Fotoğraf: Adanın kuzeyinde süren kayıp kişilerin mezarlarını arama kazısından/Cyprus Mail
BM Zorla ya da Rıza Dışı Kaybedilmeler Çalışma Grubu Çalışma Grubu'nun birincil görevlerinden biri, kayıp olduğu bildirilen aile üyelerinin akıbetini veya nerede olduğunu belirlemede ailelere yardımcı olmaktır. Çalışma Grubu, zorla kaybetme mağdurlarının aile üyeleri ve kaybolma vakalarını bildiren diğer kaynaklar ile ilgili Hükümetler arasında bir iletişim kanalı görevi görür. ■ Kayıp kişilerin akrabaları veya onlar adına hareket eden insan hakları örgütleri tarafından sunulan zorla kaybetmelere ilişkin raporları alır, inceler ve Hükümetlere iletir. ■ Hükümetlerden soruşturmalar yürütmesini ve Çalışma Grubunu sonuçlar hakkında bilgilendirmesini talep eder. ■ Bu bilgi taleplerini periyodik olarak takip eder. ■ Devletlerin Tüm Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Bildiri'nin gerçekleştirilmesinin önündeki engellerin üstesinden gelmelerine yardımcı olarak önleyici bir role sahiptir. ■ Bu hem ülke ziyaretleri yapılırken hem de istendiğinde danışmanlık hizmeti verilerek yapılır. ■ Çalışma Grubu, dengeli coğrafi temsil esasıyla beş bağımsız uzmandan oluşur. Cenevre'de yılda üç kez bir araya gelir. |
"BM Zorla ya da Rıza Dışı Kaybedilmeler Çalışma Grubu" geçtiğimiz salı Cenevre'den Kıbrıs'a gelerek adanın her iki kesiminde kayıp kişilerle ilgili temaslarını tamamlamalarının ardından bugün bir basın toplantısı düzenledi.
Lefkoşa'da ara bölgede Dayanışma Evi'nde yer alan basın toplantısında, BM Çalışma Grubu Heyeti Başkanı ve Raportörü Luciano Hazan, Heyet Başkan Yardımcısı Aua Balde ve üye Henrikas Mickevicius, adadaki temasları ve çalışmalarından elde ettikleri ön bulguları paylaştı.
Kıbrıs Gazetesi'nin haberine göre, uzmanlar, özellikle zorla kaybedilmeler kapsamında mağdurların hakikat, adalet ve onarım hakkı, hafızanın korunmasına yönelik çabalar ve zorla kaybedilmelerin önlenmesine yönelik önlemlere odaklanarak, Çalışma Grubu'nun yetki alanına ilişkin konularda adada incelemelerde bulundu.
Heyet ayrıca, adanın bazı bölgelerine saha ziyaretleri de yaptı.
BM İnsan Hakları uzmanları "Kayıp şahıslar konusunun ivedilikli çözümünün hem kayıp yakınları hem de adanın geleceği için şart" olduğunu söylediler.
Uzmanlar, Kıbrıs'taki kayıp kişilerin yakınlarının haklarının gerçekleştirilmesi için "daha hızlı ilerleme" kaydedilmesi gerektiğini söylediler ve konusunun siyasileştirilmemesinin ve konunun tamamen bir insan hakları ve insani konu olarak ele alınmasının önemine işaret ettiler.
BM uzmanları, adadaki iki lidere Kayıp Şahıslar Komitesi'nin çalışmalarına yönelik desteklerini devam ettirmeleri çağrısında da bulundular.
776 Kıbrıslı Rum ve 201 Kıbrıslı Türk hala kayıp
Basın toplantısında ilk sözü alan Luciano Hazan, heyetin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) davetiyle geçen salı günü Kıbrıs'a ziyarette bulunarak, adanın her iki tarafından yetkililer, Kıbrıs'taki Kayıp Şahıslar Komitesi (KŞK), kayıp şahıs yakınları, sivil toplum örgüt temsilcileri, BM yetkilileri ve diğer ilgili paydaşlarla görüşmeler yaptıklarını söyledi.
Hazan, Kuzey'deki temasları kapsamında, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve danışmanları, kayıp şahıs yakınları, insan hakları savunucuları, akademisyen ve hukukçularla sivil toplum örgütleriyle görüşmeler yaptıklarını bildirdi.
Hazan, heyetin ziyaretinin, Kayıp Şahıslar Komitesi'nin resmi verilerine göre Kıbrıs'ta 1963/64 ve 1974 olayları sırasında kaybolan 2 bin 2 kayıp kişiden 776 Kıbrıslı Rum ve 201 Kıbrıslı Türk'ün hâlâ kayıp olmasından dolayı olduğunu belirtti. Heyetin Kıbrıs'taki temasları kapsamında elde ettiği ön bulgularla ilgili bazı bilgiler paylaşan Hazan, Çalışma Grubu çalışmaları sonucunda yazacakları kapsamlı raporun eylül ayında, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'ne sunulacağını söyledi.
