Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın "Kuzey Kıbrıs'ın Türkiye'ye bağlanması mümkün olabilir" sözlerine tepkiler devam ediyor.
Kuzey Kıbrıslı sivil toplum örgütleri Avrupa Parlamentosu'na (AP) mensup milletvekillerine mektup gönderip, Kuzey Kıbrıs'a Türkiye'nin müdahalelerinden şikayetçi olurken, Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) yazılı açıklamayla Bağış'ın sözlerini "Fetihçi zihniyetin açığa çıkması" olarak değerlendirdi.
Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Mehmet Çakıcı ise Bağış'ın sözlerine destek veren Kuzey Kıbrıs Başbakanı İrsen Küçük'ü eleştirdi ve bu sözlerin başbakan tarafından doğal karşılanmasını utanç verici olarak yorumladı.
Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Erato Kozaku Markulli ise adanın birleşmesi gerektiğini savunarak, bunu başaramamanın iki toplum açısından da utanç vesilesi olacağını ifade etti.
"Kuzey'de asimilasyon politikası uygulanıyor"
Kuzey Kıbrıslı sivil toplum örgütleri, AP Sol Gruba mensup Kıbrıslı Rum parlamenterler Takis Hadjigeorgiou ve Kyriacos Triantaphyllides'e mektup gönderdi.
Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP), Yeni Kıbrıs Partisi (YKP), Doğu Akdeniz Üniversitesi Birlik ve Dayanışma Sendikası (DAU-BİR-SEN) ve Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası'nın (KTOS) Türkiye'nin Kıbrıs siyasetini eleştirdiği mektup, parlamenterler tarafından tüm AP üyeleri ve ilgili AB kurumlarına gönderildi.
ABHaber'e ulaşan mektupta şu ifadelere yer verildi:
* Türkiye 1974'te Yunan Cuntası'nın Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasını değiştirmek üzere yaptığı darbeden sonra adadaki karışıklıkları engellemek için müdahalede bulunmuştu. Fakat bu müdahale yıllar içerisinde Türkiye'nin uzun süreli işgaline dönüştü.
* Türkiye'nin uzun süreli işgali sürecinde, Türk Politikası Kıbrıslıtürkler'e karşı sistematik asimilasyon politikaları izlemeye başladı. Köy isimleri değişti, Türk Lirası kullanılmaya başlandı, Türk Soyadı Kanunu yürürlüğe girdi ve Türkiye'den nüfus getirildi. Kıbrıslırumlar adanın kuzeyindeki mallarını terk etmek zorunda kaldı.
* Kıbrıslıtürkler Türkiye'den getirilen nüfus yüzünden azınlık durumuna düşürüldü. Adaya yerleştirilen nüfusa Kıbrıs Türk vatandaşlığı verilerek, uluslararası kamuoyuna nüfus sayısı oranında yanlış bilgiler verilmiştir.
* Laik Kıbrıs Türk toplumunun Sünni İslam öğeleri taşıyan bir düşünce ile yapısı değiştirilmeye zorlandı. Türkiye tarafından 192 cami inşa edilirken 162 okul açıldı. Bu yürütülen politikalar, adadaki yerel kültürü yok etmeye yönelik sistematik asimilasyon politikasıdır.
* Kıbrıslıtürkler 2004'ten beri adanın federal bir çatı altında birleşmesi fikrini desteklemektedir. Biz şunu çok iyi biliyoruz ki, adanın kuzeyindeki yönetim bizi temsil etmemektedir. Bu sembolik yönetim Türkiye'nin kuklası olmaktan öteye geçmemektedir.
YKP: Fetihçi zihniyet
Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) de, Egemen Bağış'ın açıklamalarıyla ilgili olarak yazılı değerlendirmede bulundu.
Bağış'ın sözlerini "Fetihçi zihniyetin gerçek niyetini açığa çıkarması" olarak yorumlayan YKP, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerde durma dönemi yaşadığını ifade ederek bunun için Kıbrıs'ı bahane olarak kullandığını belirtti.
"AKP Kıbrıs sorundaki gerçek pozisyonuna yeni gelmedi, bir süredir açıkça taksimi, entegrasyonu, ayrılıkçı bir çözümü istediğini çeşitli platformlarda dile getirmekteydi."
"Türkiye'deki birçok demokrat, AKP'nin 'Denktaşlaştığını' söylüyordu. Bu nedenle Bağış'ın açıklaması gerçek niyetin yeniden ortaya konmasından başka bir şey değildir."
"Türkiye'yi yönetenler Kıbrıs'ta gerçekten çözüm istememektedir. İstedikleri çözüm modeli Kıbrıs'ın kuzeyini tam egemenlikleri altında tutarken, güneyi de kontrol edecek mekanizmalar geliştirmektir."
"Bizim fikirlerimize önem verselerdi, burayı denetimleri altında tutmaya, nüfus taşıyıp demografik yapıyı değiştirmeye, asimilasyon politikalarına hız verip paketleriyle yönetip dindar yetiştirmeye çalışmazlardı."
Küçük'ün "doğal" karşılaması utanç verici
Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, Egemen Bağış'ın "Kuzey Kıbrıs, Türkiye'ye bağlanabilir" sözlerini "gayet doğal" olarak niteleyen Başbakan İrsen Küçük'ü eleştirdi.
Çakıcı, Bağış'ın Kıbrıstürkleri'nin iradesini yok saydığını ve rencide ettiğini, Başbakan Küçük'ün de bu sözleri "doğal" karşılamasının "utanç verici" olduğunu söyledi.
Egemen Bağış'ın açıklamalarını "haddini aşan" açıklamalar olarak gördüklerini kaydeden Çakıcı, "Biz Bağış'ın söylediklerini heceleyerek okuduk. Vardığımız sonuçta da, kendisinin değerlendirme özürlü olduğunu söyledik. Ancak, asıl esef verici olan Başbakan Küçük'ün açıklamalarıdır" dedi.
"İrsen Küçük'ün Başbakanı olduğu bir ülkenin başka bir ülkeye bağlanmasını normal karşılamasını, Kuzey Kıbrıs'ın feshi anlamına gelen anlayışa onay vermesini hayretle karşılıyoruz."
"Adayı birleştirememek utanç vesilesi olur"
Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Erato Kozaku Markulli ise çözüm için Türkiye üzerinde diplomatik baskı kurulması gerektiğini savundu.
Uluslararası toplumun Kıbrıs sorununda takındığı tavırdan memnun olduğunu belirten Markulli, birliktelik konusunda güçlü inançlara sahip olduğunu ifade etti.
"Adayı yeniden birleştirmeyi başaramamak, Kıbrıslılar için bir utanç vesilesi olacaktır; din, dil, etnik köken veya herhangi bir farklılığın, adayı yeniden birleştirme konusunda bir engel teşkil etmemesi gerekir." (EKN)
* Bu haber YeniDüzen Gazetesi ve ABHaber'den derlenmiştir.