ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz ve Dış İşleri Bakanı Yardımcısı Mark Grossmann'ın "Türkiye hatasını kabul etmeli" sözlerinden sonra Dışişleri Bakanı Colin Powell ve bakanlık sözcüsü Richard Boucher , bugün "iki ülke ilişkileri ve dostluğu sürecek" açıklamasında bulundu.
Yanardağ, bu iki açıklamanın farkına dikkat çekerek, "ABD'nin, Türkiye'nin Soğuk Savaş dönemindeki gücünü sınırlamak istediğini ancak ilişkileri koparmayacağını" söylüyor.
Yanardağ'a göre; "İran ve Suriye ile girilen ilişkilerle Türkiye^gidişata karşı önlem alıyor.
Rusya ile Avrasya Ekseni
"İki ülke bölgedeki yeni dengede güçlü bir pozisyon elde etmek için birbirlerini deneyen açıklamalar yaptığını" söyleyen Yanardağ, ABD'nin "Türkiye doğru bir siyaset izlemezse; PKK/KADEK'in tehlike olabileceği" kartı da kullanılır" açıklamasını hatırlatıyor.
* Irak'taki ABD işgalinden sonra, 1990'ların başlarında dünyanın içine girdiği sürecin ilk etabının tamamlandığı söylenebilir. Soğuk Savaş dönemine ait statüko artık parçalandı. Birleşmiş Milletler (BM), Kuzey Atlantik Savunma Paktı (NATO) hatta Avrupa Birliği (AB) gibi kurumların görevinin yeniden tanımlanacağı açık. Dolayısıyla Türkiye de bu dönemde dünyadaki yeni yerini bulmaya çalışıyor.
* Ancak Türkiye, bu döneme yön duygusunu kaybetmiş bir ülke olarak girdi denebilir. Irak'ın işgalinden sonra, özellikle Kürt sorunu nedeniyle, bütün bölge ülkeleri gibi kendini tehdit altında hissediyor.
* Genel Kurmay Başkanı'nın bir süredir söyledikleri izlenirse, bölgedeki güvenlik açısından ABD dışında da bir seçenek arayışı içinde olduklarını görmek mümkün. AB, Türkiye'nin bu arayışını yeterince görüp değerlendiremedi. Genel Kurmay Başkanı'nın 'Avrasya ekseni' diye sözünü ettiği, Rusya'yı da içine alacak bir yeni bir ittifak içinde olabileceğini söylemesi, kafa karışıklığı ve bu yön arayışının işaretleri.
Türkiye'nin alternatif arayışı
Yanardağ, ilk olarak Wolfowitz'in dile getirdiği görüşlerin, ordunun Irak Savaşı konusundaki tutumu üzerine olmadığını belirtiyor:
* Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Türkiye'deki yönetici elit içindeki en belirgin güç olarak görüldüğü için açıklamalarda hedeflenmiş görünüyor. Bu nedenle Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Büyükanıt "Tezkere'nin Meclis'te reddedilmesi sonrası bir girişimin demokratik olmayacağını" söylemişti.
* ABD'nin gücünün sınırları Irak'ta görüldü. Türkiye, Umr Kasr'a bile 11 günde giremeyen bir güçle karşı karşıya. Ancak, Amerika'dan köklü bir kopuş istemiyor, bunun risklerini görüyorlar. Ama Suriye ve İran'la ilişkilere bakıldığında alternatif arayışları var. Türkiye ABD ile kopmadan ve kriz olmadan ABD dışındaki seçenekleri de arıyor.
Denge siyaseti ve çelişkiden yararlanma
* Türkiye gibi 50 yıllık bir müttefikin bile ABD'ye kuşkuyla yaklaştığı bir dönemde, ABD'nin kazanmış olduğu etki, Avrupa ülkeleri dahil herkesi rahatsız ediyor. Türkiye de bundan belli bir rahatsızlık duyuyor.
* Dolayısıyla bu çelişkilerden yararlanma ve denge siyaseti denebilecek, Osmanlı'nın son döneminde izlenene benzer bir siyasetle durumu idare etmeye ve olacakları gözlemeye çalışıyor. Suriye ve İran'la girilen ilişkinin nedeni de bu. Bir yandan ABD'den kopmamak, diğer yandan tedbirlerini almak istiyor.(ÖG/NK)