Cumartesi Anneleri/İnsanları 638. haftada gözaltındaki kayıpları için Galatasaray'da buluştu, 1993'te öldürülen Emin Kaya'nın akıbetini sordu.
Kayıp yakınları, Emin Kaya dosyasını açıklamadan önce, açlık grevlerinin 101. gününde olan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın serbest bırakılarak işlerine iade edilmesi talebini dile getirdi.
Bu hafta da eylemlerini yapamayan Cizre ve Yüksekova'daki Cumartesi Anneleri'nin sesi olduklarını dile getiren Cumartesi Anneleri/İnsanları öldürülmesinin üstünden 81 hafta geçen insan hakları savunucusu avukat Tahir Elçi'yi andı.
Buluşmada oğlu için adalet sağlanmadan yaşama veda eden Emin Kaya'nın annesi Meryem Kaya da anıldı.
"Hukuk ve adalete sahip çıkmaya çağırıyoruz"
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon'un bu haftaki açıklamasını Cumartesi Anneleri/İnsanları'ndan Leyla Kaya okudu.
Kaya şöyle konuştu:
“638 haftadır Galatasaray’dan hukukun üstünlüğü ve adalet talebimizin hak ettiği karşılığı bulması halinde hepimiz için şiddetten uzak, huzur ve güven içinde bir yaşamın mümkün olacağını hatırlatarak hukuka ve adalete sahip çıkma çağrısı yapıyoruz.
“Çünkü Türkiye’de adalete yönelmiş bir hukuk düzeni yok. Hak, özgürlük, eşitlik ve adalet gibi evrensel değerlerle ilgisi bulunmayan sadece iktidarların şiddetini, haksızlıklarını, keyfiliklerini meşrulaştırmaya yönelmiş hukuk dışı bir düzen var. Bunun için biz her cumartesi Galatasaray’da buluşup 'Adalet yoksa hukuk yoktur!' gerçeğini hatırlatıyoruz.”
Kaya, 1993'te öldürülen Emin Kaya’nın gözaltında öldürülmesinde başta Cemal Ön isimli Yüzbaşı, 24-29 Aralık 1993 tarihlerinde Güçlükonak İlçe Jandarma Komutanlığı’nda görev yapmış personellerini, dönemin Başbakanı Tansu Çiller ve İçişleri Bakanı Nahit Menteşe olmak üzere 50. DYP-SHP Hükümetinin sorumlu olduğunu söyleyen Kaya, Emin Kaya’nın Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tozlu raflarında bekleyen dosyasında yerelden ulusala tüm sorumlular adil bir yargı önünde hesap verinceye kadar mücadele edeceklerini söyledi.
Emin Kaya nasıl öldürüldü?Emin Kaya, Şırak ili Güçlükonak (Basa) ilçesi, Düğünyurdu (Taruni) köyünde yaşıyor, dolmuş işletmeciliği yapıyordu. Defalarca Güçlükonak Jandarma Bölüğü tarafından gözaltına alınıp ağır işkence gördüğü için can güvenliğinden endişe duyuyordu. Dolmuşunu satan Emin Kaya İstanbul’a taşınmak için son hazırlıklarını yaparken 24 Aralık 1993 günü sabahın erken saatlerinde Güçlükonak Jandarma Bölük Komutanlığınca köye baskın yapıldı. Evler tek tek arandıktan sonra bütün köy halkı okulun önüne getirildi. Bölük komutanı Emin Kaya'yı "Biz Damlabaşı köyüne gideceği. Sen de bizimle birlikte gelip, yol göster" diyerek götürdü. Oğlunun akıbetinden endişe duyan Meryem Kaya onları bir süre takip etti. Ancak bölük komutanı "merak edilecek bir şey yok, sen geri dön” diyerek, onu yatıştırıp köye gönderdi. Aynı gün akşamı, geri dönmeyen Emin Kaya’yı sormak için bölük komutanına giden aile "Benim bölüğümde böyle biri yok" cevabı aldı. Bunun üzerine ailesi ve köylüler Emin Kaya’yı aramaya başladı. 27 Aralık 1993 tarihinde Dicle’nin derinliklerinde Emin Kaya'nın cansız bedenine ulaşıldı. Emin Kaya'nın tüm iç organları çıkarılmış ve karın boşluğuna iki büyük taş yerleştirilerek suya atılmıştı. Aile ve köylüler cenazeyi alarak köye döndü. Otopsi yaptırmak isteyen aile Güçlükonak Merkez Karakoluna haber gönderdi. Karakoldaki Celal adındaki komutan “Hemen gömsünler, otopsiye gerek yok. Eğer başka bir yere götürmeye çalışırlarsa aynısı onların da başınıza gelir" diye tehdit etti. Bunun üzerine aile hiç bir işlem yapılmadan Emin Kaya’nın bedenini köyde defnetmek zorunda kaldı. Cansız bedeni bile inkar edildiSiirt Milletvekili Zübeyir Aydar olayı 15 Şubat 1994 tarihli soru önergesiyle Meclise taşıdı. Soru önergesini Hükümet adına İçişleri Bakanı Nahit Menteşe cevapladı. Verilen yazılı cevapta: “..... Dicle Nehri kıyısında bir erkek cesedinin bulunduğu Eruh C. Savcılığınca, telefonla Güçlükonak İlçe Jandarma Komutanlığına bildirilmesi üzerine olay yerine gidilmiş yapılan incelemede herhangi bir erkek cesedi bulunamamıştır. Gözaltına alındığı iddia edilen, Emin Kaya hiçbir zaman Güvenlik Güçlerince gözaltına alınmamış olup, soru önergesinde belirtilen konular Güvenlik Kuvvetlerinin çalışma azmini kırmak amacına yönelik asılsız iddialardan ibarettir.” deniliyordu. Emin Kaya’nın gözaltına alındıktan sonra varlığının reddedilmesinden, onun gözaltındayken öldürülerek kaybedilmesinden ve ailenin kendi imkanları ile bulduğu bedeninin bile inkar edilmesinden başta Cemal ön isimli Yüzbaşı ve 24- 29 Aralık 1993 tarihlerinde Güçlükonak İlçe Jandarma Komutanlığı’nda görev yapmış personel sorumludur. Başta Başbakan Tansu Çiller ve İçişleri Bakanı Nahit Menteşe olmak üzere 50. DYP-SHP Hükümeti sorumludur. Emin Kaya’nın Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tozlu raflarında bekleyen dosyasında (2009/546 ) yerelden ulusala tüm sorumlular adil bir yargı önünde hesap verinceye kadar, hakikat ve adalet talebimiz hak ettiği karşılığı buluncaya kadar Emin Kaya’yı ve bu hukuksuzluğu hatırlamaya ve hatırlatmaya devam edeceğiz. |
(EA)
Fotoğraf: Dihaber