Kayıp Şahıslar Komitesi "iyi örnek"
Hazan, heyetin adadaki ön izlenimlerinden birinin Kıbrıs'taki Kayıp Şahıslar Komitesi'nin çalışmalarına ilişkin olduğunu, iki toplumlu tecrübeyle Kayıp Şahıslar Komitesi'nin "iyi örnek" teşkil ettiğini söyledi.
Hazan, Kayıp Şahıslar Komitesi'nin iki toplum ekibinin sahadaki kazı çalışmalarını yerinde izleme olanağı bulduklarını da söyledi. Komitenin çalışmaları neticesinde KŞK listesinde yer alan 2 bin 2 kayıp kişiden yarıdan fazlasına ulaşılarak, bu kayıpların kimliklendirildiğine işaret eden Hazan, Çalışma Grubu'nun, adadaki iki liderin, BM ve uluslararası donörlerin Kayıp Şahıslar Komitesi'ne desteğinin devam etmesi umudunu dile getirdi.
Hazan, BM heyetinin; Kayıp Şahıslar Komitesi'nin süregelen çalışmaları sayesinde elde edilen önemli başarıları takdir ederken, son yıllarda, arama çalışmalarının yavaşlamış olduğu ve önemli zorluklar hâlâ sürdüğüne dair birtakım bilgiler aldıklarını da belirtti.
Hazan, şöyle konuştu: Birçok aile yakını ile görüştük ve bu sürecin yavaşlamasından duydukları hayal kırıklığını dile getirdiler. Ayrıca görüşmelerimizde kayıplarla ilgili bilginin bulunduğu ancak bunların etkin bir şekilde değerlendirilmediği, ayrıca, siyasi nedenler ya da güvensizlik nedeniyle olası toplu gömü alanlarına ilişkin gerekli bilgilerin taraflar arasında paylaşılmadığı yönünde bilgi aldık." dedi.
Hazan, "Bu bakımdan BM Çalışma Grubu, Kıbrıs'taki kayıp kişiler konusunun siyasileştirilmemesinin gerekli olduğunu ve bu konunun tamamen bir insan hakları ve insani konu olarak ele alınması gerektiğini vurguluyor" dedi.
Komite kuzeydeki askeri alanlara ve arşivlere erişim istiyor
BM Güvenlik Konseyi'nin Kayıp Şahıslar Komitesi'nin gecikmeksizin olası gömü alanlarına ilişkin bilgilere ulaşmasına için tüm taraflara iş birliklerini sürdürme çağrısında bulunduğu kararını da hatırlatan Hazan, "Kayıp Şahıslar Komitesi'nin adanın kuzeyindeki askeri alanlara artan ulaşımını memnuniyetle karşılarken, Türk askeri yetkililerine adanın kuzeyindeki alanlara ve arşivlere Kayıp Şahıslar Komitesi'nin ulaşımına imkan tanıması çağrımızı yineliyoruz" dedi.
"Gerçeklerin konuşulması mekanizması"
Heyet üyelerinden Aua Balde "Tüm kayıp yakınlarının ızdırabına ve acısına bir son vermek için güvensizlik ve kızgınlığı geride bırakmak gereklidir. Yeniden uzlaşmayı ve toplumsal dayanışmayı hedefleyen, özellikle bu iki toplumlu olan, inisiyatifler ve faaliyetler etkin bir şekilde desteklenmelidir" yönünde Çalışma Grubu'nun görüşünü paylaştı.
Balde ayrıca, heyetin Kıbrıs'ta özellikle sivil toplumla, "gerçekleri söyleme mekanizması" kurulması hakkında görüşmeler yaptıklarına da işaret ederek, bunun kaybedilmelerle ilgili olaylar ve hakikatlerin açıklığa kavuşmasını sağlayabileceğini belirtti. Balde, "Neredeyse görüştüğümüz tüm paydaşlar; mağdurlar, yakınları ve toplum için gerçeklerin ortaya çıkarılmasının önemini vurguladılar. Çalışma Grubu; tüm paydaşlara, yeniden uzlaşmaya da olanak sağlayabilecek olan bu fikre gereken önemi vermelerini tavsiye ediyor" dedi.
Zorla kaybedilmelerin sorumluları da ortaya çıkarılmalı
Henrikas Mickevicius ise konuşmasında, heyetin adadaki temasları esnasında kayıplarla ilgili cezai soruşturmalar ve yürütülen yasal süreçlere ilişkin ön tespitleri hakkında bazı bilgiler paylaşarak, "Muhtemel zorla kaybedilmeler dahil kişilerin kayıplara karışmasından doğan insan hakları ihlallerinin cezai soruşturmaları ve yasal süreçlerine ilişkin herhangi bir ilerleme kaydedilmemiştir. Bu, hakikat, onarım, hafıza ile birlikte ele alınması gereken diğer gerekli önemli unsurlardan biriyken Kıbrıs'ta sorumluluk konusuna çok az vurgu yapılıyor" diye konuştu. (AEK)