Ağrı'da kaybolduktan sonra cesedi bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir'in ölümüyle ilgili, 2018 tarihli Adli Tıp Raporu'nun ortaya çıkmasının ardından avukat Ayşegül Aydemir, dosyaya müdahale olduğunu ve davanın başka bir şehre alınması gerektiğini söyledi.
"Davanın acilen Ağrı'dan alınıp başka bir yerde görülmesi gerekiyor. Bir adli tıp raporu bile görmezden geliniyorsa bu dosyada ciddi müdahale var demektir."
TIKLAYIN - "Leyla sanki kendi kendine ölmüş gibi bir izlenim var"
TIKLAYIN - 'Leyla Aydemir cinayeti' davasında tutuklu sanığın tahliyesine itiraz
Aydoğan, 2018 tarihli bir adli tıp raporunda geçen bir ibare neticesinde Leyla Aydemir'in cinsel istismara maruz kaldığını belirtmişti.
"Tüm dosyalara uzun bir süre sonra ulaşabildik"
UCİM Avukatı Aydoğan dosyaya müdahillikleinin kabul edilmediğini bu nedenle 2018 tarihli rapora da geç ulaşabildiklerini aktarark süreçle ilgili şu bilgileri verdi:
"Duruşmayı takip etmememiz istendi. Biz her seferinde vazgeçmeyip orada varlığımızın hissedilmesini istedik. Gözlemci de istenmedi. Biz savcı ve hakimle görüşüp bir şekilde gözlemci olduk. Aileden vekalet almak istedik. Ancak aile bizi orada istemediklerini söyledi. Basının gelmesinden rahatsızlardı. Ağrı Barosunun müdahilliği vardı dosyada. Ağrı Baro Başkanından rica ettik, UCİM avukatlarına Ağrı Barosu yetki belgesi verdi, dosyayı görebilelim diye. Fakat bu istinaf aşamasına denk geldi. Biz evraklara ulaşamıyorduk. Aile Bakanlığı avukatlarını arıyoruz, olumlu dönüş olmuyor. Mahkeme kaleminden de normalde avukatın dosyayı görme hakkı vardır. Ancak Leyla davası özellikli bir dava olduğu için mahkeme kalemindekiler de 'bakamazsınız, sonra gelirsiniz' diye geçiştiriyorlardı. Biz tüm dosyalara uzunca bir süre sonra UYAP'tan (Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi) görebilmeye başladık."
İlk adli tıp raporuyla sonrakiler farklı
Dosyalara ulaştıklarında adli tıpçı doktorlar ile tüm raporları incelediklerini ve bunun sonucunda da 2018'de alınan ilk adli tıp raporundaki ibarelere göre Leyla Aydemir'in istismar edildiğinin ortaya çıktığını anlattı:
"Dosyaları didik didik ettik. 2018'de ilk adli tıp raporu aldırılmış. O raporda cinsel ve anal bölge muayenesinde zorlama olduğu, genital bölgede zorlamadan kaynaklı da kırmızı lekeler ve lezyonların oluştuğunu fakat cinsel birleşmenin gerçekleşmediği yönünde tıbbi açıklamalar var.
"Daha sonrasında da raporlar aldırılmış dosyayla ilgili. Diğer raporlarda bununla ilgili hiçbir ibarenin geçmediğini görünce şok olduk. Nasıl olmaz diye. Çünkü bu ciddi bir şey. Bir paragraf yazılmış ve daha sonrasında herkes bu paragraf yokmuş gibi davranmış.
"Muhtemelen ilk rapor aldırıldığında bu kadar çok kamuoyu baskısı yoktu. Daha sonra Leyla davası Türkiye'nin gündemine düşünce diğer raporların baskıyla aldırıldığını fark ediyoruz. Daha sonraki raporlar daha temkinli. 'Ölümüne dair herhangi bir gerekçe bulunamamıştır' gibi ifadelerle üstünkörü düzenlenen raporlar."
2018 tarihli ilk raporun ortaya çıkmasının ardından "Neden şimdi çıktı" gibi soruların oratya atıldığını ancak asıl sorulması gereken sorunun, "Neden savcı ve hakim sorgulamadı, neden buna bakmadı" olduğunun altını çiziyor Aydoğan.
Rapor savcının gözünden nasıl kaçar?
Şöyle devam ediyor:
"Burada aslında önemli nokta raporun savcının gözünden kaçması. İkinci rapora gitmeden önce savcı görüyor çünkü bu ilk raporu. Bunu görür görmez hızlı bir şekilde tüm sanıklardan ve Leyla'dan DNA örneğinin alınması ve eşleşme adına üstüne gidilmesi lazımdı. Bu yapılmamış. O 2018 tarihli rapor yokmuş gibi davranılmış. Oysa bu dosya dava sisteminde, UYAP'ta kayıtlı. Adalet Bakanlığı'nın sisteminde kayıtlı olan bir evrak."
Aydoğan daha önce de Ağrı ilinin küçük olması, sanıkların birbiriyle kardeş, tanıdık olması nedeniyle davanın başka bir ile alınması gerektiğini söylemişti.
TIKLAYIN - "Davanın başka ile taşınması için dilekçe verdik"
Aydoğan şöyle devam etti:
"Davada kalabalık istemiyorlar. Biz CİMER başvrularını yaptık. Davanın acilen Ağrı'dan alınıp başka bir yerde görülmesi gerekiyor. Güvenlik gerekçesiyle. Bir adli tıp raporu bile görmezden geliniyorsa bu dosyada ciddi müdahale var demektir. Aynı mahkemenin görmesi çok sağlıklı olmayacaktır.
"Biz binlerce CİMER başvurusu yapmıştık dava başka şehire alınsın diye ama dosyaya 54 başvuru girmiş. Henüz bir duruşma günü verilmedi. Bu cinsel istismara dair rapordan sonra hızlıca yeni bir soruştırmanın yürütülmesi lazım.
Bu kadar uzamasını istemezdik ama eksik yapılan şey önümüze çıkmaya başladı. Belki sanıklardan DNA örneği alınmasına, belki Leyla'nın otopsisi yapılmasına karar verecekler. O da savcıda şu an."
Ne olmuştu?
Ağrı'da 15 Haziran 2018'de Ramazan Bayramı dolayısıyla ailesiyle dedesine ziyarete gittiği Bezirhane köyünde kaybolan 4 yaşındaki Leyla Aydemir'in bulunması için çalışma başlatılmıştı. Leyla Aydemir'in cesedi, kaybolduktan 18 gün sonra köye 2 kilometre mesafede, kent merkezine giden yolun yakınında akarsu kenarındaki ağaçların arasında bulunmuş, vücudunda darp ya da yara izine rastlanmayan çocuğun cenazesi Bezirhane köyünde toprağa verilmişti.
Ağrı 1'inci Ağır Ceza Mahkemesince karara bağlanan davada tutuklu sanık Aydemir "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "cebir ve hile ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan 4 yıl hapis cezasına çarptırılmış, tutuksuz yargılanan 6 sanık ise delil yetersizliğinden beraat etmişti.
Davada yerel mahkemece ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan amca Yusuf Aydemir de tahliye edilmiş. Avukatların tahliyeye itirazı ise reddedilmişti.
(AÖ)