Haberin İngilizcesi için tıklayın
“Bizden koparılan canlarımızı istiyorduk. Biliyorduk, bedenleri canlı gelmeyecekti. Mücadele ettik, insanlar sokaklara döküldü. Hükümet geri adım atmak zorunda kaldı.”
Plaza de Mayo Anneleri adına Hakikat ve Adalet Konferansına katılan Margarita Isabel Noia, mücadelelerini bu sözlerle anlattı.
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın düzenlediği “Hakikat ve Adalet” konferansında, “Plaza de Mayo’dan Galatasaray’a gözaltında kayıplar mücadelesi” konu edildi.
Hem Arjantin’den hem Türkiye’den kayıp yakınları mücadelelerini konuştu. Konferans, 12 Mayıs Pazar, saat 10:30-17:30 arası Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB) İstanbul, Karaköy’deki binasında gerçekleşti.
“Mücadele sonucunda 800 dava açıldı”
Konferansın birinci oturumunda, yakınları zorla kaybedilenlerden Diyarbakır’dan Remziye Bayram, Şırnak’tan Ceylan Deniz, İstanbul’dan Hanife Yıldız ve Plaza de Mayo’dan Margarita Isabel Noia konuştu.
Noia, Arjantin’deki mücadelelerini şöyle anlattı:
“Birinci derece sorumluların yargılanması için mücadele ettik ancak dokunulmazlık sorunuyla karşılaştık. Zorla kaybetmelerde zamanaşımı olmayacağını savunduk. Yine verdiğimiz mücadele sonucunda 800 dava açmayı başardık.
“Burada sizlere bakınca, 94 yaşında vefat eden annemi görüyorum. Annem ilk eylemi başlatan 14 kişiden biriydi ve evladını bulamadan vefat etti. İnanıyorum, sizler de adaleti mücadele ederek bulacaksınız!”
“Anneler günümüzü evlatlarımız kutlasın isterdik”
Diyarbakır’dan konferansa katılan Remziye Bayram “Anneler günümüzü evlatlarımız kutlasın isterdik. Ben iki evladıma da söz veriyorum: Bu mücadeleyi sürdüreceğim” diye konuştu.
Hanife Yıldız da şunları söyledi:
“Ben Galatasaray’a ilk oğlum sesimi duyar da yanıma gelir diye geldim. Ama gördüm ki herkes adalet arıyor. İşte o zaman ben de herkes için adalet istedim. Vicdanı olanlar ve bizim sesimize ses olmak isteyenlere sesleniyorum: Gelin, birlikte olalım. Bizi sokak arasına sıkıştıramayacaklarını hep birlikte gösterelim!”
“Biz öfkeliyiz, acılıyız ve ülkeyi böyle yönetenlerden davacıyız. Son nefesime kadar dünyanın neresinde olursa olsun adaletsizliğe uğrayanların her zaman yoldaşıyım, anasıyım, bacısıyım. Son nefesime kadar adalet istemeye devam edeceğim!”
“Galatasaray meydanında ısrarcıyız”
Konferansın ikinci oturumunda ilk olarak söz alan Prof. Dr. Osman Doğru gözaltında kayıplar, uluslararası sözleşmeler ve AİHM’deki davalardan bahsetti. Ardından konuşan CHP İstanbul Milletvekili, hukukçu Sezgin Tanrıkulu da gözaltında kayıplarla ilgili davaları ve cezasızlığı anlatıyor.
Oturumun son konuşmacısı İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri Galatasaray meydanında ısrarcı olduklarını söyledi:
“Cumartesi Anneleri’nin 700. Haftadan bu yana karşı karşıya kaldığı şiddete ilişkin yaptığımız hukuki başvurular sürüyor. Kararlıyız, ısrarcıyız.”
“Hakikati görünür kılmak zorundayız”
Üçüncü oturumda söz alan adli tıp uzmanı Prof. Dr. Ümit Biçer “Gözaltında kaybedilenleri aramak” başlıklı konuşmasını yaptı:
“Hatırlamak hepimizin ortak bir sorumluluğu. İyi tanıklık yapmalı, hatırlama mekânları yaratmalıyız. Zorla kaybetme yas hakkımızın, söz hakkımızın elimizden alınmasıdır. İnsan hakları savunucuları olarak bizler her türlü ihlalin, özellikle de işkencenin ortadan kalkması için sorumluluklarımızı yerine getirmek, öncelikle hakikati görünür kılmak zorundayız.”
Prof. Dr. Cem Kaptanoğlu da gözaltında kaybedilenin tutulamayan yasını anlattı:
“Bizim hafıza mekanlarımız işgal altında. Ölenlerin eşyaları dağıtılır, ev içinde hayat yeniden kurulmaya başlar. Ama kayıpların geri geleceği beklendiği için yeniden hayat kurmakta zorlanırlar. Kayıp yakınlarının kayıplarını arayışı en temel haklarıdır. Bu, aynı zamanda bir hakikat arayışıdır.”
“İnsan hakları mücadelesi, sokakların mücadelesi”
TİHV Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı da insan hakları bağlamında gözaltında kayıplar mücadelesini anlattı.
Konuşmasına, “Annelerimizin yüreklerinden öpüyorum. Türkiye’de insan hakları mücadelesi öncelikle annelerin mücadelesidir” diye başlayan Şebnem Korur Fincancı şunları söyledi:
“İnsan hakları mücadelesi aynı zamanda sokakların mücadelesi. Devlete karşı, zora karşı, erke karşı anneliğin gücüyle yapılan mücadelenin insan hakları mücadelesine ışık tuttuğunu söylemek gerekir.” (AS)
* Konuşmacılar, oturum ve konu başlıklarıyla ilgili daha geniş bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
* Fotoğraflar: TİHV, Cumartesi Anneleri/İnsanları, Fatoş Erdoğan.