Cumartesi Anneleri/İnsanları, 863. haftada 2 Ekim 1993’te gözaltına alındıktan alındıktan iki gün sonra ölü bulunan Abdülmecit Baskın için adalet istedi.
700. haftadan bu yana Galatasaray Meydanı'nda oturma eylemleri yasaklanan Cumartesi Anneleri/İnsanları, 782. haftadan beridir koronavirüs nedeniyle açıklamalarını Twitter hesabı üzerinden yapıyor.
Açıklamaya Abdülmecit Baskın’ın oğlu Eren Baskın ve kızı Melek Babalıtaş da katıldı.
“Kaç yıl geçerse geçsin adalet isteyeceğiz”
“İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi demokratik sistemlerin temelidir” denilen 863. haftanın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“Devletlerin, başta yaşam hakkı olmak üzere bireyin hak ve özgürlüklerini korumak için etkili bir yargısal sistem kurma yükümlülüğü vardır. Bu sistemin etkinliği demokrasinin derinliğinin de ölçüsüdür.
“Abdülmecit Baskın’ın kimlerin talimatı ile gözaltına alındığı ve kimler tarafından sorgulandıktan sonra infaz edildiği kuşkuya yer bırakmayacak biçimde açıktır. Dosyada sanıkların cezalandırılmasına yetecek kadar delil bulunmaktadır. Bu yüzden evrensel hukuka ve adalete uygun yeni bir karar tesis edilmeli, sanıklar insanlığa karşı suç kapsamında cezalandırılmalıdır.
“Kaç yıl geçerse geçsin; Abdülmecit Baskın için, tüm kayıplarımız için, adalet istemekten, devletin hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 164 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.
“Failler cezasız bırakılıyor”
“Hukukun üstünlüğünü esas alan demokrasilerde herkes, meşru yollarla hak arama özgürlüğüne sahiptir. Hak arama özgürlüğü Türkiye’de de Anayasa’nın 36'ncı maddesi ile güvence altına alınmıştır. Ancak bu topraklarda yaşanan gözaltında kaybetmelerle ilgili yürüttüğümüz hak arama mücadelemizde hep engellerle ve keyfiyetle karşılaştık.
“Bugüne kadarki yargı pratiği bize kaybedilen insanlarımızla ilgili etkili bir ceza soruşturması ve kovuşturması yapılmayacağı, soruşturmada ve yargılamada ilerleme olmayacağı, suçun faillerinin cezasız bırakılacağı mesajını verdi.”
Abdülmecit Baskın nasıl öldürüldü?
41 yaşında 3 çocuk babası olan Abdülmecit Baskın, Ankara Altındağ Nüfus Müdürüydü. 2 Ekim 1993’te iş yerindeki makamından çıktıktan sonra özel harekat polisleri tarafından gözaltına alındı.
4 Ekim 1993’te, sorgulandıktan sonra ateşli silahla öldürülmüş, elleri arkadan bağlı cansız bedeni Gölbaşı mevkinde bulundu. Bulunduğu yer Milli İstihbarat Teşkilatı Genel Koordine Merkezi’ne çok yakın mesafedeydi.
Ailenin başvurusu üzerine başlatılan soruşturma etkin bir biçimde yürütülmedi. Dosya sürüncemede bırakıldı.
Olaydan 18 yıl sonra, 26 Mart 2011’de özel harekât polisi Ayhan Çarkın, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na verdiği ifadede; 1993’te Özel Harekât Daire Başkanı İbrahim Şahin’in emriyle, Abdülmecit Baskın’ı gözaltına aldıklarını ve Baskın’ın özel harekat polisleri tarafından öldürüldüğünü detaylarıyla anlattı. Ayhan Çarkın’ın anlatımlarının yer tanımları, mekanlar ve olay yeri tutanakları ile birebir örtüştüğü savcılık ve mahkeme kayıtlarına girdi.
Çarkın’ın basına da yansıyan itiraflarından sonra Abdülmecit Baskın ve Çarkın’ın beyanlarında isimleri geçen gözaltında kaybedilen veya infaz edilen 18 kişiye ilişkin yeni bir soruşturma başlatıldı.
Soruşturma sonrası 2014’te Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde içlerinde Mehmet Ağar, İbrahim Şahin ve Korkut Eken’in de bulunduğu 19 kişi hakkında “cürüm işlemek için oluşturulan silahlı örgütün faaliyeti kapsamında insan öldürmek” suçundan dava açıldı.
Mahkemede dönemin üst düzey kamu görevlileri söz konusu öldürmelerin devletin bilgisi dahilinde gerçekleştiğini beyan ederek detaylı açıklamalarda bulundu. Ancak kamuoyunda Ankara JİTEM davası olarak bilinen dava 13 Aralık 2019’da tüm sanıkların beraatleri ile sonuçlandı.
Yerel mahkemece verilen hükümlere karşı aileler istinaf kanun yoluna başvurdu. 5 Nisan 2021’de Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, beraat hükmünü bozdu ve dosyayı Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Bozma kararı sonrası ilk duruşma 15 Ekim 2021’de saat 14.00'te görülecek.
(TP)