Bush'un gördüğü müttefikler
Orada, Afganistan gazisi kadar 11 Eylül Pentagon saldırısının kahraman itfaiyecisi de oturuyor. Ancak "yokluk"un güçlü bir sembol olması kadar başkanın ailesini çevreleyen boş koltuk sıraları da ayrı bir metafor özelliği taşıyor.
Orada fazla dost yok: Fransa yok, Almanya yok, Kanada yok, Rusya yok, Çin yok. Orada Körfez Savaşı Sendromu'yla boğuşan 160 bin gazinin temsilcisi yok. Orada 13 milyon Iraklı çocuk yok.
Bağımsız Çalışma Ekibi'nin lideri Eric Hoskins'e göre, çocuklar "ağır kıtlık, hastalık , ölüm ve psikolojik travma" içinde. Irak'taki ekip, savaşın olası etkilerini inceliyor. Orada Beyaz Saray'ın iç harcamaları kesip, 315 milyar dolarlık açığı daha da arttırarak yeni bir savaş için harcanacak ek 100 milyar doların iflasa sürükleyeceği eyaletlerin valileri yok.
Orada sağlık olanaklarından yoksun 42 milyon Amerikalı'nın yada ortalama 27600 dolar tutan öğrenim masraflarıyla yüz yüze gelen üniversite öğrencilerinin temsilcileri yok.
Başbakan Silvio Berlusconi orada yer alabilir, ama İtalyanların büyük bir kısmı değil. Birçoğu yaklaşmakta olan savaşa karşı çıkıyor. Tony Blair, orada bulunabilir, ama onun savaş politikalarına karşı çıkan Britanyalılar'ın yüzde 68'i değil. İspanya Başbakanı Jose Maria Anzar'ın solo sesi yükselebilir: İspanyol Kilisesinin, hükümet dışı örgütlerin ve muhalefetin sesi 26 Ocak'ta "Savaş'a Hayır!" diye yükseldi.
ABD'nin yeni Avrupa'sı
Savunma Bakanı Rumfelds'in "Yeni Avrupa"sının (Polonya, Romanya, Macaristan ve Bulgaristan) yeri olabilir. Fakat bu ülkelerin toplam gayri safi yurtiçi hasılasının bir B-2 bombasına bile yetmeyeceği düşünüldüğünde nasıl bir yardımda bulunabilecekleri merak konusu.
Petrol şirketleri, yerlerine geçebilirler, aslında buna ihtiyaçları da yok. Zaten hükümetteler. Başkan, Arbusto Energy ve Harkin Oil'de; Yardımcı'sı, Halliburton Oil'de; ordu sekreteri Thomas White, Enron'da; Ticaret Sekreteri Don Evans Tom Brown, Inc'te (bir petrol araştırma şirketi); ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleezza Rice, Chevron'da.
Petrol bağlantılarının dile getirilmesini aşırı "kinik" bir yaklaşım olarak görseniz bile şunu akıldan çıkarmayın: Cheney'in Ulusal Enerji Politikaları Geliştirme Grubu'na göre önümüzdeki yirmi yılda ABD'nin petrol üretimi yüzde 12 gerilerken, petrol tüketimi 1/3 oranında artacak ve bunun 2/3'ünü ithal etmek zorunda kalacak. Ortadoğu, petrol rezervlerinin yüzde 65'ine sahipken ve Irak neredeyse Suudi Arabistan kadar (belki de daha fazla) petrole sahipken, petrolün oyunun önemli bir parçası olduğu düşüncesinin neresi "kinik" olabilir?
Adı belirtilmemiş bir Amerikalı diplomatın Sunday Herald'a söylediği gibi,"Bağdat'ta rejim değişikliğinde ısrar, ABD için stratejik bir zorunluluk." Bir de orada yokluğu belirgin derecede hissedilen, hükümetin zenginlere sağladığı 674 milyon dolarlık vergi indiriminin ekonomimize kayda değer bir katkı sunmadığını söyleyen iktisatçılar var ve bunlar çoğunluğu oluşturuyor.
Büyüme hızı çok düşük (yüzde 2'nin az üstünde), işsizlik de artıyor. Eğer işsizlik yüzde 6'lardan geriye çekilmezse, tüketiciler onların ürünlerini kullanmayı kesebilir. İşte o zaman dikkatli olunmalı. "Amerikan tüketicisi, amerikan ekonomisi için yaşamsal bir öneme sahiptir" diyor, Morgan Stanley'in baş ekonomisti Stephen Roach. "Eğer tüketici daha da zayıflatılırsa, yapacak bir şey kalmayacak."
Savaş kötü giderse (ki bunu kimse bilemez), Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi'ne göre işsizlik yüzde 7.5'lara ve benzinin galonu 3 dolara fırlayabilir. 100 trilyon dolarlık Amerikan ekonomisi çökerse, dünya ekonomisi de çöker.
Avrupa'nın mali durumu kırılgan; Japonya resesyon sınırında; Endonezya, Filipin ve Singapur tehlikede; Latin Amerika yardıma muhtaç. Fransız Bankası BNP Paribas'ın iktisatçısı Brian Fabri, "dünya bu savaşı kaldıramaz" diyor.
Savaşın iç ve uluslararası sonuçlarını hesaba katmadığımız gibi, geleceğe dair en ufak fikrimiz de yok. "Savaş, hedeflere dair düşünceleri ortadan kaldırır. Buna savaşın hedeflerine dair düşünceler de dahildir" diyor yazar/filozof Simone Weil ve ekliyor: "savaş, savaşa son verme düşüncesini de ortadan kaldırır."
* Birliğin Durumu (State of The Union) her yıl Ocak Ayı'nın başında ABD Başkanı tarafından yapılır. Yukarıdaki yazı, Başkan Bush'un 29 Ocak 2003 tarihinde yaptığı ABD tarihindeki 214. konuşma ile ilgilidir. Yazının orijinali için bkz: State of the Union
* yazı sendika.Org internet sitesinde yayınlandı. Vurgu ve ara başlıklar Bianet'e aittir.