygun ve onun belirlediği kadar.Bu açıdan İngiltere'deki basın özgürlüğüyle karşılaştırılamaz.
İngiltere'de İngiliz ordusu Afganistan'ı bombalarken bir İngiliz gazetesinin "Katil Blair" diye manşet atabildiğini ve bunun "vatan hainliği" olmadığını anlatan İncirli, Türkiye ve KKTC için böyle bir şeyi düşünmenin mümkün olmadığını belirtti.
İncirli, "Rum ve Türk basını askeri törenleri haberleştirmesini" eleştirerek, böyle bir durumun Avrupa Birliği'nin (AB) hiçbir ülkesinde yapılamayacağını aktardı.
"Askeri törenlerin haber yapılması Ortadoğulu ve totaliter rejimlerin işi. Kıbrıs'ın AB'ye girmesiyle burada da bu tür haberlerin yapılamayacak. Hüdaoğlu'nun verileri beni dehşete düşürdü, demek ki TAK olmasa gazeteler çıkmayacak."
İncirli, TAK'taki gazetecilerin uluslararası düzeyde yetkin gazeteciler olduğunu bildiğini ifade ederek, yönelttiği eleştirinin kişilere olmadığını, AB üyeliğiyle birlikte, her alanda olacağı gibi Kıbrıs Türk basınında da kısa vadede önemli ilerlemeler olacağını savundu.
İncirli, eleştirilerin kişilere ve kurumlara yönelik değil, sisteme yönelik olduğunu ayrıca sık sık yineledi.(NM/BB)