İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, İstanbul Tabip Odası, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu, Çağdaş Gazeteciler Derneği ve DİSK Basın-İş’in Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde Salı günleri gerçekleştirdiği "Adalet ve Özgürlük İstiyoruz" nöbet eyleminin dördüncüsü bugün yapıldı.
Kapatılan haber ajanslarının, radyoların, televizyonların çalışanları, ihraç edilen akademisyenler, sağlık emekçileri, hukukçular, okuldan uzaklaştırılan öğrenciler adalet ve özgürlük taleplerini yinelediler.
“Büromuz olmayabilir ama…”
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan JINHA muhabiri Rojda Oğuz “Büromuz çalışma alanımız olmaya bilir ama sokaklar bizim ve kadınlar bizim yanımızda. JINHA kadınların sesi olmaya devam edecek" dedi.
Kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) İstanbul büro şefi Zuhal Atlan, “Büromuz olmayabilir ama haberlerimizi yazmaya devam edeceğiz, gerçekleri asla karanlıkta bırakmayacağız” diye konuştu.
Kapatılan Özgür Gündem Gazetesi editörü Günay Aksoy, Genel Yayın Yönetmenleri Zana Kaya ve Yazı işleri Müdürü İnan Kızılkaya'nın hala cezaevinde olduğunu hatırlattı.
“Tüm meslektaşlarımız engellerle karşılaşıyor. Haber yapma hakkı ve halkın haber alma özgürlüğü gaspediliyor. Gazetemiz ikinci kez mühür de vursanız çıkacak. Gerçeklerden taviz vermeyecek.”
“Yan yana durmaktan başka çaremiz yok”
Kapatılan TV 10 temsilcisi Veli Büyükşahin “Kanalımız kapatıldığında bunun Alevi toplumuna dönük saldırı olduğunu söylemiştik ama saldırı sadece Alevi toplumuna değil, toplumun demokrasi isteyen tüm kesimlerine yönelmiş durumda” dedi.
“Bunu aşmanın yolu tüm kesimlerin demokrasi, adalet ve özgürlük için elele vermesinde.”
Kapatılan İMC TV çalışanı Candan Yıldız, İMC TV çalışanlarının yüzde 50’sinin kadın olduğunu, kadınların iş güvencesinden daha da yoksun olduğu bir döneme girildiğini söyledi.
“Yüzde 50’nin vatandaş sayılmadığı yeni bir Türkiye’nin inşasına gidiliyor. Yan yana durmaktan başka çaremiz yok.”
Kapatılan Özgür Radyo çalışanı Derya Okatan “21 yıldır AKP ve önceki iktidarların işledikleri suçları anlattık. Yeniden yayına başlayacağız. AKP iktidarının suçlarını anlatmayı, ezilen halkların düşlerini anlatmalarına aracılık etmeyi sürdüreceğiz” dedi.
Sticker yapıştırması gerekçesiyle İstanbul Üniversitesi’nden bir ay uzaklaştırma cezası alan öğrenci Buse Bayram, 3 Ekim’de üniversite önünde başladığı direnişi yarın sonlandıracağını duyurdu.
“Üniversite önündeki eylemin her günü gözaltı ile karşılaştık. Yarın kapı önündeki direniş bitiyor ama anfilerde direniş devam edecek.”
“Muhalefeti kitleselleştirmeli”
Kocaeli Üniversitesi’nden ihraç edilen imzacı akademisyenlerden Yücel Demirer muhalefeti kitleselleştirmek gerektiğini belirtti.
“Türkiye’nin hak ettiği mutlu, güzel geleceğe, eşit ve halkların barış içinde olacağı günlere çok yakın olduğundan eminiz dedi.”
“Sağlıkçılar ihraç ediliyor”
İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Samet Mengüç, son KHK’lar ile iki binden fazla sağlıkçının ihraç edildiğini söyledi.
“Sağlıkçıların görevleri sağlıksızlık varsa onu gidermek ve sağlıksızlığa yol açacak koşulları öngörüp önüne geçmektir. Bunu istedikleri için ihraç ediliyorlar.”
Barolara çağrı
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube Başkanı Gökmen Yeşil, KHK’larla savunma hakkına getirilen kısıtlamalara dikkat çekti.
“Avukatların müvekkillerinin haklarını korumakla görevli olduğu gibi barolar da toplumun haklarını korumak zorunda. Barolar bir an önce OHAL’le uygulaması artan faşizme karşı etkin mücadelede bulunmalı.” (BK)